İZMİR – DAD İzmir Kadın Meclisi, barışı tartışmak için düzenlediği etkinlikte konuşan DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, Türkiye’de tekçiliğin olmasından kaynaklı toplumun barışı yaşayamadığına dikkat çekerek, “Toplumsal sözleşmede Alevilerin bir özne olması gerektiği yönünde talebimiz var. Biz Aleviler oluşan mecliste kesinlikle olmalıyız. Önümüzdeki yüzyılda da inkar edilmek istenmiyoruz” dedi.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İzmir Şubesi Kadın Meclisi, “Alevi kadınlar barışı konuşuyor” başlıklı kahvaltı buluşmasında bir araya geldi. Çiğli’de bulunan dernek binasında gerçekleşen buluşmada konuşmacı olarak Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan yer aldı.
Buluşmada “Jin, jiyan, azadi”, “Turna avazıyla direnen kadınlara bin selam olsun” pankartları asıldı. Buluşmaya çok sayıda kadın katıldı. Uyandırılan Çerax’ın ardından kadınlar, hak ve hakikat mücadelesinde hayatını kaybedenler için saygı duruşuna geçti. Burada konuşan DAD İzmir Şubesi Eşbaşkanı Nebat Çelik, barışı konuşmak için bir araya geldiklerini, Aleviler ve kadınların barış sürecinin neresinde olduklarını tartışacaklarını belirtti.
DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, Alevi inancının uzun zaman inkara maruz kaldığını ifade etti. Alevilik inancının rızalık ve ikrarlık üzerine kurulduğunu ve Aleviliğin anlayış biçimin doğayla bütünleşme olduğunu belirtti. Kadriye Doğan, “Biz cins ayrımı, yapmadan yaşamı birlikte inşa eden inancız. Kadını kutsayan, kadına can gözüyle bakan bir inancız. Böyle bir inançtan geliyoruz. İnancımız kadını çok önemli, değerli bir yere koyar. Toplumsallığımızı inşa ederken de neyle inşa ederiz? Cem erkanı ile inşa ederiz. Orada erdemli olmayı, piri pak olmayı sağlarız. Bizim cem erkanlarımız yerel meclistir, bizim mahkemelerimizdir. Bugün Dünya’ya örnek olacak bir şeklidir. Kadını toplumsal yaşamdan öteleyen, erkek hizmetine sunan, yok edilmesini istenen olguya karşıdır Alevilik inancı. Biz Alevilerin hafızasında, katledilme var. Fiziki olarak katletmediklerinde de eritmeye çalışıyorlar” dedi. Kadriye Doğan; inançların, dinlerin devletle bütünleşmemesi gerektiğini söyleyerek, siyasal iktidarın Aleviler üzerinde ki çeşitli politikalarını anlatarak tepki gösterdi.
‘BARIŞ VE DEMOKRATİK TOPLUM ÇAĞRISI: KADIN ÖZGÜRLÜKÇÜ YAŞAM’
Kadriye Doğan, Türkiye’de tekçiliğin olmasından kaynaklı toplumun barışı yaşayamadığına dikkat çekerek, bu durumun topluma huzur sağlamadığını söyledi. Buna karşı Kürt halkının bir mücadele şekli ortaya koyduğunu kaydeden Kadriye Doğan, 50 yıllık mücadeleyi sonlandıran Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısına” değindi. Demokrasinin inşasının birinci dereceden kadınların elinde olduğunu kaydeden Kadriye Doğan, “Hepimizin özlemi, tüm farklılıkların, inançların, ortak ve birlikte demokratik zeminde yaşaması. Kadınların bütün sorunların çözümünde bir özne olarak yer alması gerekiyor. Silahlı mücadele verenlere ‘Niye silahlı mücadele ediyorsun?’ diye eleştirenler şimdi de ‘Silahlı mücadeleyi niye bıraktınız?’ diye soruyorlar. Çünkü artık Kürt’ler de Aleviler de varız diyebiliyor. 21’ini yüzyılı evet kadınlar inşa edecek. Kadın özgürlükçü, ekolojik bir yaşamı biz kuracağız. Barış sürecine en çok kadınların, Alevilerin ihtiyacı var” diye belirtti.
‘DEVLETİN DEVŞİRME POLİTİKASI YERİNE BARIŞ MÜCADELESİNE YÖNELMESİ GEREKİYOR’
Kadriye Doğan, Suriye’de ki Alevi halkına yönelik katliamı anımsatarak, HTŞ rejimini kabul etmeyenlerin katledilerek topluma mesaj verildiğini söyledi. Buna karşı çeşitli coğrafyalardan Alevi’lerin duruma tepki gösterdiğini işaret eden Kadriye Doğan, “Dönelim Türkiye’ye. Toplum olarak tüm toplumların birlik olması gerekir. Kimse demesin ‘O yaşamasın da ben yaşayayım.’ Ben neysem tüm insanlar aynı hakka sahip. Barış, demokrasi, özgürlük istiyorsak böyle bakmalıyız. Aleviler ağırlığını nereye koysa o olacak. Barış olacaksa barış olacak. Bugün ilgi Alevilere yönlendirildi. Bir çağrı var bugün o çağrının etkisini hafifletmek yerine bu çağrıyı duyurmasını gerekliliğini yerine getirmesi gerekir. Devletin devşirme mücadelesi yerine, barış mücadelesine yönelmesi gerekir. Devleti buraya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘TOPLUMSAL SÖZLEŞMEDE ALEVİLER ÖZNE OLMALI’
Kadriye Doğan, İran-İsrail savaşını hatırlatarak, savaşta en çok zarar görenlerin kadınlar ve çocuklar olduğunu belirtti. Kadriye Doğan, ölüm ve savaştan değil barıştan yana olduğunu vurguladı. Alevilerin nasıl bir talebi olduğunu irdeleyen Kadriye Doğan, “Toplumsal sözleşmede Alevilerin bir özne olması gerektiği yönünde talebimiz var. Biz Aleviler oluşan mecliste kesinlikle olmalıyız. Önümüzde ki yüzyılında da inkar edilmek istenmiyoruz” dedi. Alevilerin yasaklanan hakikatlerinin tamamen iade edilmesi gerektiğini kaydeden Kadriye Doğan, gerekli anayasal hakların sağlanması gerektiğini vurguladı. Kadriye Doğan, Alevilerin asimilasyonu için kurulan tüm kuruluşların kapatılmasını talep etti.
‘BARIŞ SÜRECİ ŞEFFAF OLMALI’
Ardından konuşan DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, Alevi toplumunda kadının eşit olarak yaşadığını, yaşamın deviniminde var olduğunu söyledi. Düşmanlaştırılan Alevi kimliğinin, sömürü ve savaş politikalarının saldırısında olduğunu kaydeden Burcugül Çubuk, “Aleviler, bir ahlak baskısıyla bu sistem içinde uyumlu hale getirilmesi ortaya çıkıyor. Alevilerin çoğunlukla yaşadıkları yerlerin yoksullaştırılması nedeniyle Alevi kadınları zaten barışın tespitini koymuş. Ortada sömürgecilik varsa, Alevi toplumun hem inanç yerleri hem yaşadıkları yerlerin yoksullaştırılması varsa bu Aleviliğin yok olma politikası olduğunu gösterir. Biz nasıl bir barışı inşa edeceğimizi konuşmalıyız. Bunun cidden anayasal boyutunu konuşmak zorundayız. Anayasada barışın tanınmasını konuşmak zorundayız. Anayasal boyutu çok önemli. Biz barışa dair bir şey konuştuğumuzda Akp ile işbirliği yaptığımız söylendi. ‘Anayasaya aykırı ama biz evet diyeceğiz’ diyenler biz değildik. Biz herkesin oturduğu bir masa kurmak istiyoruz. İmralı’dan da bu geldi mecliste komisyon kurulsun diye, iktidardan da. Ama bu bir türlü gerçekleşmedi. Bu komisyon şeffaf çalışmalı, halk katılmalı” dedi.
Burcugül Çubuk, iktidarın infaz eşitliği taleplerinden bile korktuğunu ifade ederek, “Barışa dair meselede biz de istiyoruz ki herşeyi açıklıkla konuşmak istiyoruz. Bir önceki süreçte provokasyon çok edildi. Başlayacak bir sürecin ancak şeffaflıkla olması gerekir. İnfaz eşitliğinde bize söz verildi. Keşke dağ fare doğursaydı bu bile olmadı” diye konuştu.
‘KADINLAR İÇİN EŞİT, ONURLU BİR BARIŞ’
Burcugül Çubuk, Aleviliğin Kültür Bakanlığına bağlanmasına karşı olduğunu söyledi. Burcugül Çubuk, “Alevi toplumsallığının bu konuda bize örnek olması gerekir. Bu durumun Türkiye’ye ve Kürdistan’a yayılmasını istiyoruz” dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, halk özgürlüğünün fiziki özgürlüğünden daha önemli olduğunu söylediğini aktaran Burcugül Çubuk, “Kapitalizm diye bir şey var. Bizi yoksullaştırıyor ve bunun çözümünü de yine barışla sağlayabiliriz. Bence barış biriktirmek zorunda kalmadığımız bir hayat. Barış, kin ve meta biriktirmeye gerek kalmaması demek bence. Biz kadınlar için onurlu, adil bir barış. Devletin ve erkeklerin işlediği suçların hesap vermesi gereken bir barış istiyoruz kadınlar olarak” diye ifade etti.
Buluşma, kadınların soru cevap şeklinde barışı tartışmasıyla son buldu.
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.