Alevi Haber Ajansi

Kaval çalarak sebze satan Hikmet Aras, süpermarketlere karşı mücadele veriyor-VİDEO

PİRHA- Hikmet Aras, dört tekerli demir aracına yüklediği sebzeleri sokak sokak gezerek satmaya çabalıyor. Satış yaparken aynı zamanda kaval çalan Aras, “Çalıştığım bölge müziğe çok açık. Hemen hemen her evde bağlama veya gitar çalan birileri var. Durum böyle olunca kaval çalmam da insanların hoşuna gidiyor” dedi.

Sekiz kardeşli bir ailenin üyesi olan Hikmet Aras, 1988 yılında Kars’tan Ankara’ya geliyor. Büyükşehir Belediyesinde iş bulup uzun yıllar çalışan Aras, aynı yerden emekli oluyor.

Bütün kardeşlerinin şu an Ankara’da yaşam sürdüğünü anlatan Hikmet Aras, “Ailemin bir kısmı pazarcılık yapıyor. Onların işleri sebebiyle hep yanlarında olurdum. Şu anda emekliyim ve bende de bir anlamda pazarcılık işi yapmaya başladım” diyerek seyyar yürüttüğü işi hakkında bilgi verdi.

“KARS’TAKİ ANNELER HEP BİR ÖZLEM ÇEKER”

Hikmet Aras ile sabahın erken saatlerinde Yenimahalle’deki evinin önünde buluştuk. Aras, komşularının, zamanında ‘görüntü kirliliği yapıyor’ diyerek şikayet ettiği o dört tekerli demir arabayı güçlükle iterek bahçedeki yerinden çıkardı. Emekli aylığı yetersiz kalınca sebze satmaya başladığını anlatan Aras, “Özgür irademle, patronsuz bir ortamda iş yapıyorum. Asgari ücretle, sanayi ortamında çalışan bir işçiden daha mutluyum” diyerek aktarımına başladı.

Hikmet Aras, her ne kadar Kars’ta doğup büyüdüyse de Ankara’yı çok sevdiğine vurgu yapıyor. “Kars’a gittiğimde dahi burayı özlüyorum” diyen Aras “Kars’ın ekonomik açıdan iyi bir iş alanı yok. Kırsal alanda yaşam bir hayli zor. Haliyle herkes gurbete çıkıyor. Anne ve babalar çoğu zaman çocuklarının yüzlerini senelerce göremiyor. Kars’ta hep bir gurbet hayatı var. Durum böyle olunca insanlar büyük şehirlere göç ediyor. Yani Kars’taki anneler hep bir özlem çeker. Gözleri hep yollarda olur. Tarihsel olarak Kars’ı hep anlatır, Kurtuluş Savaşı’yla da hep anarlar. Çok değerli bir şehir olduğunu söylüyorlar. Altyapısına ya da üretimine baktığınızda hiç de o kadar değerli olmadığını görürsünüz. İlgi gösterilmesi gereken bir yerde dururken Kars şu an kötü bir noktada duruyor” diyerek durumunu özetliyor.

HAFTANIN ALTI GÜNÜ SEYYAR SATICILIK YAPIYOR

Hikmet Aras, Ankara’ya yerleştiren sonra şehre adapte olma konusunda ise “Şehirde zorluk çekmem için çok dar görüşlü olmam gerekirdi. Ama insanlarla çok çabuk kaynaşabiliyorum. Ayrıca Batıkent semti çok farklı bir yer. Burada hemen hemen bütün insanlar okur ve aydın diyebilirim” ifadelerini kullandı.

Aras, şu an haftanın 6 günü çalıştığını belirterek her gün farklı bir bölgede satış yaptığını anlattı. Genellikle yeşillik sattığını söyleyen Aras, “Yeşillikleri Ankara’da bahçelerde üretim yapan bir arkadaştan alıyorum. Her ürünü günlük, taze alıp, satıyorum. Reyhan, kekik, dere otu, tere, roka, yeşil soğan, kıvırcık gibi ürünler satıyorum” dedi.

HER GÜN EN AZ 70 KİLO YÜK !

Taşıdığı el arabasının en az 70 kilo olduğunu belirten Aras, bazı dönemlerde yükünün 150 kiloya kadar vardığını söyledi. Aras, sıcak mevsimlerde iş yükünün çok zorlaştığına işaret ederek “Her satış yaptığım yerde insanlardan su istiyorum. Sağ olsun onlar da ikram da bulunuyorlar. Mahalleliler bu konuda çok duyarlı. Emeği ile çalışan insana burada değer veriliyor. Batıkent’in insanlarında Alevi felsefesi ağırlıkta olduğu için duyarlılar. İnsanı dinleyebiliyorlar. ‘Keşke ben de böyle doğabilseydim’ diyorum. Evlerdeki hemen hemen bütün çocuklar okumuş oluyor. İnsani yanları çok güzel ve merkezlerinde hep insan var” şeklinde konuştu.

MARKETLERDEKİ SEBZELERE DİKKAT!

Hikmet Aras, sattığı yeşilliklerin daha çok kışın tercih edildiğini söylese de şu mevsimlerde de alıcısını bulduğunu anlatıyor. Aras, marketlerde satılan ürünlerin neden çabuk bozulduğunu da belirterek şu ince detaylara işaret ediyor:

“Bana ‘Yeşillikleri nereden getiriyorsun?’ diye sorduklarında direkt ürünlerimi açıp gösteriyorum. Tazeliğini görünce hemen alıyorlar. Günde 300 kişi ile karşılaşıyorsam bunun anca 20’si alışveriş yapıyor diyebilirim. Çünkü insanlar da alım gücü de düştü. İnsanlar, sebze ve meyvenin çok yüksek fiyatlı olduğunu söylüyor. 2021 çok pahalı bir yıl oldu. Zaten benim de çok hızlı bir satışım yok. Ama insanlar beni tanıdıkça artık marketten alışveriş yapmıyor. İnsanlara sebze ve meyveyi kesinlikle marketten almayın diyorum. Çünkü sebze ve meyveler marketlerde soğuk hava depolarında tutuluyor. Üzerlerine sık sık su serpiliyor. O ürünler eve götürüldüğü zaman çözülüp çabuk bozuluyor. Fakat pazar ortamında alınan sebze ve meyve aynı durumda değil. Günlük ve tazedir.”

MÜŞTERİLERİNE MÜZİK ZİYAFETİ DE VERİYOR

Hikmet Aras, seyyar satış yapmasının yanında bir de kaval çalmasıyla tanınıyor. Kimi zaman arabasını itmeyi bırakıp, sırtını bir duvar ya da ağaca yaslıyor ardından enstrümanını üflüyor. En çok Sanatçı Yasin Poyraz’dan etkilendiğini belirten Aras, insanlara hem sebze hem de müzik ziyafeti sunuyor.

Ankara sokaklarında Mem û Zîn, Arix ve Karakoyun gibi eserler çalan Aras, insanlar tarafından beğeniyle karşılandığını anlatarak şunları söylüyor:

“Satış yaptığım bölge müziğe çok açık ve eğilimli. Hemen hemen her evde bağlama gitar çalan birileri var. Deyişlerin, halk müziğinin ağırlıklı olduğu bir yer Batıkent. Durum böyle olunca benim kaval çalmam da insanların hoşuna gidiyor.”

Eren GÜVEN/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak