PİRHA- Son zamanların en çok tartışılan kurumlarının başında yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı’na bütçeden 26 kamu kurumunu geçen 16,1 milyar lira ayrılmasına HDP Milletvekili Habip Eksik ve CHP Milletvekili Murat Emir tepki gösterdi. Vekiller, “Özellikle eğitim, sağlık gibi kalemlerin küçüldüğü bir dönemde Diyanet’e devasa bütçeler verilmesi doğru değil” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla geçtiğimiz hafta ‘2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’ Meclis Başkanlığı’na sunuldu.
Son zamanların en çok tartışılan kurumlarının başında yer alan Alevilerin yapısının değiştirilmesi veya kaldırılması yönündeki taleplerinin de olduğu Diyanet İşleri Başkanlığı’na (DİB) bütçeden 26 kamu kurumunu geçen 3,2 milyarlık artışla 16,1 milyar lira ayrıldı.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2022 bütçesine göre, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gibi bakanlıklarının da yer aldığı 26 kuruluşunun bütçesini geride bırakıyor.
Konuya ilişkin PİRHA’ya konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Iğdır Milletvekili Habip Eksik ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Murat Emir, Türkiye’de bütçe oluşturulurken savaş politikalarına hizmet edecek bir bütçe oluşturulduğunu, bütçenin halkın ihtiyaçlarını karşılayacak ve sorunlarını çözecek doğru alanlara aktarılması gerektiğini belirttiler. Milletvekilleri ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması ve yerine her inanca mensup kesimleri de içine alan bir kurum oluşturulması gerektiğini söylediler.
“SAVAŞ POLİTİKALARINA HİZMET EDECEK BİR BÜTÇE OLUŞTURULUYOR”
Türkiye’de bütçenin doğru yere harcanması ile ilgili çok ciddi bir sorun olduğunu ifade eden HDP Iğdır Milletvekili Habip Eksik, “Bu sorunların temelinde iktidarın bakış açısının yanlışlığı ile ilgili bir durum yatıyor. Türkiye’de bütçe oluşturulurken savaş politikalarına hizmet edecek bir bütçe oluşturuluyor. İçişleri Bakanlığı’na ya da savunmaya harcanıyor bütçe genellikle. Onlara aktarılıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bütçesine dahi baktığımızda askeri savaşla ilgili alanlara aktarıldığını görüyoruz. Zihniyet ve planlama tamamı ile savaş politikalarına hizmet edecek tarzda yürütülüyor. Bunun yanı sıra bir şey daha var ki Türkiye’de gerçekten bu kadar devasa bir bütçenin ayrılmaması gereken kurumların başında Diyanet İşleri Başkanlığı geliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı tamamıyla AKP iktidarının ideolojik merkezi olarak görülüyor. Bu ideolojik merkeze bütçe ayırmak gibi bir durum söz konusu. Evet insanlar inançları gereği bu alana bir hizmet yapılmasını, vergilerinden kaynak aktarılmasını isteyebilir. Bu normaldir. Ama 16 Bakanlığı aşacak ve milyarlarca liraya ulaşacak düzeyde bir bütçenin buraya aktarılması, çocukların, gençlerin geleceğinin aktarılması demektir. Sağlık alanına aktarılması gereken bir dönemde yaşıyoruz ki pandemi sürecindeyiz ve sağlık alanında olması gereken bütçe Diyanet İşleri Başkanlığı’na ayrılmış durumda. Bu bir skandaldır, rezilliktir.” dedi.
“TÜM İNANÇLARA EŞİT MESAFEDE OLAN BİR İNANÇ KURUMU KURULMALIDIR”
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması ve yerine her inanca mensup kesimleri de içine alan bir kurum oluşturulması gerektiğini söyleyen Eksik şunları kaydetti:
“Benim seçim bölgem Iğdır’da şöyle bir şey söz konusu: Iğdır’da Kürtler, Azeriler ve Terekemeler yaşar. Ağırlıklı olarak da Kürtler ve Azeriler yaşar. Azeri kesimi o bölgede şiadır. Şia inancına sahiptir. Orada camileri halk imece usulü ile kendisi kurar, maaşları kendisi verir imamlar Diyanete bağlı memurlar değildir, aynı zamanda caminin masraflarını da kendileri karşılarlar. Burada muhalefetin baskıları sayesinde elektrik vesaire gibi bazı şeyleri karşıladı Diyanet ama onun dışında Türkiye’de bazı kesimler vergi veriyor ve bu vergi sadece bir kesimin inançsal durumuna hizmet ediyor. Bu başlı başına çarpık bir durumdur, sorunlu bir durumdur. Türkiye’nin büyük bir kesimini oluşturan Alevi kesimi için de geçerlidir bu. Alevi kesimi cemevlerinin bütün giderlerini, bütün masraflarını, bütün kuruluş aşamasındaki giderleri kendileri karşılıyor. Hiçbir şekilde bütçeden pay alamayan bir kesimdir. Daha farklı inançlara sahip olan, inanmayan birçok insan için de geçerli bu durum. Türkiye’de halkın tamamından toplanan vergilerle oluşturulan bütçe maalesef bir talanvari mantıkla yandaş ve ideolojik zihniyet ile belli alanlara aktarılıyor. Bu bütçenin temelinde savaş politikalarına aktarım var. Bir kısmı da ideolojik anlamda belirli yerlere aktarılıyor. Biz Halkların Demokratik Partisi olarak bütçenin halkçı bir anlayışla hazırlanması gerektiğine inanıyoruz ve sürekli bunu savunuyoruz. Bu ülkede Alevilerin inançlarına hizmet etmeyen sadece Sünni inanca hizmet eden Diyanet İşleri Başkanlığı doğru bir yapılanma değildir. Onun yerine bir inanç kurumu kurulabilir. Tüm inançlara eşit mesafede olan bir inanç kurumu kurulmalıdır ya da bir merkez oluşturulabilir. Böylelikle tüm kesimlerin buradan yararlanması sağlanabilir ama yine bütçe bu kadar olmamalıdır. Çünkü bu kadar büyük bir rakamı, bu kadar büyük bir bütçeyi sadece bir inanç başkanlığına aktarırsınız, o zaman eğitim için, sağlık için, bilim için, teknoloji için bir bütçeniz kalmaz.”
