Alevi Haber Ajansi

‘Kanser ve epilepsi hastası Çelik serbest bırakılsın’-VİDEO

PİRHA – Hasta tutukluların durumlarına dikkat çekmek amacıyla yapılan F Oturumunda bu hafta 22 yıldır tutuklu ve kanser hastası olan Cengiz Sinan Halis Çelik’in serbest bırakılması talep edildi. 

Haberin Videosu

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi hapishane Komisyonu’nun her hafta hasta tutukluların durumlarına dikkat çekmek amacıyla düzenledikleri F Oturumunun bu hafta 287’incisi düzenlendi. Galatasaray Meydanı’nda buluşan insan hakları savunucuları 1996 yılında Ağrı’da yaşanan bir çatışma sonucu tutuklanan ve 22 yıldır tutuklu bulunan Cengiz Sinan Halis Çelik’in serbest bırakılmasını talep ettiler.

Geçtiğimiz günlerde Hakk’a yürüyen Cumartesi İnsanları’ndan Güzel Şahin’in (Güzel Ana) mücadelesi anlatıldı. Daha sonra konuşan Şahin’in mücadele arkadaşı İsmail Karagöz, 1996 yılından bu yana Şahin ile mücadele yürüttüklerini belirtti. Şahin’in onurlu bir insan olduğunu dile getiren Karagöz, “Faşizmin yüzüne tüküren bir insandı. Nerede zulüm ve hakaret varsa Güzel Ana orada onun karşısındaydı. Dik duran bir insandı. Dik duralım ve korkmayalım” dedi.

“BAŞ EĞMEZ DİK DURUŞUN MÜTEVAZİ BİR TEMSİLCİSİYDİ”

Güzel Şahin’in anılarıyla ilgili olarak konuşan Muharrem Kurşun, “Ben Güzel Anamıza öldü demiyorum. Çünkü öyle düşünmüyorum. Sadece fiziki olarak aramızdan ayrıldı. Ölümsüzleşti diyorum. Bunu hissederek söylüyorum. Güzel Anayı hapishanede ölüm orucunda bile yanımızda görüyorduk. Burada da yanımızda. Baş eğmez dik duruşun mütevazi bir temsilcisiydi.” dedi.

OLUMSUZ BİR DURUMDAN YETKİLİLER SORUMLU”

Karagöz’ün ardından konuşan Cengiz S. H. Çelik’in ablası Sevim Çelik, kardeşinin Silivri T Tipi Cezaevi’nde tutulduğunu belirterek, “Kardeşim, ölüm hücresi denilen bir hücrede tutuluyor. Hastalığından dolayı hiç uyuyamıyor” diye belirtti. Kardeşinin yaklaşık 7 aydır ilaçları verilmediği için hastalığının ilerlediğini dile getiren abla Çelik, “Geçen hafta Perşembe günü Adli Tıp’a götürülmüş. Doktor kardeşime ‘Hastalığın ilerlemiş ve kemiğe yetişmiş. Tam teşekküllü bir hastaneye gitmen lazım’ demiş. Ama bir türlü tedavi edilmiyor ve buna da anlam veremiyoruz. Kardeşim öldürülmek isteniyor. Olumsuz bir durumdan yetkililer sorumludur” diyerek kardeşinin bir an önce serbest bırakılmasını istedi.

“AÇIK GÖRÜŞ HAKKI ENGELLENİYOR”

Basın metnini okuyan insan hakları savunucusu Ümit Efe, “12 Eylül karanlığını aratmayan hapishane koşullarında en temel insan hakkı olan yaşam hakkının keyfi uygulamalarla ortadan kaldırılmaya çalışıldığını vurguladı. Adalet Bakanlığı’nın görmezden gelme tavrı ile hak ihlallerinin sıradanlaştığını söyleyen Efe, tüm muhalif kesimlerin sindirme ve korkutma politikalarıyla yok edilmek istendiğini kaydetti. Sadece tutukluların değil tutuklu yakınlarının da çıplak arama, disiplin cezaları, yakalama kararlarıyla yakınlarının görüşlerine alınmadıklarını belirten Efe, “En temel hak olan açık görüş hakkı idari personel tarafından engelleniyor. Mahpusluk kişi ve yakınları için ciddi psikolojik rahatsızlıkların doğmasına, sürekli endişe haliyle içeride ve dışarıda yaşamanın adeta imkansız hale gelmesine sebep oluyor” dedi.

