Alevi Haber Ajansi

İHD Dersim Şubesi: İnsanlık onuruna aykırı ‘kuyu tipi’ hapishaneler derhal kapatılmalıdır-VİDEO

PİRHA- İHD Dersim Şubesi, “İnsanlık onuruna aykırı ‘kuyu tipi’ hapishaneler derhal kapatılmalıdır” diyerek basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Türkiye’de hapishaneler, uzun süredir yalnızca özgürlükten yoksun bırakmanın ötesine geçmiş, insanlık onurunu hedef alan ağır koşulların dayatıldığı mekânlara dönüşmüştür” denildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Dersim Şubesi, hapishanelerde giderek ağırlaşan tecrit ve izolasyon koşullarına, ‘kuyu tipi’ olarak tanımlanan Y, S ve Yüksek Güvenlikli Hapishanelerde yaşanan insan hakları ihlallerine ve süresiz açlık grevleri ile ölüm oruçlarına dikkat çekmek için basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın metnini İHD Dersim Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Yaşar Sezgin okudu.

“İktidarlar tarih boyunca muhalifleri susturmak, toplumu denetim altında tutmak ve itirazı bastırmak için hapsetmeyi en temel araçlardan biri olarak kullanmıştır” diyen Hüseyin Yaşar Sezgin, “Türkiye’de ise hapishaneler, uzun süredir yalnızca özgürlükten yoksun bırakmanın ötesine geçmiş, insanlık onurunu hedef alan ağır koşulların dayatıldığı mekânlara dönüşmüştür” dedi.

“BU HAPİSHANELER, SİSTEMATİK BİR KÖTÜ MUAMELE ALANINA DÖNÜŞMÜŞTÜR”

2000’li yıllarda F tipleri ile derinleştirilen tecrit uygulamalarının, bugün S Tipi, Y Tipi ve ‘Yüksek Güvenlikli’ hapishanelerle çok daha ağır bir boyuta ulaştığını belirten Sezgin, şunları kaydetti:

“Kamuoyunda ‘kuyu tipi hapishaneler’ olarak bilinen bu yapılar, 5 metrekarelik dar hücrelerde mahpusları günün 23 saatinde tek başına tutmakta; yalnızca kısa süreli ve izole edilmiş havalandırma hakkı tanımaktadır. Mahpuslar, başka mahpuslarla ve gardiyanlarla iletişimleri kesilmiş şekilde, temel ihtiyaçlarını karşılamak için dahi haftalarca bekletilmektedir. Bu hapishanelerde güneş ışığına erişim engellenmekte, pencereler apartman boşluğunu andıran dar alanlara açılmakta, hücrelerin içine yerleştirilen kameralarla mahremiyet tamamen ortadan kaldırılmaktadır.

Kuyu tipi hapishanelerde uygulanan uzun süreli izolasyon yalnızca ruhsal değil, bedensel sağlığı da ciddi biçimde tehdit etmektedir. Algısal yoksunluk ve sürekli gözetim; ağır psikolojik rahatsızlıklara, oryantasyon kaybına, duygu durum bozukluklarına yol açmaktadır. Güneş ışığından yoksunluk, hareketsizlik ve dar mekânlarda geçirilen uzun süreler ise kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarından kronik hastalıklara kadar geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Bu hapishaneler, mimarisi ve işleyişiyle mahpusların insani varoluşunu yok sayan sistematik bir kötü muamele alanına dönüşmüştür.”

“BİRÇOK MAHPUSUN YAŞAMI KRİTİK BİR EŞİĞE GELMİŞTİR”

Hak ihlalleri karşısında uzun süredir çok sayıda mahpusun, kuyu tipi hapishanelerin kapatılması ve başka tip hapishanelere sevk edilme talepleriyle açlık grevlerini ve ölüm oruçlarını sürdürmekte olduğunu söyleyen Hüseyin Yaşar Sezgin, “Bu süreçte ölüm orucunun 303. gününde olan Serkan Onur Yılmaz ve açlık grevinin 203. gününde olan Ali Aracı başta olmak üzere birçok mahpusun yaşamı kritik bir eşiğe gelmiştir. Mahpusların bedenlerinde geri dönüşü olmayan sağlık sorunları ortaya çıkmakta, yaşam hakları doğrudan tehdit altına girmektedir. Yetkililerin bu talepleri görmezden gelmesi, hem insan onuruna aykırı uygulamaların sürmesine hem de toplumun geri dönülmez kayıplarla karşı karşıya kalmasına yol açmaktadır. Türkiye, Avrupa Konseyi ülkeleri arasında nüfusuna oranla en yüksek mahpus sayısına sahip ülkedir. Her 100 bin kişiden 355’i hapishanelerde tutulmaktadır. Buna rağmen Adalet Bakanlığı her yıl onlarca yeni hapishane açmakta, tutuklama istisnai değil kural haline getirilmektedir. Yeni yapılan hapishaneler şehir merkezlerinden uzakta inşa edilmekte, böylece avukat görüşleri ve aile ziyaretleri zorlaştırılmakta; mahpusların toplumsal bağları sistematik olarak zayıflatılmaktadır” diye ekledi.

“YETKİLİLERİ HAREKETE GEÇMEYE ÇAĞIRIYORUZ”

İHD Dersim Şubesi, taleplerini şöyle sıraladı:

“İnsanlık onuruna aykırı kuyu tipi hapishaneler derhal kapatılmalıdır.

Tecrit ve izolasyon politikaları son bulmalı, mahpusların insanca yaşam koşulları sağlanmalıdır.

Açlık grevinde ve ölüm orucunda olan mahpusların talepleri acilen karşılanmalı, yaşam haklarının yitirilmesine izin verilmemelidir.

Hapsetme politikaları, toplumu sindirme ve muhalefeti bastırma aracı olmaktan çıkarılmalıdır.

İnsan hakları savunucuları olarak, ölümler ve kalıcı sakatlıklar oluşmadan, mahpusların başka hapishaneye sevk taleplerinin kabul edilmesi için yetkilileri acilen harekete geçmeye çağırıyoruz.”

Açıklama, yapılan oturma eyleminin ardından sona erdi.

PİRHA/DERSİM

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.