PİRHA- Aleviler için kutsal olan ve bolluğu, bereketi, hoşgörüyü, umudu, sevgiyi, birlikteliği simgeleyen Hızır ayına ilişkin konuşan İmam Rıza Ocağı Piri ve Garip Dede Dergahı Başkanı Celal Fırat, “Kızılbaş Aleviler için Hızır her şeydir. Hızır berekettir, sevgidir, barıştır, kardeşliktir, insanların birbirlerine yönelik olan ön yargılarını kırması ve nefsini köreltmesidir” dedi.
HABERİN VİDEOSU
İmam Rıza Ocağı Piri ve Garip Dede Dergahı Başkanı Celal Fırat, Aleviler için kutsal olan ve bolluğu, bereketi, doğanın yeniden dirilişini, sevgiyi, hoşgörüyü barışı simgeleyen Hızır ayına ilişkin Pir Haber Ajansı’na konuştu.
Aleviler için kutsal olan Hızır ayına girildi. Alevilerin her yıl Şubat ayında tuttuğu Hızır orucu bölgelere göre değişiyor. Bazı yörelerde 9, 10 ve 11 Şubat, bazı yörelerde 13, 14, 15 Şubat tarihleri arasında üçer gün tutulan Hızır Orucu, bazı yörelerde ise 5 ya da 7 gün olarak tutulur. Bu nedenle Şubat ayı Aleviler açısından Hızır ayı olarak da bilinir.
“ALEVİLER İÇİN HIZIR HER ŞEYDİR”
“Kızılbaş Aleviler için Hızır her şeydir” diyen Fırat, “Hızır berekettir, sevgidir, barıştır, kardeşliktir, insanların birbirlerine yönelik olan ön yargılarını kırmasıdır ve nefsini köreltmektir. Hızır ayı aynı zamanda tabiatın uyanışı ve yeni bir canlılık algılayışıdır. Cemrenin havaya, suya, toprağa birer hafta ile düştüğü aydır” diye konuştu.
“HIZIR AYI NEŞE VE COŞKU İLE KARŞILANIRDI”
Fırat, “Hızır ayı olan 14-15 ve 16 Şubat’ta Aleviler oruç tutarlar. Bizim köyde çocukluğumda Hızır ayı büyük bir neşe ve coşku ile karşılanırdı. Akşamları börekler ve hoşaflar yapılırdı. Hatta Hızır gelecek diye akşamları yatağını yaparlardı ve yatağının başına yapılan böreklerden konulur yanına çayı yapılır bırakılırdı. Ayrıca Hızır’ın atı için ahırda yer yapılır yem konulurdu. Ve sabah uyandığımızda Hızır gelip ‘yaptığımız lokmaları yemiş mi’ diye kalkıp bakardık” diye konuştu.
Eskiden doğduğu büyüdüğü köye Hızır ayında Adıyaman’dan gelen katırcıların ve tütüncülerin Hızır gibi karşılandığını ve haftalarca misafir edildiğini belirten Fırat, ”Günümüzde toplum öyle bir hale geldi ki birbirini ayırmakta, ötekileştirmekte ve barış istediği için içeri atılmaktadır. Artık böyle bir süreçle karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
“PİR VE TALİBİ BULUŞTURMALIYIZ”
“Hızır ayı sadece Alevi Kızılbaş toplumu için büyük bir önem ve değere sahiptir” diyen Fırat şunları ifade etti:
“Kızılbaş Aleviler Hızır ayında pirlerinin evlerine mihman olmasını ve eşiklerine giderek bir dua vermesini beklerler. Bugün ise metropollere geldiğimizden dolayı bu ilişkilerin zedelendiğini görüyoruz. Dede talip ve pir talip ilişkileri ciddi bir dejenerasyon ile karşı karşıyadır. Eski ilişkilerimizi tekrar canlandırmamız lazım. Pir ve talibi buluşturmalıyız. Hızır geldiğinde sorun sıkıntı var ise o sorun ve sıkıntıları çözüp mutluluk, huzur bahşedildiği inancı vardır.”
“HER BİRİMİZ BİR HIZIR OLMALIYIZ”
Fırat, “Alevilerin Hızır ayına tarihsel bir misyon yüklemiştir. Alevi Kızılbaş geleneği çerçevesi içerisindeki Hızır inancını Hakka şirk koşmak olarak görenler oluyor. Ancak Hızır bizim için nefestir, hayattır, tabiattır ve doğadır. Aleviler her zaman barışseverdir. Dillerinde hiçbir zaman ırkçılık ve ötekileştirme yoktur. Aleviler hep sevgiden bahsederler. Kan, şiddet ve gözyaşı olmaması için gülbang ile dua ederler. Bu nedenle Hızır’ın bu zor süreçte tez zamanda gelmesi lazım. Ama biz biliriz ki her birimiz bir Hızır olmamız lazım. Eğer biz Hızır’ı başka yerlerde beklersek başımızdaki zalimler bize bu zalimliği yapmaktan geri duymayacaktır. Bu yüzden herkes birbirinin Hızır’ı olmalıdır. Herkes birbirinin elinde tutmalıdır. Çünkü bu inancın felsefesi bunu gerektiriyor” diye konuştu.
“SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEKTİR”
“Her bir vatandaş ve Kızılbaş Alevilerin yapması gereken bu süreçte daha sımsıkı yan yana durup ülkede yapılan bu zalimliklere hukuksuzluklara karşı durarak ses çıkarmalarıdır” diyen İmam Rıza Ocağı Piri ve Garip Dede Dergahı Başkanı Celal Fırat son olarak şunları ifade etti:
“Biz her zaman ‘Susma Sustukça Sıra Sana Gelecektir’ deriz. Bugün sıra hepimizde çünkü, gelenek, görenek, düşünce ve dilinden dolayı herkes tutuklanıp içeri atılmaktadır. Ve gerçekten zulmün çok olduğu bir süreç yaşıyoruz. Hızır umarım tez zamanda gelerek hepimizin carına yetişir. Ama şunun bilincinde olmamız lazım. Hızır’ı farklı yerlerde aramamız lazım. Çünkü hepimiz birer Hızır sayılırız. Eğer ben dara düştüğümde sen bana yetişirsen benim Hızır’ım sensin diye düşünüyorum.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.