“TÜRKİYE TÜM HALKA AÇIK HAPİSHANE”

Türkiye sınırlarının tüm halka açık hapishane haline getirildiğini vurgulayan Efe, İHD olarak yaşatılan haksız ve hukuksuz uygulamaları teşhir etmeye devam edeceklerini belirtti. Efe, 1996 yılında Ağrı’da bir çatışmada yaralı olarak yakalanan Cengiz Sinan Halis Çelik’in her geçen gün kötüye giden sağlık durumu hakkında bilgi verdi.

“İLAÇ TEDAVİLERİM YAPILMIYOR”

Cengiz S. H. Çelik’in İHD’ye gönderdiği mektupta hastalığıyla ilgili bilgiler verdiğini söyleyen Efe, Cengiz S. H. Çelik’in mektubunda şunları yazdığını belirtti: “Kanser hastasıyım, defalarca ameliyat oldum. İlaç tedavileri nedeniyle vücut direncim düşük, sindirim sistemimde problemler var, idrarımdan kan geliyor, üç aylık periyotlarla olmam gereken ameliyatlar ve gerekli ilaç tedavilerim yapılmıyor. Eczacılar Birliği’nden temin ettiğim ilaçlarım, herhangi bir onkoloji ve üroloji uzmanı görüşü olmamasına rağmen almama gerek olmadığı söylenerek verilmiyor. Üroloji doktoruyla görüştürülmüyorum, rastgele bir doktora götürülüyorum; Epilepsi hastalığım için de aynı durum söz konusu.”

“2016 ARALIK’TAN BU YANA TECRİTTE TEK BAŞIMA KALIYORUM”

Cengiz S. H. Çelik’in hapishanede adli bir tutuklu tarafından saldırıya uğrayarak 13 yerinden şişlendiğini belirten Efe, Cengiz S. H. Çelik’in arbede sırasında ayak bileğinin kırıldığını ve tekerlekli sandalye ile yaşamak zorunda bırakıldığını kaydetti. Cengiz S. H. Çelik’in ayak kemiğinin yerine kaynamadığı, kas erimesiyle birlikte ayak ve ayak bileğinde incelme başladığı bilgisini veren Efe,  Cengiz S. H. Çelik’in ayağının üstüne basıp yürüyemediğini, fizik tedavisinin bir türlü yapılmadığını, bu durumdan kısa bir süre sonra da Metris R Tipi’nden  Silivri’ye sevk edildiğini daha sonra da Metris R Tipi’ne götürüyoruz diyerek T Tipi’ne getirdiklerini kaydetti. Efe, Cengiz S. H. Çelik’in 2016’nın Aralık ayından bu yana tecrit bölümünde tek başına kaldığını kaydetti.

“CAN GÜVENLİĞİM YOKTUR”

Efe, Adli Tıp Kurumu’nun tek başına kalamaz raporuna rağmen 9 aydır yalnız kalan Cengiz S. H. Çelik’in özellikle epilepsi nöbetlerinde ağız salgısı nedeniyle boğulma, kalp krizi veya solunum sıkıntısı olacağı endişesiyle uyuyamadığını belirtti. Cengiz S. H. Çelik’in mektubunda “Zaten kanser bünyeme çökmüş buna bir de uyuşukluk ve stres eklenince dayanmak çok zor. Can güvenliğim yoktur” diye yazdığını söyleyen Efe, Cengiz S. H. Çelik’in F Tipi’ne gitmek istediğini, sağlık ve hapishane koşullarını kamuoyuyla paylaşmaya ihtiyaç duyduğunu belirttiğini kaydetti. (HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak