Alevi Haber Ajansi

‘İçişleri Bakanlığı’nın para verdiği cemevi kadınların başını örtmesini istedi’ (2) -VİDEO

PİRHA- PİRHA- PSAKD Mamak Şubesi ve Kadın Meclisi Sözcüsü Fadime Türkyılmaz, kadın meclislerinde yaptıkları çalışmaları ve kadınların kurumlarda yaşadıkları sorunları anlatmaya devam ediyor. Türkyılmaz, “Kadınlar cemevlerinde yönetimde olsalar bile orada, etkinlik yapacak erkeklere hizmet ediyor. Önümüz açılmadığı gibi kesiliyor. Çünkü erkekler artık bizden korkuyor” dedi. Türkyılmaz ayrıca, İçişleri Bakanlığı’nın verdiği 150 bin TL’yi alan cemevi yönetiminin semah dönen kadınların başını örtmesini, etek giyinmesini istediğini belirterek, tepki gösterdi. 

 

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Kadın Meclisi üyesi kadınlar, Ankara ve Mamak bölgesi yerelinde yaptıkları çalışmaları ve yaşadıkları sorunları anlatmaya devam ediyor.

PSAKD Mamak şubesi ve Kadın Meclisi Sözcüsü Fadime Türkyılmaz PİRHA’ya yaptığı değerlendirmede, Alevi örgütlerinde kadınlarının önünün açılmadığı gibi kesildiğini, erkeklerin kadınların direngenliğinden korktuğunu belirtti.

Belediyelerle olan ilişkilerine de değinen Türkyılmaz, AKP’li Mamak Belediyesi’nin eksiklerini gidermeleri karşılığında belediye başkanının adının yazılı olduğu tabelayı dernek girişine asmalarını istediğini anlattı. İçişleri Bakanlığı’nın Mamak’taki cemevlerine 150 bin TL gönderdiği bilgisini de veren Türkyılmaz, bir cemevinin bu parayı kabul ettiğini söyledi.

“HALA BUGÜN CEMEVİNDE KADINLAR BULAŞIKTAN ÖTEYE GİDEMİYOR”

Alevi kadınlar olarak kurumlarda yeterince yer alamadıklarını ve bu konuda önlerinin açılmadığını söyleyen Türkyılmaz, kendine ‘solcuyum’, ‘ilericiyim’ diyen birçok erkeğin erkek ideolojinin etkisi altında olduğunu ifade etti.

Kadınların önünün açılmadığı gibi kesildiğini de dile getiren Türkyılmaz, “Örneğin seçimlere gittiğimizde yönetimlerde kadın olması konusunda dayatmalarda bulunuyoruz. Ancak kadın bilinci olmayan, kendine biat edecek, erkek genel başkan ya da şube başkanı ne dediyse ‘olur başkanım’ diyecek, 90-60-90 kadın seçip onları yönetime getiriyorlar. Bizim yapmak istediğimiz ise bu değil. Aksine kadınların söz, yetki, karar sahibi olduğu ortamlar istiyoruz. Bunun için kota istiyoruz. Bazı canlar çıkıyor diyor ki, kota Alevi örgütünde ihanettir, olmamalı. Çünkü bizim felsefemiz de kadın erkek yok, can var diyorlar. Ancak bu söze sığınarak kadınları yok sayıyorlar. Hala bugün cemevinde kadınlar bulaşıktan öteye gidemiyor. Kadınlar cemevlerinde yönetimde olsa bile çay yapıyor, temizlik yapıyor, orada etkinlik yapacak erkeklere hizmet ediyor. Bundan öteye geçemiyorlar. Bu kadınlara bir görev olarak veriliyor. Ama bu tür işler kadınların görevi değil. Bu yüzden asla kadınların önünün açıldığına inanmıyorum” şeklinde konuştu.

“ERKEKLER ARTIK BİZDEN KORKUYOR”

Kadınların haklarını alma noktasında mücadelenin alttan dip dalga gibi gelmesi gerektiğini vurgulayan Türkyılmaz, sözlerine şöyle devam etti:

“Haklar hiçbir zaman bize sunulmaz. Biz mücadele ederek, dişimizle tırnağımızla haklarımızı almalıyız.  Kim çıkıp da Alevi kurumlarında biz kadınların önünü açtık derse, yalan söylüyordur. Aksine kadın biraz ön plana çıktığında çelme takıyorlar, iftira atıyorlar. Daha birkaç gün önce Mamak’ta yaşadık bunu. Çünkü erkekler artık bizden korkuyor. Kadın tuttuğu taşı bırakmıyor. Kadın mücadele verdiği alanı bırakmıyor. Burjuvazi de bunun bilincinde ve hatırlarsınız ‘önce kadınları vurun’ diye bir söz vardır, tarihte söylenmiş. Kadınlar daha direngenler. Buradaki bütün kadınların ayrı ayrı hikayesi var. Hepsi çocukları için, onları büyütmek için ne zorluklarla mücadele edip bugünlere geldiler. Ama bir erkek olsaydı emin olun ya bırakıp giderdi ya da ikinci kez evlenirdi. Çoluğu çocuğu da çok umurumda olmazdı. Biz annemize ‘aba’ derdik. Anneler gerçekten abadır. Aba demek derleyen, toplayan, eteğinin altına alan, koruyandır. Biz annemize iyi ki aba demişiz. Bunun farkına anne olduktan sonra vardım.”

“BİZ KADINLAR HER ŞEYE İKİ KAT DAHA FAZLA EMEK HARCAMAK ZORUNDA KALIYORUZ”

Mamak Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin kadınlar üzerinden çalışmalarının yürüdüğünü dile getiren Türkyılmaz, “Ayrıca ilginç bir şey yaşıyoruz, burada kadınlar olunca erkekler daha az uğruyorlar. Geçtiğimiz seçimlerde şöyle bir şey yaşamıştık. Buradaki erkekler kendi aralarında şöyle konuştular, ‘kaybettin hem de bir kadın kazandı’ Bu cümlenin içinde kin ve nefret var, ötekileştirme var, küçümseme var, yok sayma var, her şey var. O yüzden biz kadınlar her şeyi daha fazla yapmak zorunda kalıyoruz. İki kat emek harcamak zorunda kalıyoruz. Her gün burayı kadınlar açıyor. Erkekler buraya geliyor, ‘Bir çay alabilir miyim?’ diyor. Çay içer de gidin alın, diyoruz. Çünkü alışmışlar, bir kadın onlara çay getirmeli, onların attığı izmariti süpürmeli… Vallahi kimse kusura bakmasın. Biz birey olma yolunda hareket ediyorsak, bireyliğimizi de hayata geçirmek zorundayız. Kadın sorunu çözülmeden, kadınlar olmadan hiçbir konuda ilerleme sağlanamaz. Sendikalarda, derneklerde şunu yaşardık, siz bir durun, bir devrim olsun ondan sonra sizin sorununuzu çözeriz. Böyle diyen erkek arkadaşlara hemen Stalin’i örnek gösterirdim. Kadınlar kamusal alandan alındığında, kadınların bağımsız örgütü lağvedildiğinde geriye dönüş yaşanır. Bunu Sovyetler de Rusya’da gördük” dedi.

“MAMAK BELEDİYESİ, EKSİKLERİNİZİ TAMAMLAYALIM SİZDE BİZİM ADIMIZI BURAYA YAZIN, DEDİ”

Yaptıkları çalışmalarda belediyelerle olan ilişkilerine de değinen Türkyılmaz, Mamak Belediyesi’nin AKP’li olduğunu hatırlatarak şunları kaydetti:

“Bir gün Mamak Belediyesi’nin bir dolmuşu derneğimize geldi. Belediyenin aracından inen arkadaş benim eskiden sendikadan arkadaşımdı. Geldi ve dedi ki, Mamak Belediye Başkanı’nın sana selamı var. İsterseniz çatınızı yapalım, şu kadar masa, sandalye verelim, eksiğiniz neyse tamamlayalım. Ama Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin önüne de bir tabela asalım ve üzerine ‘Bu derneğin tüm eksikleri Belediye Başkanı Murat Köse tarafından yapılmıştır’ diye yazalım, dedi. Cevap olarak dedim ki, git o başkana söyle, biz bir masa bir sandalyeye kendimizi satacak değiliz. Değil buranın tadilatını yapmak, bize 10 katlı binalar da verseler biz satılık değiliz. İkinci olarak da seni neden buraya gönderdi biliyor musun, dedim. Çünkü sen benim eski arkadaşımsın, bunu bildiği için seni gönderdi. Ayrıca Alevisin, duygusal davranacağımızı zannetti. Bizim hiçbir şekilde Mamak Belediyesi ile ideolojik, organik ve diğer bir şekilde bağımız olamaz, olmamalıdır. Cemevleri için de aynısı geçerlidir. Belediyeler yapıyor cemevlerini, anahtarını alıyor ve üzerinde söz sahibi olacağını zannediyor. Biz bu gecekonduda kırık sandalyelerde otururuz ama onurumuzla, kimliğimizle, kişiliğimizle omurgalı olarak otururuz. Böyle düşünüyoruz.”

