PİRHA-Ankara’da İnsan Hakları Anıtı’nın abluka altına alınması ve Ankara valiliğinin yasaklarını hükumetin ikinci bir Gezi sürecinden korktuğu için anıtın ablukaya alındığını belirtti.
Haberin Videosu
Ankara’da KHK ile mesleklerinden ihraç edilen eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın günlerce önünde açlık grevi yaptıkları İnsan Hakları Anıtı’nın ablukaya alınmasını PİRHA’ya değerlendiren halk hükumetin ikinci bir Gezi sürecinden korktuğu için anıtın abluka altına alındığını söyledi.
“AKP’NİN YENİ SALDIRI POLİTİKASI”
Ali Kılıç adlı bir yurttaş İnsan hakları anıtının ablukaya alınmasının temel nedeninin ikinci bir Gezi sürecinden korkulmasından kaynaklandığını belirtti. İkinci bir Gezi süreci olacak diye AKP’nin yeni bir saldırı politikası olduğunu söyleyen Kılıç “Bu anıtın abluka altına alınması değil aynı zamanda tutuklanması diye değerlendiriyorum. Ama bu abluka dağıtılacaktır. AKP’nin bundan kurtuluşu yoktur diye düşünüyorum” dedi.
“HEYKELDEN KORKULUYOR”
Erol Akkuş isimli bir yurttaş da heykelden korkulduğunu ifade ederek “Bugün bütün medya organlarından başbakan, cumhurbaşkanı ve bakanlar her mikrofonu aldıklarında ülkeyi daha demokratik bir yapıya götürmeye çalıştıklarından bahseder fakat ne hikmetse bir heykelden korkulur” şeklinde konuştu.
“12 İŞÇİ GREVİ YASAKLANDI”
Demokratik ülkelerde her alanın aslında insanların kendilerini ifade edebileceği alan olduğuna dikkat çeken Akkuş yaşanan hak gasplarına da değindi. Akkuş hükumetin OHAL’i gerekçe göstererek işçilerin haklarını talep edeceği 12 tane grevi yasakladığını belirterek “Demokratikleşme böyle giderse sokağa çıkıp adımızı bile söyleyemeyeceğiz ya da sokağa çıkıp rahat bir şekilde yürüyemeyeceğiz anlamına geliyor” dedi.
“VALİ DEMOKRATİKLEŞMEMİZ İÇİN ÖNEMLİ BİR KARAR ALMIŞ”
Ankara Valiliğinin aldığı akşam hava karardıktan sonra türkü söyleme, etkinlik yapma yasağını eleştiren Akkuş “Demokratikleşmemiz için önemli bir karar almış vali. Hiçbir etkinliği kaldıramayacak pozisyona gelmiştir hükumet şu an. Bununla ilgili önümüzde ne tür yasalar gelir bilmiyorum ama ben sadece tahminimi söylüyorum ki iki kişi aynı anda yan yana yürüyemeyecek diye bir kararname çıkarır hükumet diye düşünüyorum” şeklinde ifade etti.
“ÜLKEM ADINA VE KENDİ ADIMA UTANIYORUM”
Emekli bir yurttaş olan Nurhayat Varamaz ise insan hakları anıtının kapatılmasının utanç verici olduğunu ifade ederek “Ayrıca orada bir ananın yerlerde sürüklenmesi oğlunun koparılmış kolu yetmiyormuş gibi yıllardır bir ana için verilebilecek en büyük cezalardan biridir. Anası canım acımadı oğlum için diyor” şeklinde belirtti.
“Hem ülkem adına hem kendi adıma utanıyorum” diyen Varamaz “İnsan bir evladının ayağına taş değse nasıl canı yanarsa bir kadın olarak o ananın yüreği yeterince yanmış geçmişte. Bir kadın olarak onu yüreğimde hissedebiliyorum” dedi. Heykelden niye korkulduğunu anlamadığını söyleyen Varamaz ayrıca şunları ifade etti:
“İster oturma hakkınızı kullanırsınız, ister seslenme, yüksek sesle konuşma hakkınızı kullanabilirsiniz. Bunun yasası var kanunu var. Bu dünya hepimizin yaşaması için yeter de artar. Bu kadar darlık niye? İnsanlar onu kendinde görüyorsa açta kalabilir, çatlayıncaya kadar affedersin yiyebilir de. Ancak hükumet tarafından neden diye sorulmalı. Neden yapıyor? Kaldı ki etrafımızda o kadar atılmış insan var. Neden atıldıklarını biz az çok biliyoruz. FETÖ belasını başımıza kim sardı? Onun yanında bir sürü öğretmen arkadaş tanıyorum işlerinden atıldılar, çocukları aç kaldı, okullarından oldular. İyi bir yere gitmiyoruz diye düşünüyorum”
Cebrail Arslan/ANKARA
Yoruma kapalı.