PİRHA – İzmir Baro Başkanı Av. Özkan Yücel, hükümetin meslek örgütlerinin seçimlerine ilişkin yapacağı değişikliklere tepki gösterdi. Yücel, iktidarın baroların söz söyleme halini ortadan kaldırmaya yönelik adımlar attığını ancak Türkiye’de bulunan bütün avukatlar ve baroların bu çalışmaya karşı çıktığını belirtti. Yücel, bu çalışmanın acilen sona erdirilmesi çağrısı yaptı.
AKP iktidarı, meslek örgütlerinin seçim usüllerini değiştirmeye yönelik çalışmaların yapılacağı sinyalini vermeye devam ediyor. Önceki gün AKP Grup Başkanı Naci Bostancı, 2 Haziran’da çalışmalarına başlayacak olan Meclis gündemine ilişkin açıklamalarda bulunarak, “Meslek kuruluşlarının seçimine ilişkin çalışmamız var” dedi.
İktidarın baro seçimlerine müdahale planını değerlendiren İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, iktidarın bugüne kadar kontrol edemedikleri kurumlar arasında meslek örgütlerinin önemli bir yer tuttuğunu belirterek, meslek örgütlerinin bütün antidemokratik ve hukuka aykırı uygulamalara karşı çıktığını, görülmek istenmeyeni gösteren, duyulmasını istenmeyeni yurttaşa duyuran, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı ve doğa tahribatı gibi özelleştirmelere yani kar amacıyla gerçekleştirilmiş bütün uygulamalara toplumsal bir bilinçle hareket edip karşı çıktıklarını dile getirdi.
“MESLEK ÖRGÜTLERİ YAPILAN YANLIŞLARI ORTAYA KOYMAKTAN VAZGEÇMEDİ”
Yücel, temelde istedikleri şeyin muhalefetin ortadan kaldırılması olduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti:
“Çünkü siyasi iktidar bugüne kadar muhalif söz söyleyen bütün kesimler açısından bir biçimde yandaşını oluşturmak, onları ele geçirmek konusunda gerekli girişimleri gerçekleştirebilecek. Tabii sendikalar vasıtasıyla işçi örgütlerine, yandaşlar aracılığıyla sanayicileri, medya kuruluşlarına büyük paralar ödeyerek bağımsız medya kuruluşlarını ele geçirmek suretiyle kendilerine söz söylemeyen medya kuruluşlarını oluşturdu. Bugün artık geldiğimiz nokta itibariyle muhalefet olan, toplumda bir karşılık bulan meslek örgütlerine müdahale isteğinin temelinde yer alıyor. Çünkü biz meslek örgütleri olarak yapılan yanlışları ortaya koymaktan hiç vazgeçmedik. Bütün tehditlere, aba altından sopa göstermelere, yargılanma risklerine karşı doğru bulduğumuz toplumun yararına bulduğumuzu insanlarla paylaştık. Soma maden katliamında da biz vardık. Oradaki yurttaşların hakkını savunmak için bulunduk. Diğer bütün toplumsal dava örneklerinde de barolar, meslek örgütleri vardı. Herkes kendi bulunduğu yerden, kendi meslek ilgisine göre her türlü haksızlığın karşısında söz söylemeyi kendisini bir görev bildi.”
“BAROLARIN SEÇİMİ EN DEMOKRATİK SEÇİM SİSTEMİDİR”
Siyasi iktidarın baroların söz söyleme halini ortadan kaldırmaya çalıştığını ifade eden Yücel, barolardaki seçimlerin demokratik olmadığı gibi türlü gerekçeler ortaya koyduğunun, bugün Türkiye’de barolarda olan seçim sisteminin en demokratik seçim sisteminden biri olduğunun altını çizerek, seçim sistemini dair şunları söyledi; “İsteyen bütün avukatlar aday olabilirler bu diğer meslek örgütleri için de böyledir. Bunun için herhangi bir gruba dahil olmalarına ihtiyaç yoktur. Kimi kentlerde bakarsınız bir başkan adayı listesinde çalışmak istediği insanlar için gösterdiği aday, öteki başkan adayının listesinde de vardır. Yani bir ayrılma bir kamplaşma söz konusu değildir. Ve çok oy alan arkadaşlarımız yönetim kurullarına seçilir ya da başkan olarak seçilirler. Şimdi bunun antidemokratik olduğunu söylemek anlaşılır bir iş değil. Çünkü avukatlar bir listenin adına yazılmış olsalar bile tek tek oylanırlar, o nedenle listede yer alan avukatların meslektaşları desteklemezse üzerileri çizilebilir. Yerine başkası yazılabilir.
“BAROLAR SİYASİ PARTİLER GİBİ DEĞİLDİR”
O sebeple demokratik seçim sistemlerinin demokratik olmadığı iddiasını anlamak mümkün değil. Öbür taraftan da nispi temsilcili bir yaklaşım söz konusu. Bunun da barolar açısından uygulanabilir bir yanı yok, çünkü barolar siyasi partiler gibi değildir. Barolarda da seçime giren insanlar siyasi partilerde seçime giren insanlar gibi değildir. Siyasi partilerle baroları karıştırmamaları gerekir. Siyasi partilerde biz biliyoruz ki listeye koyarlar ve bunda etkili olan genel başkanlarıdır ya da partilerin MGK’larıdır. Ve orada bir ve ikinci sırada yer almak bir kavga sebebidir.”
“İKTİDAR GÜÇSÜZ BARO İSTİYOR”
Baroların seçim usullerinin değiştirilmesinin baroları çalışamaz hale getireceğine dikkat çeken İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, “3 parçalı, 4 parçalı yönetim kurulları oluşur. Yönetim kurulları icra organıdır, yönetim kurulları harekete geçme yeridir. Çalışamaz hale getirir” dedi.
Yücel, iktidarın referandum sürecinde ‘Biz koalisyon istemiyoruz koalisyon üçüz yönetim demektir’ sözlerini hatırlatarak, “Şimdi karar verin hangisi doğru? Yani eğer o söylediğiniz doğruysa onu doğru kabul edeceksek, bugün baroları koalisyon sistemine mahkum etmeye çalışmakla güçsüz baro istediğinizi açık ortaya koymuş oluyorsunuz” diye konuştu.
“BAROLAR HUKUK SİYASETİ YAPARLAR”
Öte yandan, baroların siyasi konularda söz söylemesinin önüne geçmek, siyaset yapmalarının önüne geçmek gibi iddiaların da olduğunu belirten Yücel, baroların siyasi parti olmadığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Barolar siyasi partiler mantığı ile siyaset yapmazlar, hukuk siyaseti yaparlar. Doğru olanı, yanlış olanı, toplumsal olanı, demokratik olanı, hukuka uygun olanı ortaya koyarlar ve yanlışlık varsa bunun karşısında dururlar. Şimdi diyorlar ki siyasi iktidarın karşısında duruyorsunuz. Kimin karşısında olalım. Biz onun karşısında olmak ve muhalefet etmek istediğimiz için değil, sonuçta yapılan işlerin yanlışlığını ortaya koyacaksak elbette ki siyasi iktidar da bunu yapıyor, yürütme organı o aldığı kararlar, hayata geçirdiği uygulamalar, bunlara ilişkin eleştirilerimiz elbette siyasi iktidara yönelik olacak. Peki bu AKP ile mi ya da Cumhurbaşkanı ile mı sınırlı? Hayır değil. Bugün iktidarda onlar var, onları eleştiriyoruz. Yarın başkası olur onu eleştiririz. Hukuka aykırı bir uygulama gerçekleştiriyorsunuz ve buna karşı barolar, ‘bu yaptığınız yanlıştır’ diye açıklama yapıyorsa bundan alınmamak gerekir. Bunu siyasi iktidara karşı bir yaklaşım olarak değerlendirmemek gerekiyor, bu demokrasiyi korumak içindir, bu insan haklarını korumak içindir.”
Zaman zaman meslek örgütlerine yönelik bu tür saldırıların gündeme geldiğini söyleyen Yücel, bu açıklamalara ilk olarak 53 baronun tepki göstererek açıklama yaptığını hatırlattı. Yücel, Türkiye’nin bütün kentlerinden seslerin yükseldiğini de kaydetti.
“ACİLEN BU ÇALIŞMA SONA ERDİRİLMELİ”
Türkiye’deki bütün avukatların ve baroların şu anda avukatlık kanadında yapılacak herhangi bir değişiklik girişimine karşı olduğuna dikkat çeken Özkan Yücel, “Demokrasiden söz edenlerin demokratik taammülleri terk etmemesi gerekir. Bir kanun değişikliği söz konusu olacaksa bunu nasıl muhatabı barolar ve Barolar Birliği’dir. Çünkü avukatların sorunlarını baroların sorunlarına bilen, bunlara ilişkin çözüm önerilerini getirebilecek olan en temel kuruluşlar meslek örgütleridir. O yüzden acilen bu çalışma sona erdirilmeli. Ve avukatlık kanunu konusunda yapılacak değişik girişimleri barolara ve Barolar Birliği’ne bırakılmalıdır” ifadelerini kullandı.
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.