“O ALINAN 150 BİN LİRA MAMAK HALKINA, ALEVİLERE ASİMİLASYON OLARAK DÖNÜYOR”

CHP’li Çankaya ya da Yenimahalle belediyelerinden çalışmaları ve etkinleri için karşılıksız yardımlar aldıklarını kaydeden Türkyılmaz, İçişleri Bakanlığı’nın cemevlerine 150 bin TL gönderdiğini ve Mamak’ta bulunan bir cemevinin bu parayı aldığını anlatarak şunları aktardı:

“Çankaya Belediyesi ya da Yenimahalle Belediyesi’ne gidiyoruz anmalar da etkinliklerde otobüsler, stantlar, ses sistemi vesaire ne gerekiyorsa istiyoruz. Belediyeler ilk olarak kendi bölgemiz dışında başka bir yere veremeyiz, diyorlar. Araya başkalarını sokuyorum, tanıdıklar aracılığıyla istediklerimizi alabiliyoruz. Ama Mamak Belediyesi’nden Bir çöp dahi almadık ve almayacağız da. Dün cemevi Başkanı Mehmet Uzuner buraya geldi ve cemevine 150.000 lira vereceklerini söyledi. İçişleri Bakanlığı göndermiş bu parayı. Ne yapalım, diye sordu. Ben de asla kabul etmemesi gerektiğini söyledim. Çünkü bu asimile etmenin, satın almanın diğer bir yoludur. Mehmet Uzuner o parayı almadı, almazda ama buradaki başka bir cemevi bu parayı aldı. Ve kadınlar gelip bize diyor ki, semah dönerken etek giymemizi istiyorlar, çünkü oradaki parayı alan cemevi böyle istemiş. Semah dönerken başlarını örtmeleri istenmiş. İşte 150 bin liranın bedeli bize bu şekilde yansıyor. Oysaki biz ne kafamızı örteriz ne de semah dönerken etek giyeriz. Nasılsak o şekilde semahımızı döneriz. O alınan 150 bin lira Mamak halkına, Alevilere böyle dönüyor.”

“EV İÇİ EMEK ÜCRETLENDİRİLMEMELİ, ÇÜNKÜ BU DURUM KADINI EVE HAPSEDİYOR”

Son olarak kadınlara çağrı yapan Türkyılmaz ev içi emek sorununa değinerek, “Bir ara ücretlendirilirsin mi ücretlendirilmesi mi diye tartışılıyordu. Biz bu ev içi emeğin asla ücretlendirilmemesinden yanayız. Çünkü ev içi emeği ücretlendirerek kadını eve hapsediyor. Devlet bunu bir ara ücretlendirdi. Evinde hasta bakan, engelli bakan, çocuk bakan kadınlara bir miktar para verildi. Böyle olunca o kadın evde kaldı ve sokağa çıkamadı. Bu kadın özgürlüğüne vurulmuş bir darbedir. O yüzden ev içi emek asla ve asla ücretlendirilmemeli ancak kadının sosyal güvenliği sağlanmalıdır. Kadına ücret verdiğinde kadın evden çıkmıyor. Kadınlara buradan örgütlenme çağrısı yapıyorum. Kadınlar örgütlenmeden özgürlük olmaz, laiklik gelmez. Laikliği neden önemsiyorum çünkü zorunlu din derslerine yıllarca karşı çıktık, 4+4‘lerle çocuk gelinler, çocuk çıraklar yetiştirdiler. Biz bunlara somut bir kazanım elde demesek de karşı çıkmaya devam ediyoruz ve edeceğiz de. Biz bitti demeden bitmez. Mücadeleye devam diyorum ve kotayı da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin tüzüğüne koyduracağıma söz veriyorum. Daha yapacak çok işimiz var. Biz birey olmadığımız sürece bu toplum ezilmeye, hor görülmeye mahkum. Biz ne ikinciyiz ne öteki ne beriki. Biz bir bireyiz. Vardık, varız, var olacağız” ifadelerini kullandı.

Melis CİDDİOĞLU/ANKARA

İLGİLİ HABER

>‘Evde babalar patron, kadın işçi, çocuklar çıraktır; bunu yıkmamız gerekir’ (1)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak