PİRHA–Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği Cemevi, “Alevilerin hak arayışı, siyasilerin Alevilere bakışı” başlığıyla panel düzenledi. Panelde konuşan HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, CHP Antalya Milletvekili Necati Yılmaz ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan önemli mesajlar verdiler.
Haberin Videosu
Moderatörlüğünü Yazar-Antropolog Hasan Harmancı’nın yaptığı panele konuşmacı olarak HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, CHP Antalya Milletvekili Necati Yılmaz ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan katıldı. Bodrum Heredot Kültür Merkezi’nde gerçekleşen etkinliğe PSAKD şubeleri, HDP ve CHP yönetimlerinin dışında çok sayıda yurttaş katıldı.
HARMAN: ALEVİLER YÜZYILLARDIR GÜVENLİK SORUNU İLE KARŞI KARŞIYA
Panelin moderatörlüğünü yürüten ve açılış konuşması yapan Yazar-Antropolog Hasan Harmancı Alevi toplumunun bu topraklarda yüzyıllardır güvenlik sorunu ile karşılaştığını ve iktidarlar tarafından sürekli hedef alındığını belirterek şöyle konuştu:
“Aleviler yaşadıkları topraklarda yüzyıllardır en çok karşılaştıkları şey güvenlik sorunudur. Çünkü kendi mazlumiyetlerinden öte inançlarının yarattığı felsefe ve o felsefeye bağlı olarak da günlük yaşamlarını sürdürmeleri iktidar alanları tarafından kaldırılmıştır. Bir kurbanın aranması ve birinin ötekileştirilmesi fırsatı olduğunda ilk yönenilen kesim Aleviler oluyor. Bunun en önemli nedeni Alevilerin örgütsüz olması değildir. Aleviler pir-talip-mürşit biçiminde çok güçlü bir örgütlülüğe sahiptir. İktidarlara karşı kendilerini, doğanın hakkını korumak ve karşısındakinin insan olduğunu düşünerek onun yaşam alanlarını sınırlamamak üzere yaşamlarını kurmuşlardır. Gelin görün ki adaletin ilkokullarda öğretildiği, adaletin sınanmadan hak ve özgürlük sayıldığı bir dünyada Aleviler yok sayılmanın ötesinde önemli hak ihlalleri ile karşı karşıya kalıyor.”
KAPLAN: ALEVİ KURUMLARI BELEDİYELER GİRDABINDAN KURTULMALIDIR
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Gani Kaplan, “Alevi kurumları ekonomik özgülüklerini kazanıp kendi ibadethanelerini kendileri yapmadığı sürece bu girdaptan kurtulmak mümkün değildir” dedi. Kaplan konuşmasında şunları vurguladı:
“İktidar kendine ait Alevi kurumları oluşturmaya çalışıyor. Belediyeler kendine ait Alevi kurumları oluşturmaya çalışıyor. Oradan bu cepheyi yönetmeyi kalkıyorlar. Belediyeler Alevilerin en büyük ocakları olmuş durumunda. Aleviler istek ve talepleri belediyeler tarafından karşılamak zorunda kalıyorlar. Alevi kurumları ekonomik özgürlüklerini kazanıp kendi ibadethanelerini kendileri yapmadığı sürece bu girdaptan kurtulmak mümkün değildir. Türkiye’de Alevi kurumlarının çok sayıda cemevi var. Önemli oranda bu cemevleri belediyenin elindedir. Belediyeden atanan müdürlerle cemevlerimizi yönetiyorlar. Bunlar siyasilerin Alevileri kontrol altında tutmadaki göstergesidir. Siyasi partiler bizim olmazsa olmazımızdır. Ancak Alevilerin siyasi partilere nasıl baktığı da çok önemlidir. Maalesef iyi bir noktada değiliz. Alevi kurumlarında genel başkanlık, yöneticilik yapmış arkadaşlarımız siyasi partilerin kapısında beklemeyecek.”
DOĞAN: TEK İNANÇ VE ULUS SİSTEMİNE DAYALI DEVLET MODELİ DAYATILDI
“1924 Anayasası ile tek ulusa, tek inanç sistemine dayanan bir devlet modeli dayatıldı ve Aleviler çok ciddi hak ihlalleri ile karşı karşıya kaldı” diyen HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, bu sisteme dair ciddi eleştiriler olmadan bugünü anlamanın sıkıntılı olacağını dile getirdi.
“Alevilik, halkların tarihsel süreç içerisinde bir araya gelerek oluşturduğu bir üründür, baldır. Arının her çiçekten beslenerek oluşturduğu bir üründür. Bu felsefenin gelişmesi batini ile zahirin buluştuğu noktadan dünyaya bakmaktan çok, geliştirdikleri felsefenin toplumsallaşması ile kendi öğretilerini ileri süreçlere aktarması da değerlidir. Özgür öğretimizin bir sürü sorunları var. Çok ciddi hak ihlalleri ile karşı karşıya. 1924 anayasası ile tek ulusa ve tek inanç sistemine dayanan bir devlet modeli dayatıldı. Bu 90 yıllık süreç içerisinde Cumhuriyetin belli kazanımlarının yanında tekçi yapısını da eleştirmeden geçmeden gerekir. Ciddi eleştiriler yapmazsak bugünü anlamakta sıkıntı çekeriz. 1924 yılında 442 sayılı köy kanunu çıkartıldı. İçinde cami, otlak, harman yeri olan yere köy denir ibaresi vardır. Peki camisi olmayan yerler? Sünni bir bakış var burada. Yine aynı maddenin 13. maddesinde köylünün zorunlu yapacağı işler başlığında her köye bir mescit yapmak gelir. Tabir yerinde ise Osmanlı kurumları sadece isim değiştiriyor. Bir revizyondan geçiriliyor. 1961 Anayasası’nda da Diyanet’in bir yapılanmasını görüyoruz. İmam hatiplerin gelişmesine katkı sağlayacak yasalar çıkartılıyor. 12 Eylül ile birlikte Türk-İslam sentezinin yeşil kuşak denen bir kuşağın geliştirilmesi ile devlet ideolojik bir tercihte bulundu. Gelinen aşamada siyasal islam devletin ideolojisi ve yeni şeklidir” diye konuştu.
