Alevi Haber Ajansi

İhraç edilen akademisyenler: Yaşasın hayat ve barış

Uzatılan OHAL ile birlikte çıkarılan 679, 680 ve 681 nolu üç yeni KHK’de yurt dışına kaçanların vatandaşlıktan çıkarılması ve polise sanal ortamda araştırma yetkisinin verilmesinin yanında üniversitelerdeki muhalif öğretim görevlilerinin ihraç edilmesi de yer alıyor. “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzalayan birçok akademisyen ve bazı Eğitim-Sen üyesi akademisyenler görevlerinden ihraç edilirken, akademisyenlerden Prof. Dr. Melek Görgenli, sosyal medya üzerinden hayatı ve barışı savunacaklarını ilan etti. Görgenli Twitter hesabından, “Canım öğrencilerim, hiç üzmeyin kendinizi.. Biz derslerimize devam ederiz, okulda olmaz her yerde olur, yaşasın HAYAT ve BARIŞ” açıklamasını yaptı.

“İDEALLERİMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Ankara Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyenler ise Evrensel’den Tamer Arda EKŞİN’e bazı değerlendirmelerde bulundu:

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Leyla Işıl Ünal, “FETÖ ile mücadele edeceğiz” söylemiyle başlayan ihraçların muhalifleri yıldırma operasyonuna dönüştüğünü belirtirken, “Her ihraç dalgasında Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza atan arkadaşlarımızdan bazıları ihraç ediliyordu. Bu sefer beni de ihraç ettiler. Ancak bizim için üniversiteler önemli ama ideallerimiz de vazgeçilmezimiz” dedi.

”İHRAÇ LİSTELERİNİ REKTÖRLÜKLER HAZIRLIYOR”

Savcılıkların ve Yüksek Öğretim Kurumu’nın Barış İçin Akademisyenler bildirisinde suç olacak bir unsur bulamadığı için KHK’lerle ihraç yoluna başvurduğunun altını çizen Ünal’a göre, “Ceza veremediklerini düşünerek KHK ile bizleri ihraç ediyorlar. İhraç listelerini rektörlükler hazırlıyor. KHK ile ihraç edince onlar için soruşturma ve gerekçe hazırlamaya gerek kalmıyor”

Öğrencilerinden ayrıldığına üzüldüğünü belirten Ünal, “Onlarla etkileşimde bulunup öğrenimlerine katkı veremeyeceğiz bu üzücü. Ancak akademik çalışmalarımıza devam edeceğiz. Akademi için illa kadrolu olmaya gerek yok. Akademik çalışmalarımızı çeşitli yollarla sürdüreceğiz. Bizim de artık dayanışma akademilerimiz var” diyerek akademik faaliyetlerini sürdüreceğini söyledi.

Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) Maliye Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Özlem Albayrak ise, SBF’nin kendisi için anlamlı bir kurum olduğunu ifade ederek, kurumun zayıflatılma sürecinde kendisinin de yıprandığını belirtti. Albayrak, “ Hem büyük akademinin kurum olarak hem de kendi fakültemin hele bu süreçte nasıl gittikçe zayıflayıp, çirkinleştiğini gördükçe yaptığım işi bu kurumlarda sürdürmek istemediğimden her gün yeniden emin oldum” dedi.

”KENDİ ÜNİVERSİTEMİZİ KURMALIYIZ”

Albayrak, ihraç edilmesi üzerine “Akademide kalmaya devam edersem, uzun süredir önerdiğim gibi kendi üniversitemizi kurmalıyız diyorum. Türkiye üniversiteleri birkaç istisna dışında bu dönemdeki kirlenmişlikleri ve tükenmişlikleri ile hiçbir şekilde, en azından benim huzur içinde bulunmayı isteyebileceğim ve anlamlı katkı sunabileceğim yerler değil. Burnumuzu tıkayıp kapısından girdiğimiz okullarda, kendimizi zorlayıp ders vermeye, yazıp çizmeye çalıştık bir yıl boyunca. Hayatımda hiç bu kadar performansım düşmemişti sınıfta. Böylesi daha hayırlısı” dedi.

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak