PİRHA-İnsan Hakları Derneği, Dersim Tertelesi’nin 87. yıl dönümü sebebiyle açıklama yaptı. Devletin, Dersim’le yüzleşmesi için öncelikle TBMM bünyesinde ‘Dersim İçin Hakikat Komisyonu’ kurulması gerektiği vurgulanan açıklamada “Soykırımın tanınması, özür dilenmesi ve onarıcı adalet çözümleri üzerinde durulması gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD), 1937-38’de yaşanan kadın, çocuk dahil en az 13.160 Dersim’linin öldürüldüğü; 11.818’inin sürüldüğü Dersim Tertelesi’nin 87. yıldönümü sebebiyle açıklama yaptı.
“ON BİNLERCE KÜRT VE ALEVİ KATLEDİLDİ”
İHD’nin yazılı yaptığı açıklamada, soykırımda yaşamını yitirenler anılarak şu ifadelere yer verildi:
“1925 yılında çıkarılan Şark Islahat Planı, 1936 yılında çıkarılan Tunceli Vilayetinin İdaresi Hakkında Kanun, Şark Islahat Planına dayanılarak kurulan ve Dersim’in de içinde yer aldığı 4. Umumi Müfettişlik’in kurulması ile adım adım ‘ulus devletin’ inşası önünde engel olarak görülen Dersim’in öncelikle kanaat önderlerinin yok edilmesi, karşı çıkanların soykırımdan geçirilerek yöre halkının sürgüne tabi tutulmasının hedeflendiği görülmektedir.
25.12.1935 tarih ve 2884 sayılı Tunceli Kanunu çerçevesinde 4 Mayıs 1937 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Dersim’e yönelik askeri operasyonlar başlatılmış ve bu operasyonlar sırasında on binlerce Kürt/Alevi katledilmiştir. Askeri operasyonlar 1938 yılı boyunca devam etmiş ve katliam ile birlikte zorunlu göç (sürgün) ile Dersim coğrafyası büyük oranda insansızlaştırılmıştır.
15 Kasım 1937 yılında Dersim’in Kürt Alevi kanaat önderi Seyit Rıza (74 yaşında), oğlu Resik Hüseyin (16 yaşında) ve toplam 7 kişi (bazı rivayetlere göre 11 kişi) yürürlükteki hiçbir hukuk kuralına uyulmadan, yargılama yapılmadan, usulüne uygun mahkeme kurulmadan Elâzığ Buğday Meydanı’nda idam edilmişlerdir.
Dönemin Emniyet Genel Müdür Yardımcısı İhsan Sabri Çağlayangil’in anılarında anlattığı bilgilerde iddia edildiği gibi Dersim’de bir isyanın olmadığını doğrulamaktadır.
“BU KATLİAMLARI SOYKIRIM OLARAK NİTELENDİRMEKTEYİZ”
İnsan hakları savunucuları olarak Dersim’de 1937-38’de yapılan bu katliamları TCK 76. Maddesinde tanımlandığı gibi soykırım olarak nitelendirmekteyiz. Dersim halkı ise yaşananları ‘Tertele’ olarak nitelendirmeye devam etmektedir. Ayrıca Birleşmiş Milletlerin 1948 yılında kabul ettiği Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi çerçevesinde de Dersim’de yaşananların Soykırım Suçu oluşturduğu doğrulanmaktadır.
1937-38’de yaşanan Dersim Soykırımı’nda kadın, çocuk dahil 13.160 Dersimlinin öldürüldüğü, 11.818’inin sürüldüğü resmi kayıtlarda yapılan araştırmalarda ortaya konmuştur. Dersim’in Kayıp Kızları olarak bilinen bir kuşağın ise ailelerinden koparılarak tanımadıkları, bilmedikleri ailelere evlatlık, eş olarak verildiği gerçeği de soykırımın bir başka boyutunu oluşturmaktadır.”
“YÜZLEŞMEK İÇİN GÜÇLÜ BİR SİYASİ İRADENİN VARLIĞI GEREKMEKTEDİR”
İHD, Dersim’de 1937-1938’de yapılanların tarihsel bir trajedi olduğunu vurgulayarak, katliamla yüzleşilmesi gerektiğini belirtti. Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Geçmişle yüzleşmenin yaşanabilmesi ve tüm hakikatin ortaya çıkarılabilmesi için güçlü bir siyasi iradenin varlığı gerekmektedir. 2011 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP’nin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda Dersim Tertelesi hakkında konuşmuş; Jandarma Genel Komutanlığı’nın hazırladığı Dersim Raporu’nu göstermiş ve yukarıda ifade edilen bilgileri doğrulayarak dönemin CHP’sini suçlamıştır. ‘Eğer devlet adına özür dilenecekse, böyle bir literatür varsa ben özür dilerim, diliyorum. Dersim yakın tarihimizdeki en acı en trajik olaylardan biridir. Dersim aydınlatılmayı bekleyen bir faciadır’ demiş ancak özrün yerini bulması için bugüne kadar hiçbir somut adım atılmamıştır.
Devletin Dersim’le yüzleşmesi için öncelikle TBMM bünyesinde ‘Dersim İçin Hakikat Komisyonu’ kurulmasını, komisyon çalışmaları tamamlandıktan sonra komisyonun önerileri doğrultusunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılarak soykırımın tanınması, özür dilenmesi ve onarıcı adalet çözümleri üzerinde durulması gerekmektedir.”
“SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
İnsan Hakları Derneği (İHD), Dersim’e yönelik taleplerini şöyle sıraladı:
“Dersim halkından resmi olarak özür dilenmesini, ‘Dersim’ isminin iade edilmesini, Dersim Soykırımı ve diğer toplu katliam ve sürgünlere ilişkin devlet arşivlerinin kamuoyuna ve üniversitelere açılmasını, Dersim Soykırımı’nda idam edilen Seyit Rıza ve arkadaşlarının itibarlarının iade edilmesini, mezar yerlerinin açıklanmasını, diğer toplu mezarların usulüne uygun olarak açılması için çalışma yürütülmesini, yapılan askeri operasyonlar sonucu katledilmeyip asker ailelerine evlatlık ya da ev işlerine yardımcı olarak verilen ve kamuoyunda ‘Dersim’in Kayıp Kızları” olarak bilinen kız çocuklarının akıbetinin açıklanarak aileleri ile buluşturulmasının sağlanmasını, Dersim’in insansızlaştırılması politikasından vazgeçilerek halen yapımı süren HES ve diğer barajların iptal edilerek doğal ve kültürel tahribata son verilmesini, Dersim’deki doğal ve kültürel inanç merkezlerinin muhafaza altına alınarak Dersim halkının yerel temsilcilerine (Dersim Belediyesi gibi yerlere) devrinin sağlanmasını, yetkililerden talep ediyor ve bunların gerçekleşmesi için sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.