KHK ile kapatılan Hayatın Sesi Televizyonu’na aynı anda hem IŞİD, hem TAK, hem de PKK propagandası yaptığı iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü. Duruşma 7 Kasım’a ertelendi.
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Hayatın Sesi Televizyonu’na aynı anda hem IŞİD, hem TAK, hem de PKK propagandası yaptığı iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Davanın duruşmasında sanık sıfatıyla yargılanan Hayatın Sesi Televizyonu’nun ortakları Mustafa Kara ve İsmail Gökhan Bayram ile avukatları hazır bulundu. CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Başkanı Mustafa Köz ve yöneticiler, çok sayıda gazeteci, DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, Hayatın Sesi Televizyonu eski çalışanları ve çok sayıda kişi katıldı.
“SON DÖNEMİN MODA İDDİANAMELERİNDEN”
Duruşma, Hayatın Sesi Televizyonu’nun ortakları Mustafa Kara ve İsmail Gökhan Bayram ile Genel ve Sorumlu Müdür Gökhan Çetin’in “İştirak Halinde Zincirleme Olarak Terör Örgütü Propagandası Yapmak” iddiasıyla suçlandığı iddianamenin okunmasıyla başladı. Ardından iddianameye ilişkin beyanda bulunan Avukat Gülşah Kaya, “Sanıklara isnat edilen suçla cezalandırılmalarını isteyen iddianame son dönemin moda iddianamelerinden” dedi.
Kaya, 3 sanığın “terör örgütü propagandası”ndan yargılanmasını isteyen iddianamenin 4 sayfalık bir metin olduğunu, iddianamede sanıkların, faillerin hangi fiilleri işleyerek, hangi “terör örgütünün propagandası” yaptığının anlaşılmadığını ifade etti. Kaya, “6 ay içerisinde gerçekleşen bir fecaat tablosu var ve bunları aktardıkları için yargılanıyor buradaki sanıklar. Bu iddianamede zincirleme terör örgütü propagandası değil zincirleme katliam görüyoruz. Dolayısıyla yargılananlar görüntüleri yayınlayanlar değil katliamı yapanlar olmalı” dedi.
“ŞİRKET ORTAKLARININ YAYINA MÜDAHALESİ YOK”
Hayatın Sesi Televizyonu ortaklarından Mustafa Kara ise savunmasında, kamu hizmeti yayıncılığının gerçekleri halka aktarmaktan ibaret olduğunu belirtti. Kara, şirket sahiplerinin yayın işlerine müdahalesinin söz konusu olamayacağını belirterek, yasalarda da bunun net bir şekilde ön görüldüğünü ifade etti. Kara, “Yayınlarla ilgili dahlim ve müdahalem yokken nasıl oluyor da suça iştirak ediyorum. Bununla ilgili bir delil yok iddianamede. Bu suçlamanın bu haliyle üzerime atılması hukuka aykırıdır. Bu yayınların tümünde insanların ölümüyle ilgili net tepkimiz vardır ve devlete yönelik eleştiriler neden bunun engellenmediği yönündedir. Tüm terör örgütlerinin propagandasını aynı anda yapmak akla aykırıdır. Sadece RTÜK şikayetlerine dayanan televizyonculuk faaliyetlerinin ağır cezaya konu olmasını doğru bulmuyor ve beraatımı talep ediyorum” diye konuştu.
Hayatın Sesi Televizyonu ortaklarından İsmail Gökhan Bayram da savunmasında, Hayatın Sesi Televizyonu’nun yayıncılık ilkelerinin istisnasız her zaman barıştan yana ve insanların öldürülmesine karşı olduğunu söyledi. Bayram, “Toplamda farklı terör örgütlerinin propagandasını yapmak akla aykırı. Ben hep insanların ölümünün karşısında oldum bireysel olarak da hiçbir zaman terörü desteklemedim, propagandasını yapmadım” diyerek beraatını talep etti.
DURUŞMA 7 KASIM’A ERTELENDİ
Avukatlar, yaptıkları savunmalarda ise iddianamenin iadesini talep etti.
Mahkeme heyeti ise, iddianamenin kabul edilip kovuşturma aşamasına geçildiğinden iddianamenin geri gönderilmesinin reddine ve sanıkların duruşmadan vareste tutulmasına karar verdi. Duruşma, mazeret bildirerek duruşmaya katılamayan Gökhan Çetin’in savunmasının alınması için 7 Kasım’a ertelendi.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.