PİRHA – Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilişinin 13’üncü yılında vurulduğu yerde anıldı.
Haberin Videosu
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilişinin 13. yılında vurulduğu yerde anılıyor. Anmaya katılan yüzlerce kişi, Hrant için adalet istedi, biz kez daha “On üçüncü yıl utanmak için geç değil. Biz bitti demeden bu dava bitmez. Adalet istiyoruz. Buradayız Ahparig” diye haykırdı.
Şişli Halaskargazi Caddesi üzerindeki Agos gazetesinin eski binası önünde yapılan anmaya Dink’in eşi Rakel Dink, oğlu Arat, kızları Sera ve Delal Dink, dostları, sevenleri, Agos gazetesi çalışanları, HDP ve CHP milletvekilleri ile yüzlerce kişi katıldı. Agos gazetesi binasına “On üçüncü yıl utanmak için geç değil”, “Adalet istiyoruz Hrant 13” ve “Vazgeçmiyoruz Ahparig!” pankartları asıldı.
Anmanın yapıldığı alana çıkan yollar ile metronun Osmanbey durağı polislerce kapatıldı. Araç geçişlerine de kapatılan yollardan yurttaşlar ellerinde “Hrant için adalet için”, “Yaşasın işçilerin dayanışması, halkların kardeşliği”, “Hepimiz Hrant’ız” dövizleri ile Dink’in fotoğraflarını taşıyarak alana girdi.
Dink’in vurulduğu gazete binası önüne mum ve karanfiller bırakılırken, ses sisteminden Ermenice ağıtlar dinletildi. Gazete binası önüne gelen kitle sık sık “Faşizme inat kardeşimsin Hrant”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Öldür diyenler yargılansın” ve “Katil devlet hesap verecek” sloganları attı. Hrant’ın Arkadaşları adına konuşan gazeteci Bülent Aydın, gazetenin eski binasının penceresinden Dink’in faillerinin bulunması için mücadele edeceklerini vurguladı.
“EZİLENLERİ BİR ARAYA GETİRDİ”
Ardından konuşan Toplumsal Bellek Platformu’ndan Sertaç Ekinci, Hrant Dink’in ülkenin kardeşlik dili olduğunu belirterek, “Bu yüzden aramızdan alındı. Ermeni sorununun bu ülkenin sorunu olduğunu sürekli anlattı. Bu yüzden tehlikeli görüldü. Bu ülkenin ezilenleri bir araya getirdikleri için öldürüldüler. Öldürülen Musa Anter’ler Tahir Elçi’ler ve daha nice aydınların dosyaları yıllarca sürdü. Çok sayıda Kürt aydınının öldürüldüğü dava geçenlerde sonuçlandı. Davadaki herkes beraat etti. Eğer hukukun egemen olduğu bir ülke olsaydı belki adalet yerini bulurdu. Bizler de adalet aradığımızda bize de adaleti vermeyecekler. Adalet bu ülkenin ezilenlerinin bir araya gelmesiyle elde edilebilir” diye konuştu.
“BİTİMSİZ BİR MÜCADELE”
Ardından Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, ortak basın açıklamasını okudu. Bu sırada Rakel Dink de yanında durdu. “Hrant’ın öldürülmesinin üzerinden geçen 13 koca yılda faili meşhurlarını bizlerden köşe bucak kaçıran o devlet erkine karşı bağırmak, haksızlıklara karşı bağırmak kabalaşmadan sayılır mı? Hak mücadelesinin kendisi, dayanışmasıyla ezilenlerin inceliği değil de, nedir?” diye soran Fincancı, “Yüz binlerin İstanbul’dan sel gibi akıp ‘Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz’ diye yükselen sesinde kabalık olabilir mi? Hrant için, adalet için 13 yıldır mücadele eden arkadaşları nicedir hakikati bu topraklardan sürgün etmiş erke rağmen hakikatin değerini hatırlatıyor hepimize. Hakikat arayışı bitmiyor, bitmedi hiç. Cumartesi Anneleri’ni meydanlardan sürseler de hakikati haykıranları hapsetseler de insanlığa karşı suçlarla sindirmek için üzerimize gelseler de hakikati haykırmaktan vazgeçmemişti ya Hrant, vazgeçmeyeceğiz öyleyse hiçbirimiz. Kötülüğe karşı nefret değil bizimkisi. Bitimsiz bir mücadele. Kötülüğün sıradanlığına kapılmasın insan, hakları için mücadele etsin, boyun eğmesin erke” ifadelerini kullandı.
“BURADAYIZ, VAZGEÇMİYORUZ”
Katliamla yüzleşilmedikçe var olan sorunların daha da büyüyeceğini dile getiren Fincancı, “Biz yüzleşmedikçe, onarmadıkça yaralarımızı, her yeni güne yeni ötekilerle yaralarımız büyür, yenileri açılır oldu. Sözümüz var Hrant’a, yaralarımızı bilip de onarmak boynumuzun borcu. Yarın yüzleştiğimizde, küçük Eichmann’lar yalnızca emre itaat ettiklerinden dem vurup sıradanlaştırmaya çalıştığında kötülüğü, utanmak için geç değil, evet ama kötülüğü tanımalı ve sahiplerini bir bir ortaya koymalıyız. Sevgili Yıldırım Türker Bahçe’sinin köşesinden derlediği yazılarından ilkinde ‘Hayatı savunmak adına durmadan kötülüğü tartmak zamanla insanın ruhunu köreltebilir. Uzun süre karanlıkta kaldıktan sonra gözleri kamaşan adamın körleşmesi gibi’ diyor. Ama, o karanlıkta kötülüğü seçebilmek Saramago’nun körler ülkesinde gören göz olmayı gerektiriyor. Görmek, göstermek hakikati… Buradayız, vazgeçmiyoruz Ahparig” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından anma sona erdi.
Yoruma kapalı.