PİRHA – HDK Halklar ve İnançlar Meclisi, Grup Yorum Üyesi İbrahim Gökçek’in cenazesine yapılan saldırıya tepki göstererek, “Cenazeye ve cemevine yapılan saldırı halka yapılmıştır” dedi. Açıklamada, “Birlikte yaşama mayamızın bozulmasına müsaade etmeyelim. Kendi mutlu azınlığını yaratmak isteyen iktidarın halklara ve inançlarımıza reva gördüğü bu yaklaşımı kınıyoruz. Bu zulmün karşısında dayanışma duygularımız paylaşıyoruz” denildi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnançlar Meclisi, İstanbul’da Gazi Cemevinde Grup Yorum Üyesi İbrahim Gökçek’in önceki gün cenazesine yapılan polis saldırısına tepki gösterdi.
“ÖLÜYE SAYGI TOPLUMSAL BİR SORUMLULUKTUR”
Yazılı bir açıklama yapan HDK Halklar ve İnançlar Meclisi, yaşam hakkının temel hak olarak tüm hukuk sistemlerinde işlendiğine dikkat çekerek, şunları belirtti:
“Halklar geleneğinde ise ahlaki, vicdani bir sorumluluk olarak kendini canlı tutmuştur. Bu durum insanlık değerleri yönü ile de canlı tutulması elzemdir. Diğer yandan yaşamın kutsallığının ve doğasının gereği olarak ölüm ve ölüye saygı toplumların birbirinin değerlerine verdiği kıymet, vicdani, ahlaki sorumluluk olarak, bir toplumun kültürel tutarlılığı olmuştur. Yani ölümden dolayı tutulan yasa saygı, savaş ortamında ölülerine saygı, öleni yerde bırakmamanın yasal ve hukuki olarak bir toplumun, devletin sorumluluğu olduğu, toplumlara ve halklara soykırım uygulamak, toplu imha silahları kullanmak Uluslararası hukukta savaş suçu olarak görülmektedir. Öbür yandan toplumların inanç ve ibadet mekânları ona inanların değerlerini taşıdığı için saygı gösterilmesi gereken, hassas olunması gereken mekânlardır. Bir bütün inananlarının değerlerini taşır her sembol ya da mekân, bu durum aynı zamanda hukuki, yasal bir yükümlülüktür.”
“MEZARLARA HEP SAYGILI OLUNMUŞTUR”
Son süreçte mezarların tahrip edilmesi, cenazelere müdahale ve ibadethanelere yapılan saldırıların birlikte yaşama arzusunu inciten olaylar olduğunun altı çizilen açıklamada, “Mezarları tahrip etmenin hukukta da inançlarda da öngörülmemiş olmasından kaynaklı bir cezası yoktur. Çünkü insanlık ne yaşarsa yaşasın, neye inanırsa inansın, ya da hiç bir şeye inanmasa da mezarlarına hep saygılı olmuş mezar ile dava sürdürmemiştir. Bedenleri toprağa bırakmış, toprağın hükmüne güvenmiştir” denildi.
Gazi Cemevine ve Dzınunt Surp Asdvadzadzni Kilisesine yapılan saldırının kınandığı açıklamada, ibadethanelere yönelik düşmanca yaklaşımların kabul edilmez olduğuna dikkat çekildi.
“BİRLİKTE YAŞAMA MAYAMIZIN BOZULMASINA MÜSAADE ETMEYELİM”
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Biz biliyoruz ki daha öncede ırkçı saldırılara uğrayan Dzınunt Surp Asdvadzadzni Kilisinin asıl faili tekçiliği bu ülkede siyasete çevirenlerdir. Biz biliyoruz ki Gazi Cemevine fütursuzca saldıran kolluk güçlerinin cesareti cemevlerini ibadethane saymayan eşitsiz politikalardır. Bu siyaset ‘İbrahim Gökçek’i Kayseri’de gömdürmeyiz gerekirse yakarız’ diyen linçci güruhlar yaratmıştır. Oysa bu toplum Ankara’da bu duyguyu yaratıp Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’u gömdürmeyenleri vicdanlarda mahkum etmişti. Türkiye halklarına çağrımızdır ibadethane, ölüm ve mezar ile kurduğumuz tarihsel ilişkimize sahip çıkalım. Cenazeye ve mezarlara saygıyı aileye, ibadethaneye saygıyı sadece ona inananlara bırakmayalım. Hepimizin toplumsal sorumluluğu olduğunu unutmayalım. Birlikte yaşama mayamızın bozulmasına müsaade etmeyelim. Kendi mutlu azınlığını yaratmak isteyen iktidarın halklara ve inançlarımıza reva gördüğü bu yaklaşımı kınıyoruz. Bu zulmün karşısında dayanışma duygularımız paylaşıyoruz.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.