PİRHA-HDP İzmir İl binasına gerçekleştirilen saldırı ve Deniz Poyraz’ın katledilmesine ilişkin hazırlanan iddianameye dair açıklama yapan dava avukatları, savcılığın adeta katliamın boyutlarının ortaya çıkarılması için zımni bir ortaklık sergilediğini ifade ederek, Suriye’de silahlı eğitimden geçirildiği görüntülerle ortaya çıkan katilin SADAT ile bağlantısına dair soruşturmanın gerçekleştirilmediğine işaret ettiler.
İzmir’de 17 Haziran’da Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl binasına gerçekleşen silahlı saldırıda yaşamını yitiren Deniz Poyraz davasına ilişkin avukatları, dava üzerine Konak’ta bulunan Kaya Prestige Otel’de basın toplantısı düzenledi. Toplantıya dava avukatlarının yanı sıra HDP İl Eşbaşkanı Abdulkadir Baydur ve parti yöneticileri katıldı.
Basın toplantısında konuşan Avukat Türkan Aslan Ağaç, soruşturmayı yürüten savcılık ve emrindeki kolluğun büyük bir uyumla cinayetin araştırılmaması için fikir birliğinde olduklarını söyledi. Kolluk güçlerinin olayın öncesi ve gerçekleştiği andan itibaren “büyük bir zaaf içerisinde” olduğunu belirten Ağaç, “Türkiye’nin üçüncü büyük şehrinde Türkiye’nin üçüncü büyük partisine yönelik yapılacak silahlı saldırı girişimine ilişkin istihbari bilgilerinin olmaması, şehir merkezinin göbeğinde kolluğun yaşadığı gecikme, bir çok kolluk birimi orada olmasına rağmen olayın yaşandığı sırada olaya müdahale etmemiş olmaları, olay yerinin denetim altına alınması konusunda yaşanan ihmaller, olay yeri incelemenin gerekli titizlikle işini yapmamış olmasını örnek vermek mümkündür. Ancak, benzer saldırı olayları incelendiğinde hepsinde neredeyse ortak yaşanan bu zaafın tesadüf olduğunu düşünmek çok iyiniyetli bir yaklaşım olur” dedi.
“DELİLLERİN YOK EDİLDİĞİ KANAATI OLUŞMUŞTUR”
Polisler hakkında görevi ihmal suçundan dahi soruşturma başlatılmadığını vurgulayan Ağaç, olay yeri incelemesinin detaylı yapılmadığını talepleri üzerine 22 Haziran’da yapılan incelemede mermi çekirdeği bulunduğunu kaydetti. Saldırganın üst aramasında çantasından çıkan eşyaların ayrı tutanakla kayıt altına alınmadığını belirten Ağaç, “Katilin iş merkezine girerken elinde bulunan çanta ve polis ile ilk teması olduğunda kendisine sorulan ‘çanta nerede’ sorusundaki çanta içerisindeki eşya listesinin neden ayrıca tutanak haline getirilmediği soruşturma aşamasındaki evraklardan anlaşılamamaktadır. Çanta içerisinde yer alan eşya ve materyallerin tam listesinin neden tutanağa bağlanmadığı ve özellikle de bu eşyaların neden emanete alınmadığı açıklanması gereken hususlardandır. Aksi halde bir kısım delillin yok edildiği kanaati kamuoyunda oluşacaktır” şeklinde konuştu.
“NEZARETHANEYE ALINMADI”
Saldırganın emniyette çekilen fotoğraflarında nezarethanede tutulmadığının anlaşıldığını dile getiren Ağaç, “Çekilen fotoğrafta saldırganın vermiş olduğu pozdaki rahatlığı, kendisine kolluk tarafından sunulan konfordan ve gösterilen ilgiden kaynaklanmış her halde. Gözaltına alındığı sırada ‘senin adın ne abiciğim’ anlayışı gözaltı sürecinde gösterilen iltimasla devam ettirilmişe benziyor. Saldırgan katilin gözaltında olduğu saatlerde instagramında yer alan paylaşımların ve storylerin silindiği, gerçekleştirdiği silahlı saldırıya ilişkin yapılan yorumlara ‘beğendi’ yaptığı tarafımızdan tespit edilmiştir. Bunun üzerine, gözaltına alındığında telefonuna el konulup konulmadığı, el konulması gereken telefonun kim yada kimler tarafından kullanıldığına ilişkin araştırma yapılması tarafımızdan talep edilmiştir. Taleplerimize ilişkin savcılığın hiçbir işlem yapmadığı görünmektedir” diye belirtti.