“EN ÖNEMLİ ASİMİLASYON KURUMU DİYANET’TİR”
Doğan Diyanet’e dair sözlerinin devamında ise şunları vurguladı:
“Bugün en önemli asimilasyon kurumu Diyanet İşleri Başkanlığı’dır. 100 bini aşan kadrosu var. Bu ülkenin 10 bakanlığından fazla bütçesi olan bir kurum Alevileri bırakın kendi yarattığı inanç dışında hiçbir inanca destek olmayan bu kurumun kapatılması lazım. Alevilerin en önemli talebi de budur aslında. Devlet mekanizması ile Aleviler bu asimilasyondan kurtulamıyor. Cemevlerinin bugünkü statüsünün kabul edilip edilmemesi önemli değil. Biz meşruyuz ve cemevleri bizlerin ibadethesidir.”
“TÜM İNANÇLARA ÖZGÜNLÜĞÜ İLE YAKLAŞIP ÖZGÜRLEŞMESİNİ SAVUNUYORUZ”
Osman Baydemir hakkında Diyarbakır’da Alevilere cemevi tahsis ettiği ve ibadathane olarak kabul ettiği için fezleke hazırlandığını hatırlatan Doğan şunları vurguladı:
“Eşitlerarası hukukta, anayasal ve demokratik bir düzlemde bizlerin de isminin tanımlanması, o düzleme getirilmesi gerekir. Diyanet’in kaldırılmasını bir siyasi partinin açıkça ifade etmesi lazım. HDP bu yüzden Diyanet kaldırılmadıkça hiçbir inancın özgürleşmesi ve kendini ileri kuşaklara aktarması çabası söz konusu olamaz. Siyaset kurumları elbette ki asimilasyonun önünde duracak ve tek siyasette tüm inançları kapsamalı. Partimiz tüm inançlara özgün yaklaşmaktadır. Tüm inançların da özgürleşmesini savunmaktadır. Osman Baydemir’in başkanlık yaptığı dönemde belediye meclisinden geçen bir karar vardı. Cemevleri ibadethanedir. Alevi inancının ve öğretisinin ibadethanesidir dediği için kendisi hakkında fezleke hazırlandı. Yine Karakoçan’da, Dersim’de, Varto’da belediye meclislerinden cemevleri ibadethanedir kararı çıkartıldı. Tabi bu kararların çoğalması gerekiyor.”
YILMAZ: HÜKÜMET PROJESİNİ ALEVİ DÜŞMANLIĞI ÜZERİNE İNŞA ETTİ
“Aleviliğin içerisini boşaltmaya yönelik cami-cemevi projesi, çalıştaylar ve bununla birlikte eğitimden çalışmaya varıncaya kadar büyük bir tehdit altında olduğumuz gerçeği değişmiş değil” diye vurgulayan CHP Ankara Milletvekili Necati Yılmaz ise şunları vurguladı:
“27 yıllık Alevi örgütlülüğü bizi buraya getirmemeliydi. Bunu söylerken bu süre içerisinde çabaları ve başarıları görmezden de gelemeyiz. Aleviliğin üzerindeki her türlü inkar ve asimilasyon gerek içerde gerek dışarıda sürmektedir. Aleviliğin içerisini boşaltmaya yönelik cami-cemevi projesi, çalıştaylar ve bununla birlikte eğitimden çalışmaya varıncaya kadar büyük bir tehdit altında olduğumuz gerçeği değişmiş değil. Biliyoruz bu hükümet siyasi projesini Alevi düşmanlığı üzerine inşa etti. Adım adım bugüne gelirken bunu çok ciddi bir argüman olarak kullandı. Ordu ile hesaplaşırken yeniçeri ordusu dedi. Yargı ile hesaplaşırken yine bir Alevi yaftalaması üzerinden bu hesaplaşmaya girdi. Ortadoğu’da halkları birbirine boğazlatırken yine mezhepçi bir iç politika üzerinden Alevi karşıtı bir politika izledi. İnanç önderlerimizin veci sözlerini ve anlatımlarını kendi kirli emelleri için meşrulaştırıcı bir dille kullandı. Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve Cumhuriyet’e aktarılan iktidar aklı var. Bunun içinde Cumhuriyet’e düşen eksikliklerde var. Laikliğin gerçek anlamıyla bu topraklarda yaşanmadığını ve Alevilerin hak ettiği yaklaşımı görmediğini biliyoruz. Hayır sürecinde olduğu gibi 2019 seçimimde yan yana durmamız lazım. Bu iktidarın muhalif gördüğü kesimlerle bir araya gelmek durumundayız.”
Panel soru-cevap kısmı ve plaket töreni sonrası sona erdi.
Ersin ÖZGÜL / BODRUM
Yoruma kapalı.