Alevi Haber Ajansi

Koçyiğit’ten Meclis’te açıklama: Biz bu ülkenin misafiri değiliz

PİRHA- DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, bir basın toplantısı yaparak gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Koçyiğit, “Ne yazık ki Türkiye Süleymaniye’de birçok defa sivil yerleşim yerlerini, sivil araçları hedef alarak oradaki insanları, oradaki özgür basın çalışanlarını katlederek savaş suçu işlemiştir” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Özgür basın çalışanları Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn’in öldürülmesine ilişkin konuşan Koçyiğit, “Kalemini yerde bırakmayan, dünyanın dört bir yanında savaşa, zor koşullara rağmen halkın haber alma hakkı için alanlarda, meydanlarda, savaş yerlerinde olan, savaş siperlerinden yayın yapan ve ne olursa olsun geri adım atmayan özgür basın emekçilerini de sizin şahsınızda selamlamak istiyorum” dedi.

“TÜRKİYE SAVAŞ SUÇU İŞLEDİ, KATLİAMIN SORUMLUSU AKP-MHP’DİR”

Koçyiğit, şunları kaydetti:

“Bu bir yargısız infazdır. Siz SİHA’larla gidip bir başka ülkenin hava sahasında bir başka ülkenin eğer sivil araçları sivil yerleşim yerlerini hedef alıyorsanız ve o hedef sonucunda da özgür basın emekçilerini, gazetecileri, orada yaşayan halkı katlediyorsanız, bunun adı yargısız infazdır. Savaşta bile gazetecilere dokunulmaz. Ama ne yazık ki Türkiye Süleymaniye’de birçok defa sivil yerleşim yerlerini, sivil araçları hedef alarak oradaki insanları, oradaki Özgür Basın çalışanlarını katlederek savaş suçu işlemiştir. Katliamın sorumlusu AKP-MHP iktidarıdır. Kürt sorunu demokratik yöntemlerle çözmeyen, her yeri savaş alanına çeviren, Güney Kurdistan’ın neredeyse her metrekaresine askeri üs kuran, askeri anlaşmalarla yeni bir savaşın kapısını aralamaya çalışan iktidar bizzat bu ölümlerin sorumlusudur.”

“BİZE DAYATTIĞINIZ ‘GÖLGE YURTTAŞ’ OLMAYI KABUL ETMİYORUZ”

“AKP, şiddeti ve linç kültürünü örgütlüyor” diyen Gülistan Kılıç Koçyiğit, şunları ekledi:

“Şiddet salgın gibi yayılıyor. Kadın düşmanı bir iktidar; her gün ama her gün kadınların yaşamına kast ediyor. Bir cins kırımına varan bu şiddeti körüklüyor ve bunu besliyor. Bu failler eğer işledikleri suçların cezasız kalmayacağını bilselerdi bu suçları işlemezlerdi. Meclis’ten sokaklara taşan; kadına yönelik şiddetten çocuğa yönelik şiddete, oradan hayvanlara, göçmenlere yönelik şiddete, yoksullara yönelik şiddete oradan ötekilere varan bir şiddet sarmalıyla karşı karşıyayız. Bu bir linç kültürüdür. Bu kültür bizzat iktidar eli ile hortlatılmaktadır. Herkesin bu riske ve şiddete karşı tutum alması gereken günlerden ve eşikten geçiyoruz.
Kürtçe müzikler eşliğinde halay çekenler, şarkı söyleyenler tutuklanıyor, saldırıya uğruyor. Yargının ve kolluğun ve iktidarın bu tür olaylarda taraf olduğu, ırkçıları koruduğu ve kolladığı bir yerde; toplumsal barıştan ve yan yana yaşamaktan bahsetmenin koşulları ortadan kalkıyor. Bugün AKP iktidarı politikalarıyla toplumu ortadan ikiye bölüyor. Gerçek anlamda bölücülük yapıyor. Edirne’den Hakkari’ye biz milyonlarız bu ülkenin gerçek sahipleriyiz. Biz bu ülkenin misafiri değiliz. Elbette bu ülkenin her karışında konuşacağız. Asla ama asla bize dayattığınız ‘gölge yurttaş’ olmayı kabul etmiyoruz.

“KENAN EVREN’E RAHMET OKUTACAK BİR POLİTİKAYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”

Koçyiğit, Erdoğan dün Bitlis’te yaptığı konuşmayı hatırlatarak şu ifadelere yer verdi:

“Erdoğan dün Bitlis’te ‘İnsanımızın kimliğinden dilinden dolayı ötekileştirildiği günler geride kaldı. Baskıların ve yasakların olduğu günler geri gelmemek üzere tamamen geride kaldı’ diyor. Kürtçe halay çekenlerin tutuklandığı, Kürtçe şarkı söyleyenlerin darp edilip linç edildiği bir ortamda Tayyip Erdoğan’a soruyoruz; nasıl oluyor da yasaklar baskılar ortadan kalkmış, nasıl oluyor da insanlar kökeninden dilinden dolayı ayrımcılığa uğramıyor. Dönüp sadece küçük ortağının son bir haftada yaptığı açıklamalara baksa hakikati ve gerçeği görecek.
Ama onun görevi gerçeği görmek değil. Onun görevi gerçeği karartmak, algı oluşturmak ve manipülasyon yaratmaktır. Kenan Evren hayatta olsaydı; AKP ve MHP’nin Kürt ve Kürtçe düşmanı politikalarını ayakta alkışlardı. O anlamıyla 12 Eylül zihniyetine ve Kenan Evren’e rahmet okutacak bir politika ile karşı karşıyayız.”

PİRHA/ANKARA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak