PİRHA- Uzman Doktor Benan Koyuncu, 30 Eylül’de ihraç edildi. Üçüncü kez işinden uzaklaştırılan Koyuncu, mesleğe geri dönmek için mücadelesinin süreceğini belirterek, “Sömürü oldukça karşı koyuş da olmak zorunda. Topluma ‘sus’ mesajı verilmek isteniyor ama şu saatten sonra ihraç edilen arkadaşlara ulaşıp birlikte hareket etmeye çalışacağım. Geri adım atmayacağım” dedi.
Çankırı Devlet Hastanesi’nde Uzman Doktor olarak çalışan Benan Koyuncu, 30 Eylül’de ihraç edildi. Bu ihraç kararıyla birlikte Koyuncu, üçüncü kez mesleğinden uzaklaştırılmış oldu.
Son iki yıldır Acil tıp Uzmanı olarak görev yapan Benan Koyuncu, 11 yıllık meslek hayatında 3 soruşturma ile karşı karşıya kalmasının detaylarını anlattı. Koyuncu, ilk ihraç haberini aldığındaki hissiyatını şu sözlerle aktardı:
“İki kez ihraç olduğum için açıkçası güvencesiz çalışmaktan kaynaklı ‘her an gidebilirim’ diye zaten düşünüyordum. Çünkü iş yerinde de hayatta da muhalif bir insanım. Herhangi bir soruna karşı sessiz kalmıyorum. O nedenle her an sallantıda olan kişilerden biriyim. Verilen karara çok da şaşırmadım. Ama kendimi güçlü hissediyorum. Belki de bu sistemle biraz daha bağlarım koptuğu içindir. Tabii ki mesleğimi, çalışma arkadaşlarımı çok seviyorum. O nedenle zaten ‘geri döneceğim’ diyorum. Bu süreçte yol arkadaşlarım yanımda, bu da beni daha güçlü kılıyor. Yani şu dönemde her zamankinden daha güçlü hissediyorum.”
“ÇOCUKLARIN ÖLDÜRÜLMESİNE KARŞILIKSIZ KALAMAZDIM”
Doktor Benan Koyuncu, ilk ihraç kararında sunulan gerekçelerin temelsiz olduğuna da vurgu yaptı. İlk olarak 2016 yılında açığa alındığını belirten Koyuncu 2 aylık bir soruşturma sürecinden geçtiğini aktardı. Koyuncu, “O dönemde sol kesimden açığa alınan ilk doktorlardan biriydim” diyerek şunları söyledi:
“Benimle ilgili her yerde ‘solcu doktor açığa alındı’ haberleri çıktı. İktidar yanlısı sitelerde ise hakkımda Twitter hesabım incelenip özellikle Kürt halkı ile ilgili attığım twitleri terör örgütü mensubuymuşum gibi yansıttılar. Bu twitler o kadar acıydı ki bölgede ölen çocuklarla ilgiliydi. Bu sebeple beni terör örgütü üyesi gibi göstermeye çalıştılar. Bu twitlerim sorgulandı ve biz avukatımla savunmamızı verdik. Attığım tweetlerin gayet demokratik tepkiler içerisinde olduğunu söyledik. Bunun üzerine işime geri döndüm.
O dönemlerde Diyarbakır’da çalışıyordum ve bulunduğum ilçede çocuklar öldürülüyordu. Ve ben bir hekim olarak bu olaylara tabii ki karşılıksız kalamazdım.
10 Ekim Katliamı ile ilgili twitlerimi dahi sakıncalı görmüşlerdi. Savunmamda, ‘bu yapılan bir katliamdır’ dedim.
AK Parti’ye ilişkin attığım bir twit vardı. Onu da sorguladılar ve ben ‘Bizler AK Parti’yi, hükümeti eleştirilebiliriz’ diyerek cevabımı verdim. Ve ben tüm bunlar sonrasında geri döndüm. Bu olanlar asistanlık sürecinin başında yaşandı.
Asistanlıktan sonra atamaya katıldım ve tüm sağlık çalışanları gibi bir de güvenlik soruşturmasından geçtim. 2018 yılı Aralık ayında atandım. 2019 yılı boyunca da güvenlik soruşturmam sürdü. Mayıs ayı gibi de red cevabı aldım. Ve mesleğimin yapılması yine engellenmiş oldu. Ardından üç farklı suçlamayla karşı karşıya kalıp mahkeme süreci başladı. Doğrusu bu bir tür fişleme dosyasıydı. Bu arada hakkımda hiçbir dava ya da sonuçlanmış bir şey de yok.
2008 ile 2019 yılları arasında katıldığım eylemlerin çeşitli örgütlerle bağlantılı olduğunu söylediler. Ama hangi eylem, hangi örgüt hiçbir detay yoktu. İkinci suçlamada attığım twitler ‘terör örgütünü övücü’ mesajlar olarak yorumlandı. Üçüncü olarak; eski eşimin beraat ettiği dosyayı da iddianameye koymuşlardı. ‘Her birey Anayasaya göre kendinden sorumludur’ olmasına rağmen savunmamı yaptım ve emniyetten cevap geldi; ‘Şahsın herhangi bir örgütle ilişkisi bulunmamaktadır’ denildi. Bunun üzerine yürütmeyi durdurma kararı aldım. Sonrasında da mesleğime geri döndüm ve mahkemeyi de kazandım.”
“VERİLMEK İSTENEN MESAJ TOPLUMA ‘SUS’ DEMEKTİR”
Benan Koyuncu, kendisi gibi birçok hekimin de ihraç edildiğine işaret etti. “Muhalif olursanız biz 10 kez de sizi ihraç ederiz’ diyorlar” açıklamasını yapan Koyuncu, şöyle devam etti:
“İşin kötü tarafı, aslında ben tek değilim. Şu anda belki de 100’e yakın sağlık çalışanına bu tarz haberler gitti. Ama maalesef artık insanlar da çok yoruldu. Bu durumu ben nasıl 3 kez yaşadıysam o insanlar da iki kez yaşamıştır. Ki bu arkadaşlarımızın çoğu mahkeme kararlarıyla geri dönen insanlardı. Bu yıpratma süreci tabii ki insanların biraz sessiz kalmasına da sebep oluyor. Bizler üzerinden verilmek istenen mesaj topluma ‘sus’ demektir.”
“GERİ ADIM ATMA GİBİ BİR ŞANSIM YOK”
Aynı zamanda önceki dönem Ankara Tabip Odası yöneticisi olan Benan Koyuncu, şu anda ise kadın hekimlik ve insan hakları kolunda görev yürütüyor. Koyuncu, ihraç kararından sonra mesleki dayanışmanın önemine vurgu yaparak şu aktarımda bulundu:
“Şu saatten sonra diğer arkadaşlara ulaşmaya çalışacağım. Bizler ‘geri döneceğiz’ dedik. 2016 yılında arkadaşlarımız ilk KHK ile ihraç olduklarında ‘geri döneceğiz’ demiştik bugün de ‘geri döneceğiz’ diyoruz. Bunun için mücadele etmeye devam edeceğim. Geri dönünce de var olan sistemin daha iyi, daha adil olması için elimden geleni yapacağım.
Farklı bir ülkeye gitmeyi asla düşünmedim. Beni henüz o kadar travmatize edecek bir sonuç olmadı. Burada bir mücadele alanım var. TTB, SES ve Ankara Kadın Platformu’nun da aktivistiyim. Onlar bana son yıllarda çok güç verdi. Kadınların direnci bana çok şey öğretti. Yani mücadele edeceğim alanlar olduğu için gitmeyi düşünmüyorum.
Ben acil hekimiyim. Mesleğim gereği sürekli bir yoksullukla karşılaşıyorum. Hele ki Çankırı gibi bir bölgede yoksullukla daha da çok karşılaşıyordum. Bu sebeple benim geri adım atma gibi bir şansım olmuyor. Çünkü sömürü oldukça bir karşı koyuş da olmak zorunda. O nedenle mücadele ettiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum.”
Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.