“DOĞRU YERLERE BÜTÇE AKTARISAYDI BUGÜN HALKIMIZ BİRÇOK SORUNU YAŞAMIYOR OLURDU”
Bütçenin halkın ihtiyaçlarını karşılayacak ve sorunlarını çözecek doğru alanlara aktarılması gerektiğinin altını çizen Eksik; “Keza böyle bir pandemi döneminde insanlar hayatını kaybederken sizin insanların sağlığını koruyacak politikalar geliştirmeniz gerekir. Böyle bir bütçeyi Diyanet’e ayıramazsınız. Çoğu insan pandemi döneminde yoksullukla, işsizlikle, açlıkla baş başa bırakıldı. Temel sorun bütçenin böyle olmaması gereken yerlere aktarılmasıdır. Doğru yerlere bütçe aktarılmış olsaydı bugün bunları yaşamıyor olurduk. Diyanet’in tek bir kesime hizmet götürmesi ve bu kadar devasa bir bütçenin kendisine ayrılmış olması, diğer kesimleri ötekileştirmesi, yok sayması tamamıyla AKP’nin tek taraflı ötekileştirici ve toplumu ayrıştıran, toplumun bir kesimini yok sayan anlayıştan kaynaklanıyor. Biz bu anlayışı reddediyoruz. Halkların Demokratik Partisi olarak da şunu özellikle belirtmek istiyorum, ben Sağlık Komisyonu üyesiyim. En çok bu pandemi sürecinde etkilenen alanların, komisyonların başındayım. Bu komisyona bağlı olan Bakanlıklara ayrılan bütçe bir Diyanet İşleri Başkanlığı’na ayrılan bütçe kadar değil. Bu çağda bu utanılacak bir durumdur. Kabul edilemez bir durumdur. Sünniler de, Aleviler de, inananlar da inanmayanlar da bütün kesimler önlerine sandık konduğu zaman bu geleceksizliği reva gören, bu yok saymayı reva gören, bütçeyi hazırlayan AKP’ye gereken cevabı verecektir” şeklinde konuştu.
“BU BÜTÇE BİZE ‘ALİCE HARİKALAR DİYARINDA’ MASALINI HATIRLATIYOR”
Bütçenin geniş halk kitlelerinin acil ihtiyaçları için harcanması gerektiğini vurgulayan CHP Ankara Milletvekili Murat Emir ise şunları kaydetti:
“Bunun yerine özellikle yandaşlara dolarla verilen garantilere harcanacağı ve özellikle israf için harcanacağı çok ortada. Oysa halkın beklentisi başta sağlık olmak üzere, eğitim olmak üzere ağır sorunların bir nebze olsun çözülmesidir. Ama israfın aynen devam ettiğini, lüks ve şatafatın devam ettiğini görüyoruz. Yoksulları daha da yoksullaştıracak, işsizlere herhangi bir iş alanı üretmeyen ve aslında ayakları yere basmayan bir bütçe ile karşılaştık. Adeta ‘Alice Harikalar Diyarında’ masalını bize hatırlatıyor. Türkiye’nin gerçekliği ile Türkiye’nin gerçek rakamlarıyla ilgisi yok. Bununla birlikte baktığınızda tercihlerin yine siyasal kadrolaşmalar için ve iktidarın kendi arka bahçesini zenginleştirmeye yönelik olduğunu görüyoruz.”
CHP’li Emir, “Özel olarak Diyanete bütçe ayrılmasına karşı değiliz ama bunun mutlaka ihtiyaç temelli olması gerekir. Diyanet’e böylesi devasa bütçeler verilmesi özellikle eğitim, sağlık gibi kalemlerin küçüldüğü bir dönemde olması dikkat çekici. Dolayısıyla siyasi iktidarın halkın temel ve acil ihtiyaçlarını karşılamak için harcamalar yapması daha doğru olur” diye konuştu.
Melis CİDDİOĞLU/ANKARA
Yoruma kapalı.