Alevi Haber Ajansi

Kadınlar, Gazi Cemevi’nde ‘Barış’ konulu panel düzenledi: Seyirci değil, bu sürecin öznesiyiz! – VİDEO

PİRHA – Sultangazi Kadın Dayanışması Kadınlar Barışı Konuşuyor” konulu panel düzenledi. Panelistlerden Sebahat Tuncel, Barış ve Demokratik Toplum Sürecine dair konuşmasında “Demokratik toplumun inşası için önemli bir süreç. Biz kadınlar, sadece seyreden olmamalıyız, müdahil olmalıyız. Biz seyirci değil, bu sürecin öznesiyiz” diye belirtti.

Sultangazi Kadın Dayanışması “Kadınlar Barışı Konuşuyor” konulu panel düzenledi.

Gazi Cemevi’nde yapılan panelde “Kadın eliyle barış, demokratik toplumla yükseliş” mesajı verildi.

Siyasetçi Sebahat Tuncel’in konuşmacı olarak katıldığı panelde “Barış ve Demokratik Toplum” sürecine dair detaylar paylaşıldı.

“KADINLAR, DEMOKRASİ SÜRECİNİN BAŞINDA YER ALMALIDIR”

Sebahat Tuncel, barışın toplumsallaşması için devletin adım atması gerektiğinin altını çizdi. “Umut hakkı gibi yasal süreçlerin yürütülmesi gerekiyor” diyen Tuncel, şu konuşmayı yaptı:

“Önceki dönemlerdeki müzakerelerin başarısız olmasının nedenlerine bakılmalı. Bugün barışın gerçek ve sürdürülebilir olması için Meclis’in adım atması en önemli noktada duruyor. Kadınların, gençlerin, ‘nasıl bir toplum istiyoruz?’ sorusuna cevap vermesi gerekir. Kadınlar, demokrasi sürecinin başında yer almalıdır. Tarihte kadınlar demokrasi mücadelesindeki rolleriyle öne çıkmıştır. Barış sürecinde de kadınlar öncü olmalıdır.

Kadınların, Alevilerin, Kürtlerin, ekolojistlerin sorunlarını anayasal düzlemde çözebiliriz. Kadınlar, sahici barışın gelmesi için daha fazla çaba içinde olmalıdır.

Gerçekten kadınlar, bu savaştan çok daha derin etkileniyor ve izi de öyle kolay silinmiyor. Yani hemen barış yaşansa bile kadınlar açısından bıraktığı iz çok daha derin etkileri olan bir süreç. O açıdan savaşa karşı olmak ülkesel olarak bizim açımızdan önemli bir yerde duruyor. Yani hem Türkiye kadın hareketi açısından hem Kürt kadın hareketi açısından sosyalist ve feminist kadın hareketi açısından bu ilkesel bir nokta ve biz aslında yıllardır barış mücadelesini ilerletmek için uğraşıyoruz. Ortadoğu’da barış, Türkiye’de barış, Kürdistan’da barış; yani bu barış meselesi o açıdan önemli ve kıymetli.

“ALEVİ TOPLUMUNDA BİR GÜVENSİZLİK HALİ VAR”

Gerçek bir barışa ulaşabilmek için neler yapmalıyız, tartışmak kıymetli. Çünkü Türkiye’de yürütülen bir süreç var. Sürece dair sokakta çok fazla duyduğum bir şey var. Özellikle bizim Alevi toplumunda bir güvensizlik hali, işte ‘CHP’ye yönelik bir operasyon ve kayyumların yaşandığı bir süreçte nasıl barış olur’ gibi tartışmalar… Yine işte ‘DEM’e yönelik operasyonlar yani bir yandan gözaltı tutuklamalar, baskı siyaseti devam ederken bir yandan da barış mümkün mü?’ sorularıyla çok karşılaşıyoruz. Ya da ‘bu devlete güven olabilir mi?’ sorularıyla çok karşılaşıyoruz. Devlete yönelik güvensizlik nedeniyle bunları soran birçok kişiyle karşılaşıyoruz.”

“MÜDAHİL OLMALIYIZ”

Sebahat Tuncel, Barış ve Demokratik Toplum sürecinin kadınlar açısından nasıl okunması gerektiğini ise şu cümlelerle anlattı:

“20 yüzyıla kadar dünyanın genelinde kadınların oy kullanma hakkı dahi yoktu. Kadınlar yurttaş bile değillerdi. Oy hakkı mücadelesi dahi 200 yıl sürdü. Bu nedenle unutmamak gerekir, savaşlar ölüm demektir. O nedenle de bu barış sürecinin bir yasal düzenlemesi olmalı.

Şimdi bir de ‘Siz yine AKP’yi destekleyeceksiniz, Erdoğan’ı cumhurbaşkanı yapacaksınız’ tartışmaları var. Madem o kadar gücümüz vardı arkadaşımız Demirtaş’ı cumhurbaşkanı yapardık. Bizim derdimiz; Kürt halkının, Alevilerin halkının sorunlarını çözecek demokratik özgür bir sistem inşa etmektir. Biz bu düzeni değiştirmek için mücadele ediyoruz. Bakın AKP ile CHP’nin anlaşma ihtimali daha yüksektir!

Demokratik toplumun inşası için önemli bir süreç. Ama bunun için de silahların susması gerekir. Biz kadınlar olarak, sadece seyreden olmamalıyız. Müdahil olmalıyız. Kardeşlik hukuku deniliyor ancak Kürtlerin hiçbir hakkı yok. Eğer bir kardeşlik hukuku kurulacaksa kadınlar bu süreçte ne kazanacak düşünmeliyiz. Barışırsak hayatımızda ne değişecek? Örneğin ırkçılığa, cinsiyetçiliğe karşı mücadeleyi daha çok tartışıp tavır koyacağız. Kadın, çocuk katliamlarına karşı daha çok ses çıkaracağız. Biz seyirci değil, bu sürecin öznesiyiz.”

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.