Çin’in Wuhan kentinde Aralık ayında ortaya çıkan ve kısa bir sürede bir çok ülkeye yayılan COVİD-19 pandemisi (Koronavirüs) İsviçre’de de hızla yayılıyor.
Hastanelerin, özellikle de yoğun bakım ünitelerinin salgından dolayı olabilecek yoğunluğa cevap verecek yeterlilikte olmaması büyük kaygılara neden oluyor.
8 buçuk milyon nüfusu olan İsviçre’de toplamda bin, askeri hastanelerin yoğun bakım ünitelerinin de eklenmesiyle bin 200 yatak kapasiteli yoğun bakım olanağı bulunuyor. Bundan dolayı virüs ön belirtileri olanlar son kerteye kadar evde karantinada tutuluyorlar.
İsviçre’de bulunan birçok göçmen örgütü, yaşanan sıkıntıların dayanışmayla aşılabileceğini belirterek, özellikle de mülteci kamplarında bulunanlar, evlerinde yalnız yaşayanlar ve aile içi şiddete maruz kalanlar için dayanışma ağı oluşturuldu.
Rosara Kadın Merkezi ve İsviçre Alevi Birlikleri Federasyonu yayınladıkları basın açıklamalarıyla bu süreçte ihtiyacı olan herkesin hotline numaraları üzerinden kendilerine başvurabileceğini belirttiler.
Rosara Kadın Merkezi yaptığı açıklamada şunları belirtti:
“Covid-19 salgını insanlık için büyük bir tehlike oluşturmuş durumdadır. Bu salgın İsviçre’de de tüm toplum sağlığını tehdit eder duruma gelmiştir.
Alınan önlemlere uyulması konusunda, toplumun tüm kesimleri aynı koşullara sahip değidir. Başta, kamplarda yaşayan göçmenler olmak üzere, toplu taşıma kullanmak zorunda olan kişiler, evde yalnız yaşayan bireyler ve dil sorunu yaşayan insanlar zor durumdadır. Bahsi geçen toplumsal kesimler yalnızlık ve panik ile karşı karşıyadırlar ve bundan dolayı acil olarak kollektif bir dayanışma ağı oluşturulmalı ve imkanı olan herkesin bu süreçte dayanışmaya katılması gerekmektedir. İsviçre’de örgütlü olan kadın hareketlerine, dernek, insiyatif, meclis, komünlere çağrımızdır. İhtiyaç duyan herkese ulaşmak için kadın dayanışma ağı kuruyoruz. Gelin hep birlikte bu ağı büyüterek kadın gücü ile kollektif yaşam ve umudu büyütelim.”
İSVİÇRE ALEVİ BİRLİKLERİ FEDERASYONU’NDAN DAYANIŞMA AĞI
İsviçre Alevi Birlikleri Federasyonu da yaptığı açıklamada, koronavirus danışma ve dayanışma hattının an itibariyle hizmete açıldığını, özellikle 65 yaş üstü ve yüksek risk grubuna dahil olup evinde kalması gereken herkesin, temel ihtiyaçları için kendilerine başvurabilecekleri belirtildi.
Açıklamada, “Covid-19 nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi Avrupa’da da olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Bu durum sağlık dünyasında, iş hayatımızda, ekonomide, politikada, sosyal ve aile hayatımızda endişe ve korku yaratmaktadır. Kurum olarak, sevme, toplumsal dayanışma ve sorumluluk ruhuyla hareket edeceğiz. Hep birlikte, karşılaştığımız zorlukları ve problemleri aşacağız. Önlem ve dayanışmayla virüsü kontrol altına almanın ve yenmenin mümkün olabileceğini bilerek, geleceğimize sahip çıkacağız. Corona virüsünün yol açtığı şu geçici karantina günlerinde daha çok dayanışacağız“ denildi.
Açıklamada ayrıca, “Panik değil, tedbir ve dayanışma hayat kurtarır“ görüşlerine yer veren İsviçre Alevi Birlikleri Federasyonu oluşturulan bu hat üzerinden dileyen herkese Türkçe ve Almanca gerekli bilginin verileceğini bildirdi.
İsviçre Kürt Toplum Merkezi, İsviçre Kürt Kadın Hareketi ve ROSARA FRAUENZENTRUM da yaptığı ortak açıklamada mülteci merkezlerinde yaşanan sorunlara dikkat çekerek, şunlar kaydedildi:
KAMPLARDAKİ MÜLTECİLERİN DURUMU
”Güvenli ve sağlıklı bir dünyada yaşama hakkımızı her geçen gün elimizden alan mevcut devletler sistemine dair eleştirilerimizi şimdilik erteleyerek, İsviçre’de kamplarda yaşamak zorunda olan mültecilerin yaşam alanlarının COVID-19 pandemisine karşı düzeltilmesi için tespitlerimizi ve önerilerimizi kamuoyu ve resmi kurumlarla paylaşmak istiyoruz. Bu tespit ve önerilerimiz mültecilerin haklarının korunması kadar toplum sağlığının da korunmasına dairdir.
İsviçre Göç İdaresi’nin resmi açıklamalarına göre şu an itibari ile onbinleri aşan insan kamplarda yaşamaktadır.
Bildiğimiz üzere kamplar kişisel alan ve hijyenin en az olduğu kapalı alanlardır. Yoğun ve haraketli nüfusun bulunduğu kamplar salgın hastalıkların hızlı yayılması için oldukça elverişli yerlerdir.
Havalandırma, hijyen ve temizliğin az olduğu bu yerlerde, ortak yaşam bir zorunluluk olup, burada kalanların başka seçenekleri de bulunmamaktadır.
BM Mülteciler Şartı’nda da belirtildiği üzere; her bir mülteci iltica ettiği ülkede vatandaşlara verilen sağlık hizmetlerinin aynısından faydalanma hakkına sahiptir. Bu durum salgın gibi durumlarda alınacak sağlık önlemleri ve hizmetlerini de kapsamaktadır.
Bizler; imzası bulunan Sivil Toplum Kuruluşları olarak, ileride telafisi imkansız daha büyük zararların yaşanmaması için, aşağıda yaptığımız tespitler noktasında, mülteciler için alınması gereken önlemlerin ve uygulamaların derhal hayata geçirilmesini istiyoruz.”
“ŞİRKETLERİN KARINA VE ÇIKARLARINA GÖRE İŞLEYEN SİSTEM SINIFTA KALDI”
SYKP İsviçre Örgütü de yayınladığı bir bildiriyle, şu bilgileri verdi:
“Korona salgını ve sonrasındaki gelişmeler hepimize bir kez daha dayanışmanın ve birlikte hareketin önemini hatırlattı. İnsan hayatına, doğanın dengesinin korunmasına göre değil, şirketlerin karına ve çıkarlarına göre işleyen sistem tam anlamıyla sınıfta kaldı! Alınan önlemler hem çok gecikmeli, hem de salgını engellemek için yetersiz. Yüzbinlerce enfekte olmuş insana, binlerce ölüme rağmen halen insan sağlığını değil, sistemin devamını düşünüyorlar.
Çin’den sonra İtalya’da yaşananlar bu salgına karşı kendi dayanışma ağlarımızı kurmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Medya aracılığıyla üzerimize boca edilen spekülasyonlar halk içinde paniği yükseltirken, devlet için de otoriter tedbirleri alma imkanı sağlıyor.
Sağlığımızı, geleceğimizi şirketlerin ve devletlerin çıkarlarına bırakamayız. Hurafelere, spekülasyonlara, vurgunculuğa, panikçiliğe, fırsatçılığa, bencilliğe ve otoriterleşmeye karşı doğru bilgi paylaşımı, halk çıkarına organizasyon ve dayanışmayı örgütlemek için bütün halklarımızı yaşam alanlarında “Anti – Corona Dayanışma Ağları”nı kurmaya çağırıyoruz.”
Aargau Kantonu’nda yardıma ihtiyacı olanlara destek amacıyla sosyal medya üzerinden örgütlenerek bir araya gelen göçmen kadınlar da, yaptıkları açıklamada, “Bu kriz döneminde birbirimizin umudu olmak istiyoruz. Hastalığa yakalanan, evde izole yaşamak zorunda kalan, dil bilmeyen ve bu süreci nasıl geçireceğini bilemeyen göçmenlere bu ülkede yalnız olmadıklarını hissettirmek istiyoruz. Bu grupta bizimle beraber dayanışma içinde olabilecek herkese yerimiz var. İlgilenenlere, destek sunacaklara şimdiden teşekkürler” çağrısına yer verdi.
Abidin ÇETİN/İSVİÇRE
Yoruma kapalı.