SALDIRGAN SIK SIK EMNİYETİ ARAMIŞ
Ağaç, yapılan HTS incelemesinde saldırganın çeşitli tarihlerde 27 kez İzmir İl Emniyet Müdürlüğünü aradığının tespit edildiğini dile getirerek şöyle devam etti:
“Bu aramaların sıklığı ve özellikle son hafta tarihleri dikkate alındığından bunun sıradan olmadığı çarpıcı olarak görülmektedir. Bu nedenle İzmir İl Emniyet Müdürlüğünden kimi / kimleri aradığı, konuşmanın içeriğinin ne olduğu büyük önem arz etmektedir. Bu nedenler ile İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’ne ait bu telefon numaralarına ilişkin ses kayıtları, hangi birim ile görüştüğü hatta kiminle konuştuğunun tespit edilerek soruşturma dosyasına gönderilmesi tarafımızdan talep edilmiştir. Ancak, emniyet ses kayıtlarının olmadığını söylemekle yetmiştir. Bu konuda başka bir araştırma ve soruşturma yürütülmemiştir. Katilin saldırı gerçekleştireceği hafta boyunca İl Emniyet Müdürlüğünü araması normal görülmüş ve araştırmanın derinleştirilmesi yoluna gidilmemiştir.”
SALDIRGANIN SADAT İLE İLİŞKİSİ
Suriye’de silahlı eğitimden geçirildiği kamuoyuna yansıyan, ülkücü işaretleriyle çeşitli silahlarla poz veren katilin SADAT ile bağlantısına dair soruşturmanın gerçekleştirilmediğine işaret eden Ağaç, “Kamuoyuna yansıyan bilgiler ışığında saldırganın SADAT ile ilişkisi olup olmadığının araştırılmasına yönelik talebimiz karşısında kolluğun yaptığı tek şey inter aktif ortamda inceleme yapmakla sınırlı kalmıştır. Bunun dışında saldırgan katilin SADAT adlı yapı ile ilişkisi olup olmadığına ilişkin derinlemesine bir araştırma yapılmadığı gibi, görüntüyü kurtarmak açısından dahi işlem yapılmamıştır. Yani bu hususu yazılı olarak şirket sorma veya şirket yetkililerinin ifadelerine başvurma gereği dahi duymamışlardır. SADAT’ın kendi internet sayfasında yaptığı açıklama nedense doğru olarak kabul edilmiştir” ifadelerini kullandı.
“SİYASİ İKTİDARIN KASTI VAR”
Ağaç’ın ardından söz alan dava avukatlarından İmdat Ataş ise, cinayetin öncesindeki siyasal süreç ve gidişata bakıldığında bu cinayetin siyasi olduğunun anlaşıldığını söyledi. Yaşanan saldırıda siyasi iktidarın kusuru hatta kasta varacak ihmali olduğunu vurgulayan Ataş, “HDP önünde bir çadır var. Bu tür faaliyetler provokatif ve devlet eliyle polis korumasında destekleniyor. Bu çadırların kaldırılmasına dair endişelerini ifade etmelerine rağmen kaldırılmamış, hatta desteklenmiştir” dedi.
“ÇABAMIZ SÜRECEK”
Soruşturmanın derinleştirilmeden davanın kapatılmak istendiğini söyleyen Ataş, “Devlet yaşam hakkını ihlal etmiştir. Siyasal partinin faaliyetlerini engellemeye yönelik taraflı davranmıştır. İdarenin sorumluluğu çok açıktır. Böylesi bir cinayetin devletin bilgisi dahilinde olmadan yapılmasını mümkün görmüyoruz. Dink cinayeti bunu örneğidir. Bu yargılama aşamasında saldırının tekil değil organize bir faaliyet olduğuna dair çabamız sürecektir” diye konuştu.
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.