PİRHA – Tokat’ta Yeşilırmak üzerine yapılması planlanan baraja karşı mücadelesini sürdüren çevre aktivisti, “Bırakın bu coğrafyamız bu güzel niteliğiyle kalsın. Sermayeye peşkeş çekmeyin. Yüzyıllardır insanoğluna yaşam alanı olmuş bu güzellikler bu şekliyle kalsın. Biz doğa düşmanlarına, katillerine kolay teslim olmayacağız” dedi.
HABERİN VİDEOSU
Yeşilırmak üzerine yapılması planlanan ve köylülerin mücadelesi sonucu Danıştay tarafından durdurulan Omala Barajı Karakaya Hidroelektrik Santraline ilişkin çevre aktivisti Erdoğan Doğan PİRHA’ya konuştu.
Doğan, “Bizim de burada sıkıntılı büyük bir problemimiz var. Problemimizin adı Omala Barajı HES projesi” dedi. Bu projeye hukuki süreci çevreciler ile birlikte 2015 yılında başlattılar ve köy tüzel kişiliği adına açtıkları dava devam ederken eylemlerini sürdürdüler.
2016’da Tokat İdari Mahkemesi’nin verdiği kararla mücadeleleri aleyhlerinde sonuçlandığını söyleyen Doğan, “Hak gaspları olmasına rağmen gelen bilirkişilerin tespiti ‘hak ihlali yoktur’ şeklinde raporlar verildi. İşte mevcut içinde bulunduğumuz ülke hukukun ne denli yozlaştığını, çürüdüğünü gösteren bir karardı bu karar. Biz bu kararı da kabul etmeyip bir üst mahkemeye taşıdık. Bir üst mahkeme bizim lehimize sonuçlandı. ÇED gerekli değildir raporunda eksikliklerin olduğuna, emisyon kararlarının doğru olmadığına, hak ihlallerinin olduğuna kanaat getirdi. Şuan raporlar düzenlenecek” dedi.
“SERMAYEYE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR”
Hukuki sürecin devam ettiği HES’e neden karşı olduklarını Doğan, baraj için dökülen hafriyatı göstererek şöyle anlattı:
“Bakın gördüğümüz gibi HES geldiğinde bu güzel doğayı bu hale getiriyor. Burada metrelerce genişliğinde kanaldan söz ediliyor. Bu coğrafyayı kurutacak HES’ten bahsediliyor. Biz bu yüzden istemiyoruz HES’i. Burada Türkiye’nin enerji açığından dem vuruluyor. Elektrik üreteceğiz gibi söylemler üzerinden iş yürüyor. Ama işin aslı o değil buraya yapacakları HES’in çok elektrik üretim kapasitesi yoktur. Bunlar tamamen mevcut yönetimin, AKP’nin doğayı talan eden doğayı tanımayan sermayeye peşkeş çeken dağlara, derelere, koylara göz diken bir anlayışın Anadolu halkına sunduğu zulüm.”
Doğan, mücadelelerini sürdüreceklerini söyleyerek, “Doğanın, bu güzelliğin sermayeye peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz. Bu yoz kafalara, politikalara kesinlikle tahammül etmiyoruz. Biz bunu kabul etmiyoruz. Biz bu şekilde mücadele edeceğiz. Elimizden geldiğince mücadelemiz devam edecek” dedi.
“SUYUMUZA, DOĞAMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ”
HES’in iki köyün enerjisini karşılayacak boyutta olmadığını söyleyen Doğan, buradaki amacın su olduğunu ifade etti.
Doğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Su önümüzdeki yıllar içerisinde büyük bir değer haline gelecek. Yine bu suyu yabancı ortaklı şirketlerle elimizden alacaklar. Biz ne olduğunu, hadisenin arkasında kimlerin olduğunu biliyoruz. Bizim mücadelemiz, kendi suyumuza doğamıza, dağımıza sahip çıkmak. Bizim mücadelemiz pervasızca doğayı tahrip eden bu şirketlerle. Biz bu mücadeleyi yürütürken devlete de yardımcı oluyoruz. Beş kuruş ödemeden dağları geçebiliyorlar, arazilere girebiliyorlar. Biz burada kendi suyumuzu savunurken Orman Bakanlığı’nın dağlarına da sahip çıkıyoruz. Kendi dağımız ama söz hakkı onlarındır. Biz bunlara da sahip çıkıyoruz.”
HES ÇEŞMELERİ KURUTTU
Doğan, bu tür projeler ile toprağın verimsiz hale geldiğini bunun da göçlere neden olduğunu vurguladı. Doğan, yine HES’in tahribatlarından birinin de hayvanların rahatlıkla su içebildiği, insanların su ihtiyaçlarını karşılayabileceği çeşmelerin dahi kuruduğuna dikkat çekti.
HES İBADET ETTİKLERİ TÜRBEYİ DE YOK EDECEK
Ayrıca Alevi köyündeki Destan Derviş Türbesi de HES’ten olumsuz etkilenen yerlerden biri.
Doğan, “HES’in proje sınırı türbeye çok yakın yerde. Projeye türbemiz olumsuz etkileniyor denildiğinde ‘Türbeye dokunulmayacağı’ söylendi. Ama bu tamamen kelime oyunu. HES devam ettiğinde HES’in hafriyatı türbenin oraya dökülecek. Yani gelip ziyaret edeceğimiz, cem olacağımız bir alanımız kalmayacak. Biz bunun içinde HES’i istemiyoruz. Yani HES’in tahribatlarını gördük, ne gibi zararlar verdiğinin dışında bizi kültürel anlamda da etkileyecek” dedi.
“TESLİM OLMAYACAĞIZ”
Onlarca köye, canlıya hayat veren Yeşilırmak’ı ellerinden almaya çalıştıklarını söyleyen Doğan, şu çağrıda bulundu:
“Bırakın bu güzellikler kalsın, bu coğrafyamız bu niteliğiyle kalsın. Sermayeye peşkeş çekmeyin. Yüzyıllardır insanoğluna yaşam alanı olmuş bu güzellikler bu şekliyle kalsın. Biz doğa düşmanlarına, katillerine kolay teslim olmayacağız. Mücadelemize devam edeceğiz.”
Sevim KAHRAMAN/Semra ACAR
TOKAT
Yoruma kapalı.