PİRHA- İstanbul Sarıgazi’de Nazlı Gözlü isimli bir kadın, bilinmeyen bir nedenle intihar etti.
Genç ölüm ve intiharlar giderek artıyor. Bugün de intiharlara bir yenisi eklendi. Nazlı Gözlü isimli 34 yaşında bir kadın bilinmeyen bir nedenden dolayı intihar etti.
Gözlü, İstanbul Sarıgazi’de oturan kardeşinin evinde kendini astı. Gözlü’nün intihar nedeni ise bilinmiyor. Aslen Dersimli olan Gözlü’nün cenazesi bugün Dersim’e götürülecek.
İstanbul Sarıgazi’de yaşayan Dersimli yurttaş Asiye Sezgin ise son zamanlarda artan genç ölüm ve intiharlara tepki gösterdi. Sosyal medyadan paylaştığı bir yazıyla intihar ve ölümlerin durması için bağımsız bir araştırma komisyonuna ihtiyaç olduğunu vurguladı. Sezgin’in yazısı şöyle:
“BİR YILDIZ GÖĞÜ TERK ETTİ GECE GÖREN OLDU MU?”
“Üzgünüm sevgili Nazlı ‘sende mi?’ demekten kendimi alıkoyamadığım için.
Bizlere neler oluyor? Bölge halkı olarak tarihten bu yana düzenle uyuşmayan, gerek inanç gerekse yaşam felsefesi ile börtü böceğe ve insana başka anlam yüklemişiz. Ondandır ki düzene karşı durup isyan edenler bölgeye ve insanına güvenip oralarda direnişini başlatmıştır. Tarihimiz kan, gözyaşı ve ağıtlardan geçilmiyor. Bu sebeplerdendir ki masal ve ninnilerimiz az olup korunmaya muhtaç duruma gelmiş neredeyse.
Yaşamın ve insanın kutsandığı inanç felsefesinin olup ölümlerden geçilmeyen kentimizin suçlusu düzen kadar biraz da kendini öncü tayin edenlerdir. Bir şeylerin tespitini yapmakta gecikip, çözümünde geç kalmaktayız.
Dersim gençleri ve yaşlıları tek tek intihar ediyor. Umudumuz nerede ve ne oldu? Hani biz okuyan eden toplumlardık? Hani biz bilinçte ilk sıralardaydık. Engin Eroğlu kardeşimizin ölümünü bile çok dramatize edip kitle psikolojini korkunç etkiledik. Çocuklarımıza ve gençlerimize resmen öğrettik nasıl bir travmanın sinemize yerleştirildiğini. Ve ardına iki minik yavrucağımız Ayaz ve Nupelda’nın katledilmesi. Üzgünüm ama artık düzene gerek olmadığını kendimize düşman bir toplumsallık yarattığımızı belirtmek istiyorum burada. İki çocuğun çok acı şekilde hayattan koparılması Engin’imiz kadar kitleyi ilgilendirmedi.
Kanıksıyoruz ve sıradanlaşıyoruz. Ama olaylara bakılırsa en çok ağlanması ve kitleselleşilmesi gerekeni bir kaç hafta öncesinde tüketmiştik. Tarih kitle psikolojisi ve algı operasyonları ile bir kenti kuşatıp teslim alınmasını not düşecek bugünlerde. Bakın nasıl ki bir bireyin psikolojisi bozukken terapiye ihtiyacı var ise bunun için bireysel araştırmalar ve tedaviler üretiliyorsa toplumsallık içinde bu böyledir. Ölen bir genç için lütfen klipler yapıp duygusal yönlerimizi eleğe çevirmeyelim. Bizler ile ilgili çekilen filmler ve belgeseller aracılığı ile döşümüzde ağır bir kütle edinip gezmeyelim. Bizim güzel fıkralara, masallara ve ninnilere ihtiyacımız var. Bir an önce toplum psikolojisine eğilip ölü toprağını silkeleyelim. Toplumsal terapi mümkün. Kendimizi zehirlemekten vazgeçelim.
Birbirimizin kurdu durumuna geldik onlarca örgüte bölünüp. Üzerimizde denenmedik şey bırakılmadı. Gelen vurdu giden vurdu. İnadına hayattan kopulmadı. Ama bugün gelinen nokta gösteriyor ki hayatla bağımız çok zayıf toplumlardanmışız. Ya gelin komedi filmleri yapalım ilimizde ve ilçelerde. Yeter artık intihar cehenneminin bayrağını söküp atalım. Gün yok ki insanımızın intihar haberini almayalım. Gün yok ki bölgemiz ağıt ve yaslarla kuşanmasın. Çocuklarımızın geleceği tehdit altında. Bu gün değilde peki ne zaman?
Bir kadının gözünün feri söndü aramızda. Bir yıldız göğü terk etti gece, gören oldu mu? Bırakalım içerisini boşalttığımız toplumsallık edebiyatına sığınmayı. Yeter! Kimsecikler yaşam alanlarını terk etmesin. Ve izleyici olmaktan men edelim kendimizi artık.
Dersim örgütleri nerede? İntihar ve ölümler dursun diye bağımsız bir araştırma komisyonuna ihtiyaç var
Ve sağlıklı bir toplumsallığın inşasına… (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.