Alevi Haber Ajansi

Kadınlar hem üretiyor hem de arkadaşlarına destek oluyorlar- VİDEO

PİRHA – Çankaya Halk Eğitim Merkezi’nde bir araya gelen kadınlar, el sanatları alanında üretim yapıp hem ihtiyaçlarını karşılıyor hem de ihtiyacı olan kadınlara maddi ve manevi destek oluyorlar. Aynı zamanda Türkiye Soroptimist Kulüpleri’nin üyeleri olan kadınlar, şiddet gören bireylere, öğrencilere ve geçim sıkıntısı yaşayan arkadaşlarına da destek oluyorlar.

Ankara’da kadınlar, Çankaya Toplum Eğitim Merkezi bünyesinde hem üretim yapıyor hem de ürettiklerini satarak ihtiyacı olan kadınlara destek oluyor.

Ev işçisinden, doktoruna dek birçok meslek grubundan kadınları bir araya getiren el sanatları kursunun üyeleri hem öğrenip hem de ruhen rahatladıklarını ifade ediyorlar.

“KADINLARIN ÜRETİM YAPIP SOSYALLEŞMESİNİ AMAÇLIYORUZ”

Selin Özlüer Halk Eğitim Merkezi’nin en genç öğretmenlerinden birisi. Giyim eğitmenliği yaparak kadınlara, evde kullanmadıkları kumaşlarla birbirinden güzel giysiler dikilebileceğini gösteriyor. “Yaptığımız iş aslında kadınların hayatına dokunmak” diyen Özlüer, şöyle devam ediyor:

“Biz burada evde sıkışıp kalmış, emekli olmuş, emeklilikten sonra evde bunalmış, belki çalışmayan ama eve hapsolmuş kadınları burada hayata kazandırıp sosyalleştirmek için proje gerçekleştiriyoruz. Projemiz, insanların hem üretmesini hem de sosyalleşmesini sağlamak için. Mesela ben giyim öğretmeni olarak insanlara kullanabilecekleri kıyafetleri diktiriyorum. Kadınların bedenlerine göre kıyafetleri özel olarak çalışıp dikiyoruz. Çalışmalarımızdan birisinin konusu ‘geri dönüşümdü’. Artık kullanılmayan malzemeleri birleştirerek tasarım yaptık.”

Özlüer, üretim yapılan ürünleri gelir kazanmak adına satabildiklerini de ifade ederek, “Kadınlar yaptıklarını satabiliyor ama daha çok kendilerine dikmek istedikleri için satış ikinci planda kalıyor. Hanımlar evde oturmasınlar. Buraya gelsinler ve sosyalleşsinler. Üretim yaptıkça kendilerini daha değerli hissedecekler.”

Cemile Akyol ise Çankaya Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nün en deneyimli isimlerinden birisi. Akyol, el sanatları öğretmenliği yaparak kadınlara hem üretim yapmanın keyfini hem de dayanışmanın güzelliğini öğretiyor.

 45 YAŞINDAN SONRA GELEN ÖĞRETMENLİK

Keçe süsleme, ahşap boyama ve aynı zamanda takı tasarım öğretmenliği yapan Akyol, emekli olduktan sonra öğretmenliğe başladığını söyleyerek şunları aktardı:

“Hem üretiyor hem de yaptığımız işten kazanç sağlıyoruz. Genelde evde çalışan ve emekli olup boşluğa düşmüş kadınlar kulübümüzün üyeleri arasında yer buluyor. Hakimler, avukatlar, doktorlar, psikologlar ve daha birçok meslek grubundan insanlar evden sıkılıp buraya geliyor. Çok kaliteli vakit geçiriyoruz. Karşılıklı bilgiler verilebiliyor bu ortamda. Yani yoğun bir dayanışma içerisinde çalışma yürütüyoruz. Örneğin geçmişte genç bir kadın gelip derneğimize üye olmak istedi. Kayıtlarımız dolduğu için kendisini dahil edemeyeceğimi söylemiştim. Biraz konuşma sonrasında ‘ama benim annem öldü biliyor musunuz’ dedi ve ben o anda çok üzüldüm. Ardından çalışmalara dahil ettik. 5 gün geldi ve doktoru ‘nereye gittiysen çok iyi yapmışsın, devam et çünkü iyi bir terapi olmuş’ demiş. Burası gerçek anlamda bir terapi merkezi. Aynı zamanda satışlar da yapıp elde ettiğimiz gelirlerle de çocuk okutuyoruz. Kadınların şiddet gördüğü dönemlerde onlara yardım da edilebiliyor. Kalacak yer veya ne gerekiyorsa yardım yapılıyor. Yani kadınlar burada hem parasal hem de fikirsel anlamda birbirlerine çok yardımcı oluyor. Her zaman söylediğim şey; kadınların evde oturmaması gerektiği. Bu tür yerlere gelsinler. Ufukları genişlesin, neler yapıyoruz görmeleri lazım. Ben 42 yaşımda emekli oldum. Evde oturuyordum. Bir arkadaş tavsiyesi üzerine kurslara gitmeye başladım. Ahşap boyamaya başladım derken öğretmen olmam yolunda bir teklif aldım. 45 yaşından sonra en çok sevdiğim mesleğime ulaşıp öğretmen oldum. Hiçbir zaman geç değil. Ömür boyu eğitim alınabilir. Şu an 61 yaşındayım ve geçen sene ustalık belgemi aldım. Yani bu saatten sonra ‘aman ne yapacağım’ denmemeli. Çok şey yapılıyor çok şey üretiliyor.”

“KADINLAR EVLERİNDEN ÇIKSINLAR”

Toplum Eğitim Merkezi’nde başarıya imza atmış kadınlardan birisi de Şükran Karban. İlkokul mezunu iken kurslara başlayıp ardından ortaokul ve liseyi de bitirdiğini söyleyen Karban, 50 yaşında nasıl öğretmenliğe kavuştuğunu şu sözlerle anlattı:

“Bütün ev kadınlarına tavsiye ederim; evde oturmasınlar. Çıkıp kendilerini geliştirebilecekleri bir şeyler yapsınlar. Şu an rölyef yapmaktayım. Resimleri alıp üç boyutlu hale getirip çerçeveleyerek evleri süslüyoruz. Sipariş alıp satışlar da yapıyoruz. Aynı zamanda ihtiyacı olan kadınlara da yardımcı oluyoruz. Gelen kadınlar burada terapi gördüklerini söylüyor. Örneğin 1 kursiyer buraya başladıktan sonra ilaçlarını bıraktı. Kısacası kadınlar evlerinden çıksınlar.”

El sanatları öğretmeni Hülya Öztürk ise ahşap boyama ve dekoratif süsleme dersleri veriyor. Öztürk de kadınların daha fazla yaşama ve üretim alanlarına dahil olması gerektiğini vurgulayarak, “Kadınların evde oturup zaman geçirmesindense kurslara katılıp arkadaşlık kurmalarını öneriyorum. Kurs ortamlarında fikir alışverişi içerisinde oluyoruz. Her konuda sohbet edebiliyoruz. Keyifli vakit geçirebiliyoruz. Yabancı elçiliklerden dahi öğrencilerimiz var. Farklı kültürleri dahi yakından tanıyabilme durumumuz oluyor. Kadınlar artık daha fazla dışarıya açılmalı.”

Cebrail ARSLAN – Eren GÜVEN / ANKARA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak