Alevi Haber Ajansi

Kadınlar İzmir’de ‘barışı’ konuştu: Barış sürecinin öznesi olmak istiyoruz- VİDEO

PİRHA- KESK İzmir Kadın Meclisi’nin “Kadınlar barışı istiyor” panelinde barış ve demokratikleşme sürecinde kadınların özne olması gerektiği mesajı verildi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Kadın Meclisi, Karşıyaka Kültür Merkezi’nde “Kadınlar barışı istiyor” başlıklı panel düzenledi.

Panel salonuna “Jin, jîyan, azadî”, “İnatla barış, ısrarla kadın mücadelesi”, “Kadınlar barış istiyor” pankartları asıldı.

Panelde konuşmacı olarak Avukat Türkan Aslan Ağaç, Tevgera Jinen Azad (TJA) Aktivisti Avukat Ruşen Seydaoğlu, KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher yer alırken, moderatörlüğünü Sibel Uyan gerçekleştirdi. Panele, siyasi parti ve STK temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı.

“SÜRECİN OZNESİ OLMAK İSTİYORUZ”

Türkan Aslan Ağaç, barış talebinin toplumsallaşması gerektiğini de vurgulayarak, “Eğer ‘kadınlar barış istiyor” diyorsak bu yaşamsal bir hakikati açıklıyor. Savaşın ve çatışmanın yükünü en ağır şekilde çeken kadınlar oluyor. Barış bizim için toplumun yeniden inşası anlamına geliyor. Barışın bizim için ne kadar kıymetli olduğunu bölgedeki gelişmelerden görüyoruz. Bu barış talebini toplumsallaştırmak ve Ortadoğu’daki barış özlemini tesis etmemiz gerekiyor. Barışın aslında ne kadar elzem olduğunu tekrar tekrar görüyoruz. Çağrı ile başlayan süreçte barış ve demokrasiyi birlikte konuşuyoruz. Biz kadınlar için barış, pozitif bir inşayı ifade ediyor. Bu da demokratik, kadın özgürlükçü ve ekolojik bir modelle olabilir. Barış ancak böylesi demokratik bir zeminde inşa edilebilir. Bu süreçte barış masasın kurulacağını varsaydığımız dönemde kadınları müzakere sürecinin öznesi olmak zorunda. Bu ülkeye barış gelirse yoksulluğun sona ermesi anlamına gelir. Barış ancak adaletli emek rejimi ile tesis edilir ve bu konuda kadınların buna öncülük etmesi lazım” diye konuştu.

“MASADA KADINLARIN OLMASI ÖNEMLİ”

Yıllardır barış için taleplerin değişmediğini söyleyen Ruşen Seydaoğlu ise kadınların varoluşu üzerindeki sistematik saldırılara dikkat çekti. Deniz Poyraz’ın, İzmir için önemine vurgu yapan Ruşen Seydaoğlu, “Biz kendi özgürlüğümüzü inşa ederken bunları, kaybettiklerimizin büyük katkısı var. Sistemsel bir saldırı karşısında barışın mücadelesini vermek toplumların kendilerini nasıl inşa edeceklerinin de anlamına geliyor. Karşımızdaki güç, bütün araçları kullanıyor. Savaş politikalarını süreklileştirmek için sermayedarla çalışıyor. Türkiye’de bu saldırılar Kürtlere yönelik yapılıyor. Savaş bütün yakıcılığı ile devam ederken savaşın adı olmadığı için uluslararası mekanizmalar da devreye girmiyor. Barışı anlamak ve anlamlandırmak gerekiyor. Kadınların barış talebinde birçok sebep var. Masada olmak da var ama masayı sokaklara çekmek de önemli. Toplum içindeki çeşitliliklerin söz kurması lazım. Toplumu oluşturan kesimlerin risk görülmeden inşalarını kurmaları gerekiyor. Masada kadınların olması önemli. Savaş sürecinde kadınların sadece bedenlerine saldırılar yapılmıyor. Kadının mevcut durumda üretim içerisinde ürettiğine yabancı olduğu bir durum var. Bu tartışmaları emek düzleminde de yapılması barışa katkı sunacak. Barış artık herkesin ihtiyacı oldu. Demokratik modernitenin öznesi olarak barışı inşa ediyoruz.” dedi.

“KADINLARIN BARIŞ MÜCADELESİ HEDEF HALİNE GETİRİLİYOR”

Ardından konuşan Döne Gevher, Ortadoğu barış konferansında tartışma yürüttüklerini ama Türkiye’nin gündemini yeteri kadar gündeme getirilmediğini ifade etti. Döne Gevher, “Türkiye’de ki emekçilerin bu süreç içerisinde saldırıların yoğunlaştığı, kadın emekçilerin hedef haline getirildiğini barış talebinin nasıl toplumsallaşacağını biraz daha içerden konuşmalıyız. KESK’in kuruluşundan beri dönem dönem temkinli, dönem dönem daha cesur çıkışlar olsa da mücadeleyi bir şeklide götürmeyi başardı. Bugün itibari ile KESK açsından yine 2000’lerin başında yine KESK’e yönelik saldırılar gerçekleşti. 2023’te de KESK kadın sekreterlerine yine aynı şekilde müdahale oldu. Bir kere şunu görelim savaş süreci can kaybıdır ve bu en çok emekçi çocuklar üzerinden olur. Savaş süreçleri emek mücadelesinin kriminalize edildiği bir dönemdir. Tüm bu süreçte barış akademisyenleri kamu emekçilerinin barış talebi kriminalize edildi. Emekçiler için barış mücadelesinde ısrarcı olmak temel bir hat olmak zorunda” dedi.

Döne Gevher, saldırıların içinde var olma koşullarının kadınların hak temelli mücadeleyi birlikte götüreceği, emeğin toplumsal barış sürecinde yer almasından geçtiğine işaret etti.

Panel, soru cevap şeklinde son buldu.

PİRHA/İZMİR

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.