PİRHA-Referanduma sayılı günler kala, demokratik kitle örgütleri ve sivil insiyatiflerde açıklamalar gelmeye devam ediyor. Mersin’de yaşayan hukuk insanları, Mersin barosu geçmiş dönem başkanları ve baroya hizmet eden yöneticileri olarak açıklama yaptı. Açıklamada “Görevlerinden biri de hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak olan Baroların söz konusu Anayasa Teklifine karşı durması zorunludur” denildi.
Mersin’de yaşayan hukuk insanları, Mersin barosu geçmiş dönem başkanları ve baroya hizmet eden yöneticileri olarak açıklama yaptı. Gazetecilerin, baro yönetimince salona alınmadığı açıklamada “Hukukçuların meslekleri gereği getirilen Anayasa teklifine karşı durması zorunludur” denildi.
Geçmişte baro başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliği yapmış avukatlar ortak bir açıklama yaparak, anayasa değişiklik teklifine ‘hayır’ dediği açıklamayı önceki dönem baro başkanı olan Alpay Antmen yaptı.
“MUTLAK İKTİDARLAR ANCAK HUKUKLA DURDURULABİLİR”
Mersin Barosu’nun Yönetim Kurulunun çoğunluğunu oluşturan meslektaşlarımız tarafından hazırlanan ve kamuoyunun bilgisine sunulan açıklamayı paylaşıyoruz diyen Antmen, şunları ifade etti;
“İnsanlığın, mutlak iktidarların hukukla sınırlandırılması yönündeki mücadelesinin pozitif hukuka yansıyan ilk zaferi 1215 tarihli “Magna Carta Libertatum” olup, o tarihten bu günlere, medeniyetin kazanımları, insan hak ve özgürlükleri, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı kavramları sayesinde devam etmiştir. 16 Nisan 2017 tarihinde yapılacak referandumda Halkoyuna sunulan Anayasa değişikliği kanunu maddelerini dikkatlice incelediğimizde;
- Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile Meclisin yasama tekelinin ortadan kaldırılacağını,
- Kuvvetler ayrılığı ilkesinin sona ereceğini,
- Yürütme erkinin Meclise karşı sorumluluğunun kalmayacağını,
- Cumhurbaşkanının yargıyı, bürokrasiyi, kamu kurum ve kuruluşlarını neredeyse tek başına şekillendireceğini, yasamayı kontrol edeceğini, uluslararası ilişkileri belirleyeceğini,
- Bakanlıkların Cumhurbaşkanı’na hizmet makamlarına dönüşeceğini,
- Cumhurbaşkanı’nın partili olması nedeni ile bütün devlet aygıtının partizanlıkla şekilleneceğini,
- Cumhurbaşkanının bütün bu yetkilerini neredeyse hiçbir denetime tabi olmadan, yargılanma olasılığı olmadan kullanabileceğini görmekteyiz. Görevlerinden biri de “Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak” olan baroların söz konusu anayasa teklifine karşı durması zorunludur. Bu nedenle ‘hayır’ diyor, tarihe not düşüyoruz. ”
Diren Keser/MERSİN
Yoruma kapalı.