PİRHA- “Allahın lütfuyla” başlayan ihraçlarda, nüfusa oranla en çok görevden alınma rekorunu da elinde bulunduran Dersim’de 208 memur artık iş yerlerinden uzakta. Çocukluğunda kurdukları hayalleri, mahkeme kararı olmaksızın bir kararnameyle yıkıldı. Kalem tutmaktan başka meslekleri olmayan bu insanlar şimdi hayatın kıyısında ekmek parası kazanmanın derdinde. Ümit Oğuz da onlardan biri.
Ümit Oğuz KPSS’de 90 puan alarak giriyor işe. Asıl bölümü matematik olmasına karşın hastanede memur olarak görevlendiriliyor. Ama olsun, artık bir işi var diye her sabah gülümseyerek giriyor hastanenin kapısından. 6 yıl sonra nedenine ilişkin bir cümle dahi söylenmeden kapının önüne konuluyor, diğer arkadaşları gibi. Hukuk devletinde oluyor tüm bunlar. Oğuz bir süre ne yapacağını düşünüyor. Sonrası ise hüzünlü bir öykü….
MUNZUR KIYISINDA YENİ BİR HAYAT
Oğuz memurken de birkaç tavuk beslediğinden “bu işi yapabilirim” diyerek, Munzur’a sıfır bir mıntıkada tavukçuluk yapmaya başlıyor. İhraç edilen arkadaşları her an Oğuz’u ziyaret ediyor. Eski günleri hüzünle anarak sohbet ediyorlar birlikte.
Oğuz dostlarından aldığı borçla 300 tavuk alıyor.
“KARARLIYIM DERSİM’DE KALACAĞIM”
PİRHA olarak yanına gittiğimizde tavukları yemlerken buluyoruz Oğuz’u.
“Elazığlıyım” diyor Oğuz. “Ama Dersim’i çok seviyorum, burada kalmaya kararlıyım, henüz tavuklar yumurtlamadı, birkaç ay daha dayanabilirsem yumurta toplayabileceğim” diyor.
TUTUNMAYA ÇALIŞMAK
“Tutunmaya çalışıyorum” diyor Ümit Oğuz. Bu sözcük tüm ihraçların yaşam serüvenini özetliyor sanki. Tutunmaya çalışmak!
Oğuz, Munzur’un kıyısına sığınmış bir şekilde. İhracı, yakasına konulmuş bir onur madalyası gibi taşıyor. Vakur, çalışkan ve gelecekten umutlu.
Ya ötekiler!
Hani nasıl olsa devlet kapısındayım diyerek güvenle aldıkları borçlarıyla, çocuklarıyla, yaşlı ve hasta yakınlarıyla…
Ya ötekiler!
Ahmet BAKIR/DERSİM
Haberin videosu
Yoruma kapalı.