PİRHA- Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Dersim Katliamı’nın 85. yılında yazılı bir açıklama yaparak, hala Seyit Rıza ve yoldaşlarının mezarlarının yerinin saklı tutularak katliam zihniyetinde ısrar edilmesine tepki gösterdi. Taleplerini sıralayan HDK, katliam tarihiyle yüzleşme çağrısı yaptı.
Türkiye’nin 4 Mayıs 1937 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla “Tunceli Tenkil Harekatı” adı altında başlattığı Dersim Tertelesi 85. yılına girdi.
Dersim Katliamı’nın 85. yılında yazılı açıklama yapan Halkların Demokratik Kongresi (HDK), katliamın kültürel soykırım olarak ilerlediğine dikkat çekerek, maddi ve manevi tüm kültür değerlerinin yok edilmeye çalışıldığına vurgu yaptı. Katliam tarihiyle yüzleşme çağrısında bulunan HDK, “85. yılında devlet arşivleri açılarak Seyit Rıza ve yoldaşlarının mezarlarının yerleri açıklansın. Dersim’in kayıp kızlarının akıbeti açıklansın, topluma yapılan tüm katliamlar arşivi ve belgeleriyle açıklandığında Türkiye halkları olarak gerçek bir yüzleşmenin ilk adımlarını atmış oluruz” diye belirtti.
“HALKLAR, HER TÜRLÜ KATLİAMIN HEDEFİ HALİNE GETİRMİŞTİR”
HDK Halklar ve İnançlar Meclisi imzasıyla yayınlanan açıklama şöyle:
“Dersim halkına yapılan ve yaşatılan bu katliamın aydınlığa kavuşamaması, egemen ulus anlayışının ülkemiz halklarına yaptığı en büyük kötülüklerden birisidir. Yaşadığımız coğrafyada birbiriyle razılı ve hakikat içinde yaşayan halklar olarak binlerce yıl tüm farklılıklarımıza rağmen birlikte yaşadık. Kendi kültürü, dili ve inancıyla. Türkiye’de ise belirleyici olan egemen akıl toplumu ayrıştıran, sürekli “öteki” algısını oluşturan, toplumu devamlı bölen hâkim millet, tek Ulus anlayışıdır. Bu anlayış dışında kalan tüm kesimler ötekidir. 1924 Anayasası ile coğrafyamızda tek dil, tek din adı altında Türklük yüceltilmiş, diğer halklar, inançlar ötekileştirilmiştir. Bu ülkede Türk olmak, Türkçe konuşmak, Sünni/ Hanifi olmak kabul görmek ve makbul vatandaş olmanın referansları haline getirilmiştir. Doğal olarak Kızılbaş Kürt Aleviler ve diğer tüm halklar farklılıkları nedeniyle tehdit olarak görülmüş, tek ulus ideolojisi ile her türlü saldırı ve katliamın hedefi haline getirilmiştir. Dolayısıyla ülkemizde yaşanan hiçbir katliamı birbirinden bağımsız düşünemeyiz. Dersim’de Kızılbaş Aleviler, Dersimli Ermeniler inancı, dili ve kültürü nedeniyle, sefalete, tehcire mahkûm edilmiş toplumun varlığı, birliği, kimliği doğası tüm maddi ve manevi, kültürel değerleri yok edilmeye çalışılmıştır.
“YÜZLEŞEN GÜÇLENİR, İNKAR EDEN FAŞİSTLEŞİR”
1937-1938 Dersim’in her türlü değerlerine ve halkının kutsallık atfettiği topraklarına gökyüzünü utandıracak kadar acı verdiler. Laç deresinde katledilenler, mağaralarda gazlarla katledilenler, Dersim’in her karış toprağında binlerce toplu mezarlar olarak soykırıma tanıklık etmeye devam ediyorlar. 4 Mayıs 2022’de 85. yılında hala Seyit Rıza ve yoldaşlarının mezarlarının yeri saklı tutularak, katliam zihniyetini devamlılığında ısrar edilmektedir. Bugün farklı şekillerde de olsa yaşanan katliam ve saldırılar devam etmekte. Halkların kendine yasaklanan toprağı, yakılan ormanları, baraj ve madenlerle talan edilen doğası ve inanç merkezlerinin tahrip edilmesi. İnkar ve asimilasyon politikasının devam etmesidir. Sözlü gelenekleriyle kadimden bu zamana inancını ve kültürünü devam ettiren Kızılbaş Kürtler tekçi ulus anlayışına karşı direnişini sürdürmekte. Katliamın yöntemini değiştiren sistem bugün kültürel soykırım yapmaya devam etmektedir. Diliyle yasaklanan, inancıyla yok edilmeye çalışılan bizler Türkiye halkları olarak diyoruz ki; tarihle yüzleşmek, Dersim halkından özür dilemek toplumumuzu daha da güçlendirir. Aksine geçmişi inkâr etmek toplumları hasta eder, yüzleşmeyen faşistleşir yüreğin en derin yerine gömülen her acı aklımızı, sağduyumuzu, irademizi ve en çok da insanlığımızı yok eder. Bu nedenle 85. yılında devlet arşivleri açılarak Seyit Rıza ve yoldaşlarının mezarlarının yerleri açıklansın. Dersim’in kayıp kızlarının akıbeti açıklansın, topluma yapılan tüm katliamlar arşivi ve belgeleriyle açıklandığında Türkiye halkları olarak gerçek bir yüzleşmenin ilk adımlarını atmış oluruz. Yüzleşerek geleceğimizin, birlikte eşit ve özgür bir yaşamın temellerini birlikte inşa etmiş oluruz. Bu minvalde Seyit Rıza ve yoldaşları şahsında tüm yaşamını yitirenleri saygıyla anıyoruz.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.