Alevi Haber Ajansi

Kışanak, cezaevinden PİRHA’nın sorularını yanıtladı

PİRHA- Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Pir Haber Ajansı’nın sorularını yanıtladı. Cezaevinden mektupla yanıt veren Kışanak, önemli mesajlar verdi. 

Gültan Kışanak…Bu ülkede en zor üç kimliğe sahip. Kadın, Kürt ve Alevi. Yaşamı boyunca çok badireler atlattı. İşkencelerden geçti. Direndi, yılmadı mücadeleden.

2016 Eylül’ünde apar topar cezaevine konulan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak, 12 Eylül döneminde de Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde kaldı. İşkence gördü. Bir gazetede şöyle anlatmıştı gördüğü işkenceyi:

“Cezaevi Müdürü Binbaşı Esat Oktay Yıldıran vardı… Bir gün bizim kadınlar koğuşuna girdi… Herkes ayağa kalktı, ben kalkmadım… Sırf içeri girdiğinde ayağa kalkmadım diye, ben Kürt değilim Türk’üm’ demediğim için beni köpeği Co’nun kulübesine tıktırdı. Köpeğinin bile kalmak istemediği, pislik içinde, küçücük bir kulübeydi bu… Bir gün değil, iki gün değil, bir ay değil, iki ay değil, tam altı ay orada kaldım. Nefes almanın bile zor olduğu o kulübede bana her gün dayak attılar, her gün işkence yaptılar.”

Gültan Kışanak bu insanlık dışı işkencelerden geçerek bugünlere mücadelesini, direngenliğini taşıdı.
Yıl 2017 ancak Kışanak yine cezaevine konuldu. Kürt, Alevi ve kadın kimliğine yönelik hep bir saldırıyla karşılaştı Kışanak.

Kocaeli Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan Gültan Kışanak, Pir Haber Ajansı’nın sorularını yanıtladı. Sorularımıza mektupla yanıt veren Kışanak, 12 Eylül’de askeri darbe koşullarıyla şuanki durumu karşılaştırarak, “Şimdi ise sivil bir darbeyle karşı karşıyayız. Darbeci bir zihniyet her geçen gün iktidarını pekiştiren adımlar atıyor” ifadesini kullanıyor.

Kışanak, “Seçilmiş bir insan olarak tutuklu olmak, bireysel tutukluluktan çok farklı. Çünkü ona oy vermiş yüz binlere yönelik sindirme aracıdır. Bizim şahsımızda halkın iradesini kırmak istiyorlar.” diyor.

Ağuçan Ocağı’na mensup bir ocakzade olan Gültan Kışanak, Xızır’ın Alevilik inancındaki önemine de değiniyor.
“Burada ne yazık ki lokma dahi  yapıp veremiyoruz. Aileme mektup yazdım. Benim adıma niyaz yapıp dağıttılar. Çok sevindim”

İşte Kışanak’ın sorularımıza verdiği yanıtlar:

PİRHA- Bu ülkede yaşayan Kürt Alevi bir kadın olarak 12 Eylül vahşetini Diyarbakır zindanlarında geçirdiniz. Kadın, Kürt ve Alevi yani üç kimliğinize de yaşam hakkı tanınmıyor ve şimdi bir kez daha cezaevindesiniz. O günden bu güne neler değişti? Bir kıyaslama yaparak, Pir Haber Ajansı’na değerlendirebilir misiniz? 

KIŞANAK: 12 Eylül bir askeri darbeydi. Çıplak ve yalın bir zulüm vardı. Açık bir askeri darbe olduğu için, darbe koşullarının uzun sürmeyeceğine ilişkin umut daha güçlüydü. Şimdi ise sivil bir darbeyle karşı karşıyayız. Darbeci bir zihniyet her geçen gün iktidarını pekiştiren adımlar atıyor. Görünürde sivil bir iktidar olduğu için de, geleceğe dair belirsizlik var. Fakat sivil darbe, askeri darbeden daha çok toplumsal baskı yaratıyor. 3 ay boyunca tek kişilik bir hücrede tecritte tutulduk. F tipi cezaevleri her türlü insani dayanışmayı, birbirine destek vermeyi ortadan kaldıran bir uygulama.

Bugünkü cezaevi koşullarıyla 12 Eylül dönemi cezaevi koşullarını değerlendirebilir misiniz? 

Yan odadaki insanların en temel ihtiyaçlarının olmadığını bildiğimiz halde yardımcı olamıyoruz. Arkadaşlarımıza su gönderemedik. Diyarbakır cezaevinde en büyük gücümüz dayanışmaydı. Birbirimize güç ve moral veriyorduk. Birbirimizin yerine dayak yiyorduk. Seçilmiş bir insan olarak tutuklu olmak, bireysel tutukluluktan çok farklı. Çünkü ona oy vermiş yüz binlere yönelik sindirme aracıdır. Bizim şahsımızda halkın iradesini kırmak istiyorlar.

Bize cezaevinde geçirdiğiniz bir gününüzü anlatır mısınız?

Gerek tecrit günlerinde gerekse şimdi zamanı verimli kullanmaya çalışıyoruz. Sabah erken kalkıyoruz. Gün içerisinde planlı bir şekilde kitap ve gazete okuyoruz. Koğuşlar çok soğuk. Spor yaparak ısınmaya çalışıyoruz. Gelen mektuplara cevap veriyoruz. Dışarıyı takip ediyoruz. Gelişmeleri değerlendiriyoruz. Yaşanan siyasi darbenin boşa çıkarılmasına ilişkin yapılabilecekler konusunda fikir yürütüyorlar. İnsanı yalıtan, yalnızlaştıran ve sadece kendisinin günlük ihtiyaçları üzerinden idarenin iletişimine odaklanmış bir sistem var F tipinde.

Şubat ayı aynı zamanda Xızır ayı olarak da bilinir. Ağuçan Ocağı’na mensup bir ocakzade olarak Xızır ayına ilişkin bir mesajınızı ve yaşadığınız bir anıyı bizimle paylaşır mısınız? 

2 gündür Nurhayat  (Altun) ile birlikte oruç tutuyoruz. Burada ne yazık ki lokma dahi  yapıp veremiyoruz. Aileme mektup yazdım. Benim adıma niyaz yapıp dağıttılar. Çok sevindim. Xızır Alevilerde çok önemli bir felsefedir. Darda olanlara mutlaka Xızır yetişir ve onu o zorluktan kurtararak bir destek sunar. Aslında Alevi inancında da dayanışmanın önemini, kimsenin darda bırakılmamasını öngören bir felsefedir. Mutlaka bir dayanışma ile bu zor dönemin atlatılmasını öngörür. Bu nedenle Aleviler pasif bir şekilde Xızır’ın gelmesini beklemezler. Dayanışma ve ortaklaşmayla zorlukların üstesinden gelmeyi felsefe olarak benimserler. Toplum olarak zor günler yaşadığımız bu günlerde de daha fazla dayanışma, ortak mücadele ile bugünleri aşacağımıza inanıyorum.

Bir referandum süreci yaşanıyor. Alevi toplumuna, kadınlara dönük bir mesajınız olacak mı? 

Bütün topluma, özel olarak da kadınlara ve Alevilere, bu referandum sürecinde özgürlüklerimize sahip çıkarak otoriter bir yönetime dur diyecek bir durum sergilemeleri çağrısını iletiyorum. Aleviler açısından bu gidişata dur demek, varoluşsal bir önemdedir. Eğer önlenemezse Alevi inancı bugüne kadar yaşadıklarımdan çok daha fazla bir baskıyla karşılaşacaktır. Bu süreç gerek kadınlar gerekse Aleviler için hayati bir süreçtir. Herkese kucak dolusu selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Başaracağınızı biliyorum.     (HABER MERKEZİ)

 

      

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak