Alevi Haber Ajansi

İnkarcı gazeteciye Karadeniz ABF’den tepki: Cemevini yok sayamazsınız!

PİRHA- Samsun’da “Cemevleri İbadethane midir?” başlığıyla bir yazı yazan Denge gazetesi sahibi ve yazarı Adnan Bahadır’ın cemevlerini yok sayan tutumuna, Karadeniz Alevi Bektaşi Federasyonu Kurucu Genel Başkanı Muharrem Erkan’dan tepki geldi. Erkan, “Cemevini yok saymak kimsenin haddine değildir” dedi. 

Samsun’da yayın yapan yerel gazete Denge’de “Cemevleri İbadethane midir?” başlığıyla bir yazı yazan Adnan Bahadır, “Cemevlerine ibadethane demek mümkün değil” iddiasında bulundu.

Bahadır, yazısında Alevilerin tepkisini çekecek şu ifadeleri kullandı:

“Ben hayatımda hiç cemevine gitmedim. Bildiğim kadarı ile kadınlı erkekli, sazlı sözlü toplantıların yapıldığı mekânlar bu mekânlar. Alevi veya Caferi kardeşlerimizin ibadethane olarak kullandıkları bu mekânlara dini bakımdan ibadethane denmesi mümkün değil. Bu mekânlarda bir bölüm ibadete ayrılıp orada namaz kılınsa, o zaman ibadethane statüsü verilebilir. Yok az önce dediğim gibi bu mekânlarda sadece sazlı sözlü toplantılar yapılıyorsa ibadethane statüsü verilemez. Burada bu mekânlara verilecek isimlerden önce daha önemli bir konuyu çözmek zorundayız. Nedir o konu derseniz, alevilik İslam Dini içerisinde Hazret-i Ali’ye inanan bir kültürel ekol müdür yoksa Kuran-ı tanımayan, namazla niyazla, hac ve oruçla ilgisi olmayan sadece ve sadece Hazret-i Ali’nin hilafetinin zamanında verilmediğine inanan ve şehadetinin hesabının intikamının alınması için hala daha mücadele eden bir ekol müdür? Buna karar vermek lazım. İstanbul’un belli kesimlerinde camilerde iki tane mihrap var. Birinde Sünniler diğerinde de Caferiler namaz kılarlar. Keşke cemevlerinde de bu şekilde mihrap olsa, orada namaz kılanlar olsa, bizler de oralara gidip namaz kılsak.”

Adnan Bahadır’a tepki gecikmedi. Karadeniz Alevi Bektaşi Federasyonu Kurucu Genel Başkanı Muharrem Erkan,  yazılı bir açıklama yaparak “Cemevleri ibadethanemizdir” dedi. Erkan, “Adnan Bahadır’ın yazısını baştan sona okuduğunuzda ülkedeki anti demokratik yapının, bir zamanlar hükümeti oluşturan parti anlayışıyla ortak yol yürüyen kafaların, Alevilere bakışının bir özetini görüyorsunuz” dedi.

Muharrem Erkan açıklamasına şöyle devam etti:

“Biz bu bakış açısını çok iyi tanıyoruz. Alevi açılımlar sürecinden, zorunlu din derslerinden, Alevi köylerine zorla cami yapılmasından, hiç camiye giden olmadığı halde Alevi köylerine atadıkları hocalardan, yaşadığımız katliamlardan, hizmet ayrımcılığından tanıyoruz. Çünkü bu bakış açısı bilgisi olmadan yok sayan, ötekileştiren, iftira atan hatta kapılarımıza kırmızı çarpı işareti atan bakış açısıdır. “Benden değilsen yoksun” bakış açısıdır ve bir o kadar da toplumsal barışın, birlik ve beraberliğin temeline dinamit koyan bir yaklaşımdır.

“ALEVİLER BU BAKIŞ AÇISINA EYVALLAH DEMEZ”

Bu bakış açısına ben ve benim gibi düşünen Aleviler eyvallah diyemez. Neden? Olayın teknik boyutunu bilmesi gerekiyormuş? Bahadır Bey ‘teknik’ bilimsel bir sözcüktür, teknoloji ile doğru orantılıdır, içerisinde bilimsel kavramlar içerir, bilimsel kanıt ister. İnançlarda şartsız, koşulsuz, âmâsız, lakin siz inanmak inandığı gibi inancını birey, yurttaş, vatandaş yaşamak ister. (Bir insanın özgürlüğünün başladığı yerde diğerininki biter.) Bu kişiye özel bir anlayıştır. İnsanları kanunla inançlarına göre kimse sınıflandıramaz, gruplandıramaz.

“LAİK DEVLETTE İNANÇLAR SORGULANAMAZ”

Anayasamızın 2. Maddesi “Türkiye Cumhuriyeti Laik, Demokratik, Sosyal Hukuk devletidir” der. Laik devlette insanların, inançları sorgulanamaz, zorunlu olarak bir inanç, mezhep dayatılamaz, devletin dini olmaz, Diyanet diye bir kurum hiç olmaz. Laiklik olmadan demokrasi, demokrasi olmadan da birlikte barış içinde yaşama kültürü hiç olmaz. Ülkemizde öylemi? Adnan beye sormak gerek, dünyada yaklaşık 1,57 milyar Müslüman yaşamakta bunun %10-13 arası Şii nüfusu yaşamakta geri kalanlar Sünni olduğu söylenmekte. Öyleyse diğer Sünni Müslümanların inançsal ritüelleri birbirinin aynısı mı? Değilse neden hepsinin kitabı Kuran-ı Kerim değil mi? Niçin hepsi inançsal anlamda ortak hareket edip ortak karar alamazlar? Bir örnek veriyim, ülkeler arasında ramazan bayramı ayrı, ayrı günlerde kutlanır. Neden? Okudukları kuranı kendilerinin anladığı biçimde yorumlayıp yaşadıkları için diyebilirsin. Peygamber efendimiz zamanında deflerle ibadet yapılıyor muydu yapılmıyor muydu? Mescit dedikleri ibadethaneleri yatakhane, yemekhane, düğün salonu, istişare yeri, çok amaçlı kullandıkları yer değil miydi? Bu gün ki koşulda camiler mi, yoksa Cemevleri mi daha çok Mescit-i Nebevi’ye benziyor? Peygamber efendimizin mezhebi var mıydı? Yoksa sizlerin niye mezhebi var?

“İBADETHANE ÖLÇÜTÜ NAMAZ KILMAK DEĞİLDİR”

Adnan Bey yazısında “Kuran-ı Kerim’de cami deyimi geçmez mescit yani secde edilen yer tabiri geçer” derken bir gerçeğin altını çiziyor ama ibadethane ölçütünü namaz kılmakla belirliyor. Adnan Bey “Sazlı sözlü toplantılar yapılıyorsa ibadethane statüsü verilemez” diyor. Neresinden baksanız bilgisizlik, önyargı, kulaktan dolma bilgilerle yargılama var. Cemevlerimizde “hak insanda insan hakta, ne ararsan var insanda, çok marifet var insanda madem ki ben insanım” anlayışı ile ibadetlerini yaparlar.
“Kul hakkıyla gelme de neyle gelirsen gel, her şeyin affı mümkün kul hakkı mümkün değil” hadisi sizleri bağlamıyor mu? Bu gün Diyanet’in 2020 bütçesi 1,1 milyar TL ile sekiz bakanlığı geride bırakmaktadır. Bu bütçede Alevilerin hakkı yok mudur? Varsa hiç yararlanmadıkları Diyanet’e niye para ayrılır? Laik devlette dine para ayrılmaz, her inanç kendi ihtiyacını kendi karşılar.

“ATAKUM BELEDİYESİ BİR YANLIŞTAN DÖNMÜŞTÜR”

Dini bütün bir Müslüman olarak bu konuları ele aldın da biz mi görmedik Sayın Adnan Bahadır Bey. Peygamberler tarihini gerçek, elde somut delilleri ile siz çok iyi biliyorsunuz da bizlerle paylaşmıyorsanız yanlış yapıyorsunuz. Ülkemiz sınırlarında azımsanmayacak derecede Alevi vatandaş yaşamaktadır. Bu insanlar devlete karşı sorumluluklarını yerine getirmektedir. Ülkemizi Uluslararası imza attığı hukuk ve kendi yargısı bağlar. Her vatandaş bu kararlara saygı duymak zorundadır. Kesinleşmiş yargı kararı bir anlamıyla tartışmaya açılamaz. Öyle ise AİHM 2014 de “Cemevleri ibadethanedir” derken kendi yargımız olan Yargıtay yine 2018 yılında “Cemevleri İbadethanedir” demiştir.
Atakum Belediye Meclisi’ni kutluyorum bir yanlıştan dönülmüş yargının verdiği kararı uygulamaya koymuştur. Öyle ise bizlerin görevi vatandaşları birbirleri ile gereksiz, yersiz, tartışmalara sokmadan, bilimsel, demokratik, insan haklarına saygılı, küvetler ayrılığını, hukukun üstünlüğünü savunan bir ülkeyi inşa etmek bizleri görevi olmalıdır. 72 millete aynı gözle bakmayan göz bizim gözümüz değildir. İnsanların iyiliği için çalışmayan insan, insan değildir der.

“HERKESİN HAKKINI KENDİ HAKKI GİBİ KORUYACAĞINA SÖZ VEREN İNSAN ALEVİDİR”

Aleviler her yıl canların huzurunda özünü dara çekip, döktüğünü dolduracağına, ağlattığını güldüreceğine, yıktığını kaldıracağına, küstüğüyle barışacağına, eline, beline, diline sahip olacağına. Aşına, işine, eşine sahip çıkacağına, kendisine yapılmasını istemediği hal hareketi bir başkasına yapmayacağına, kendi hakkına razı olup herkesin hakkını da kendi hakkı gibi koruyup kollayacağına söz veren insan Alevidir.

“CEMEVİNİ YOK SAYMAK KİMSENİN HADDİNE DEĞİLDİR”

Karşılaştığınız her Alevi’ye ‘Siz nerede ibadet ediyorsunuz?’ diye sorun tamamından alacağınız yanıt “Cemevi” olacaktır. Bu soru karşısında gösterilen mekân tartışmasız ‘ibadethanedir.’ Aslında konu bu kadar basittir, geniş tahliller yapmaya, hangi statüyle bu işi tanımlamaya çalışmak için aylarca çalıştaylar yapılmış, görülmüştür ki “Cem evleri ibadet edilen yerdir”. İnanç, ibadet beyana dayalıdır. Kişi, kişiler, topluluk neye inandığını, nerede inandığını beyan ediyorsa onun için o ibadettir, ibadet ettiği mekânda ibadethanedir. Bunu tartışmak ve yok saymak, ona farklı bir statü, isim belirlemeye çalışmak kimsenin haddine değildir.

“TÜM İNSANLIĞA KÖTÜLÜK EDENLERİ UYARIYORUZ”

Yüz yıllardır insanları din inanç üzerinden çatıştırarak, siyasal, ekonomik rant elde edenlere karşısında duyarlı olmak. Tüm insanlığa kötülük eden, nifak tohumu ekenleri de buradan uyarıyoruz. Aleviler bu ülkenin asli unsurudur. Bunun böyle bilinmesini istiyoruz. Hak ihlalleri devam ederse yargının huzurunda haklarımıza son ununa kadar sahip çıkacağımızın bilinmesini istiyoruz.

PİRHA/İSTANBUL

 

 

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak