PİRHA-Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Mamak Şube üye ve yöneticisi olan kadınlar, iktidarın Aleviler üzerinde uygulamaya çalıştığı asimilasyon politikalarını eleştirdi. Şube Başkanı Fadime Türkyılmaz, “Ne yaparsanız yapın bizim yol ve erkanımız satılık değildir. Rıza şehrine giden yolda inatla hep beraber eşteş olarak ilerleyeceğiz” dedi.
İktidarın, Alevi inancını tanımayarak uyguladığı asimilasyon politikalarına tepkiler gelmeye devam ediyor. PSAKD üye ve yöneticisi olan kadınlar, iktidarın politikalarına alet olan Alevileri de eleştirdi.
“NE YAPARSANIZ YAPIN, ALEVİLİK EVRENSELDİR”
PSAKD Mamak Şube Başkanı Fadime Türkyılmaz, cemevinde semah dönen kadınlara etek giydirilmek istenmesinin de bir asimilasyon ve Sünnileştirme politikası olduğuna vurgu yaparak, “Asimile etmek için Osmanlı’dan önce de Osmanlı döneminde de astılar, kestiler, yüzdüler, kuyulara doldurdular, kazıklara bağladılar ve sonuç alamadılar. Baktılar ki bu iş böyle olmuyor 80 sonrası Alevi köylerimize hızla cami yapmaya başladılar. 1818’li yıllarda Hace Bektaş Veli’nin türbesinin tam yanına Osmanlı, bir camii diktirdi. Bunlar, biz Alevileri asimile etmenin projeleriydi. Bunlarla yetindiler mi? Elbette ki hayır. Biz Alevi örgütlerine, dik duranlara, özünü, kendini, kimliğini, kişiliğini satmayanlara rağmen Kültür Bakanlığı’nda Alevi Bektaşi Cemevi Başkanlığını oluşturdular. Ne kadar satılmış düşkün varsa Cemevi Başkanlığına üşüşmeye başladı. Para için kendini satanlardan olmayan biz Pir Sultan’lılar ise bugünlere kadar dişimizle, tırnağımızla gelmeye devam ettik. Etmeye de devam edeceğiz.
“DEĞERLERİMİZİ ELİMİZDEN ALACAKLARINI SANDILAR”
Daha yeni, Hacıbektaş’ta Kültür Bakanlığı öncülüğünde ne kadar satılmış, ne kadar kendini, kimliğini, kişiliğini paraya satmış Alevi varsa onlarla birlikte, Alevi örgütlerine rağmen alternatif bir etkinlik düzenlemeye çalıştılar. Pirimiz, yol önderimiz, Serçeşmemiz olan Hace Bektaş Veli’nin kucağındaki dişi olan aslanı, erkek olan ceylanı silip, sadece Hace Bektaş Veli’nin resmini kullandılar. Eğer bir insanın inancını, toplumunu yok etmek istiyorsanız önce tarihini yok edersiniz. Değerlerimizi elimizden alacaklarını sandılar, tarihe kirli bir not düşmeye çalıştılar. Nasıl ki Kültür Bakanlığı, türbelerimizi ‘yenileme’ adı altında türbelerimizin baş tarafını güneye çeviriyor, tarihimizi elimizden alıyorsa bu da onun bir örneğidir.
“BİZİM ÖZÜMÜZ SATILIK DEĞİLDİR”
Hace Bektaş Veli’nin içindeki figürlere bir bakınız hepsinin çember sakalı, hepsinin farklı bıyığı var. Oralara figürler yerleştirdiler. Bu figürlerin hiçbirinin Alevi tarihindeki canlarımızın figürlerine benzemediğini de hepimiz biliyoruz. Bizim kara kazanımız vardı, komünal yaşamı ifade eden. Tıpkı Hassan Sabbah gibi komünal bir yaşamın ilk örneği de Hace Bektaş Veli Dergahımızdır. Bu komünal yaşamı dağıtmak üzere başına çember sakallı figürler yerleştirdiler. Bizim gidenlerimiz de niyaz ederken hiç ‘Bu çember sakallılar bizim Alevi erenlerimize benzemiyor’ diyerek itiraz etmediler. Ama buradan bir kez daha Mamak Pir Sultan olarak haykırıyoruz ki ne yaparsanız yapın bizim özümüz satılık değildir. Ne yaparsanız yapın bizim yol ve erkanımız satılık değildir. Ne yaparsanız yapın Alevilik evrenseldir. Biz rıza şehrine giden yolda inatla hep beraber eşteş olarak, kadınlı, erkekli ilerleyeceğiz. Hani kadınlar o cemevlerinde hala bulaşık yıkıyor erkekler postta oturuyor ya onu da değiştirerek yolumuza devam edeceğiz. Bakıyoruz ki bazı cemevlerinde semah dönen kadınlarımıza etek giydiriliyor, başlarına tülbent örtülüyor bu bile Aleviliğin asimilasyon edilmesi ve Sünnileştirilmesi anlamına gelir. Biz ne Şii’yiz ne Sünniyiz.”
“İKTİDAR, ALEVİLERİ KENDİ ÇİZGİSİNDE HAREKET ETTİRMEK İSTİYOR”
PSAKD Mamak Şube Sekreteri Adalet Ayten, iktidarın, Alevi inancını kendisine göre yönetmeye çalıştığını belirtti. Ayten, 2024 yılında yapılacak olan Hacı Bektaş Veli’yi anma etkinliklerinin tarihinde yapılan değişikliği hatırlatarak şunları söyledi:
“Şu anki mevcut iktidarın, kendilerine göre Alevileri yönlendirme ya da kendi çizgilerinde hareket ettirme gibi bir baskısı var. Bu bağlamda eş değeri olarak bunun bir benzeri Hüseyin Gazi’de yaşanmıştı. Alevi inancını kendilerince yönetmeye çalışıyorlar. Hacı Bektaş Veli etkinliklerini kendilerince yapıp, Alevi kurumlarının ortaklaşarak aldıkları tarihi bile değiştirmeyi planlıyorlar.”
“KADINLAR ‘YOL’A SAHİP ÇIKIYOR”
PSAKD Mamak Şube Kadın Sekreteri Bahtiyar Atakay da 12 Ağustos’ta Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) önderliğinde toplanan kadın meclisinin aldığı kararları da hatırlatarak asimilasyon politikalarına teslim olmayacaklarının altını çizdi. Atakay, şöyle devam etti:
“Kadınlar olarak alınan kararlarla yol haritamızı belirledik. Şiarımız ‘kadınlar yola sahip çıkıyor, kadın kadının yurdudur, yolda erkek dişi sorulmaz’ felsefesiyle yola çıktık. Toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini sürdürmek ve bunu büyütmek için kararlar alındı. Alevi Bektaşi Federasyonu’nun Kadın Meclisi’ni kurma kararı alındı. Yolumuzun siyasal İslamcı asimilasyon politikalarına teslim edilmeyeceği kararı alındı. Alevi kadınlarının baskıcı, iktidarın köşeye sıkıştıracağı, belirli konumlara getireceği politikaları asla kabul etmediğimizi ve kendi yolumuzda ilerleyeceğimiz konusunda kararlar aldık. Amacımız cins değil, can olmak. Sonuç olarak da bildirgemizde Alevi Bektaşi Federasyonu Kadın Meclisi’nin oluşturulması kararı alındı. Hacı Bektaş Veli anma etkinlikleri ile birlikte her yıl kadıncık anayı da onunla birlikte anma kararı alındı”
“BİZ KADINLAR, ASİMİLASYONA İZİN VERMEYECEĞİZ”
PSAKD Mamak Örgütleme Sekreteri Sultan Cevher ise Cemevi Başkanlığı ile hareket eden Alevileri eleştirerek, “Bize rağmen Kültür Bakanlığı’na bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı oluşturuldu. Oluşturulan başkanlık, Alevi örgütlerine rağmen düşkünlerle beraber Hacı Bektaş etkinliği düzenledi. Biz kadınlar bu asimilasyona izin vermeyeceğiz” dedi.
“HOCALARIN YERİ CAMİ, ÖĞRETMENLERİN YERİ OKULLARDIR”
PSAKD üyesi Haney Polat ise Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesi kapsamında “manevi danışman” adı altında okullara yapılan imam atamasını eleştirdi. Polat,” Hocaların yeri cami, öğretmenlerin yeri okullardır. Öğrencilerimizi, çocuklarımızı asimile etmeye çalışıyorlar. Çocuklar, din derslerinde zorlanıyorlar. Asla bunu istemiyoruz. Ayrıca Hacı Bektaş’ın portesinin değiştirilmesini de asla istemiyoruz. Onun içinde mücadelemiz devam edecek. Bizim değerlerimize kimse el süremez” diye konuştu.
Buse Nehir DEMİR/ANKARA
Yoruma kapalı.