Alevi Haber Ajansi

Cumartesi Anneleri 977. hafta eylemi: Yaman ve Gül’ün akıbetini ortaya çıkarın!-VİDEO

PİRHA-Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 997. haftasında gözaltında kaybedilen Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün akıbetinin açığa çıkarılması ve faillerinin yargılanması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.

Cumartesi Anneleri, 1995 yılından bu yana gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda bir araya geliyor.

“AYM KARARINA RAĞMEN BİZİ ENGELLEYEN BARİYERLERİN ÖNÜNDEYİZ”

Cumartesi Anneleri eyleminin 997. haftasında yapılan açıklamayı İnsan Hakları Derneği (İHD) Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına kayıp yakını Maside Ocak okudu. Ocak, şunları söyledi:

“Gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerinin açıklanması, suçun fail ve sorumlularının yargılanarak cezalandırılmaları talebiyle 997. kez Galatasaray’dayız. Bu hafta da Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen bizi gerçek buluşma mekânımızdan ayıran polis bariyerlerinin önündeyiz. 997. haftamızda bir kez daha hatırlatıyoruz: Anayasa Mahkemesi kararları en üst düzeyde bağlayıcıdır. Bir ülkede Anayasaya uygun olmayan normlar ve uygulamalar varsa orada ‘Anayasal devlet’ yoktur. Temel hak ve özgürlükler hukuksal güvence altında değilse, orada keyfi yönetimler vardır.

“HÜSAMETTİN VE SONER’İN GÖZALTINA ALINDIĞI KABUL EDİLMEDİ”

997. Haftamızda 32 yıl önce bugün, 4 Mayıs 1992’de İstanbul’da gözaltına alınarak kaybedilen, 32 yıldır akıbetleri hala bilinmeyen üniversite öğrencileri Hüsamettin Yaman ve Soner Gül için adalet istiyoruz. 22 yaşındaki Hüsamettin Yaman, İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu öğrencisiydi. Pankart taşımak suçlamasıyla 15 gün cezaevinde kaldı ve 6 Eylül 1990’da tahliye oldu.

21 yaşındaki Mehmet Soner Gül, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisiydi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğrenci Derneği üyesiydi. Bu nedenle gözaltına alındı, ağır işkence gördü. İçişleri Bakanlığı’nın iddiasına göre 10 Mart 1991’de Malatya’da yakalanan A.N. isimli şahsın sorgudaki ifadesinde ismi geçtiği için polis tarafından aranıyordu. Hüsamettin Yaman 2 Mayıs 1992 cumartesi günü evden çıktı. 4 Mayıs pazartesi günü Ağabeyi Feyyaz Yaman’ı işyeri telefonundan arayan bir kişi ‘Hüsamettin, Soner Gül ile birlikte Fındıkzade’de gözaltına alındı. Hayatlarından endişe ediyoruz. Bir an önce emniyete başvurun’ dedi. Yaman ve Gül Aileleri, önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ardından devletin ilgili tüm kurumlarına başvurdu. İnsan Hakları Derneği ve Af Örgütü girişimlerde bulundu. Ancak Hüsamettin ve Soner’in gözaltına alındığı kabul edilmedi. Girişimlerini sürdüren Yaman Ailesi 2 yıl boyunca polis takibinde tutuldu.

“YARGILAMA TARAFSIZ VE BAĞIMSIZ YAPILMADI”

19 Aralık 2011 tarihinde özel harekât polisi Ayhan Çarkın’ın infazlar ve kayıplarla ilgili itirafları yayınlandı. Çarkın, itiraflarında Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ü gözaltına aldıktan sonra ormanlık bir alanda sorguladıklarını ve infaz ettiklerini açıkladı. Onların son sözlerinin ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!’ olduğunu söyledi. Bu beyanların ardından Yaman ailesi yeniden suç duyurusunda bulunarak, dosyanın tekrar açılmasını istedi. Ayhan Çarkın’ın ifadelerine rağmen dosyada ilerleme kaydedilmedi. Bu durum, yargının bağımsız ve tarafsız olmadığını ve siyasi etkilere açık olduğunu göstermektedir.

“TÜM KAYIPLARIMIZ İÇİN ADALET ARAMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

997. Haftamızda yargı makamlarına sesleniyoruz: Her hafta Galatasaray’da yaptığımız açıklamalar suç duyurusu niteliğindedir. Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün gözaltında kaybedilmesi ile ilgili adil ve etkin bir soruşturma başlatılmasını talep ediyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin Hüsamettin Yaman, Soner Gül ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

“YASASI OLMAYAN BİR DEVLET!”

Açıklamanın ardından söz alan Hüsamettin Yaman’ın abisi Feyyaz Yaman ise şunları dile getirdi:

“Kardeşimin kaybedildiğine dair haberi aldığımızda aramak için peşine düştük. O zaman Avukat Enver Nalbant ve Avukat Ergin Çinmen’in söylemiyle ilk defa Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne gittim. Kardeşimin benden gizli sigara içtiğini biliyordum. İki paket sigara aldım. Birine el koyarlar dedim. Bunları vermek ve kardeşime bir haber iletmek istiyorum diye Gayrettepe’den zorla içeriye girdim. Güvenlik noktasını geçtikten sonra bina girişinde beni tekrar durdurdular. ‘Burada böyle birisi yok’ diyerek beni yaka paça dışarı attılar. O paketleri hala saklıyorum. Hüsamettin’in hatırası olarak saklıyorum. Ama bir şeyin umudu olarak da saklıyorum. Bu coğrafyada devletin hak ve hukukunu istismar eden bütün görevliler, bütün şiddet unsurları, cezai olarak bir yaptırımla karşı karşıya kalmadan adalet yerini bulmadan hiçbir düzenin baki olacağına inanmıyorum. Kurumları olmayan hukuku, yasası olmayan bir devlet, devlet olma olasılığını kaybetmiştir. Bu toplumda, toplumsal bir sözleşme çerçevesinde haklarımız ve özgürlüklerimiz çerçevesinde bir arada yaşayacaksak devletin ilk olarak bu görevini yerine getirmesi zorunludur. Bunu sonuna kadar hak olarak talep edeceğiz ve özgürlüklerimizin, eşitliklerimizin davasını terk etmeyeceğiz, peşinde olacağız.”

997. Hafta eylemi Galatasaray Meydanı’na karanfillerin bırakılmasının ardından son buldu.

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak