Alevi Haber Ajansi

Hasta tutuklu Sevmiş: Tedavi altına alınmazsam ölümüm kaçınılmaz

PİRHA- İHD, 12 yılıdır Aliağa Şakran 4 No’lu T Tipi Cezaevinde bulunan hasta mahpus Gıyaseddin Sevmiş’in gönderdiği mektuba dikkat çekerek, “Eğer ki şimdi tam teşekküllü bir sağlık kuruluşunda tedavi altına alınmazsam yavaş yavaş ölümüm kaçınılmaz olacak.” dedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, bu hafta 12 yılıdır Aliağa Şakran 4 No’lu T Tipi Cezaevi’nde bulunan hasta tutuklu Gıyaseddin Sevmiş’in durumuna ve cezaevinde yaşanan baskılara ilişkin gönderdiği mektup okundu. Konak ilçesinde bulunan Başbakanlık binası önünde yapılan açıklamada “Ağır hasta mahpuslar ölüyor, susma”, “Susma, suça ortak olma, ölüyorlar” pankartları açılırken mektubu İHD yöneticisi Ahmet Çiçek okudu.

“DURUMUM KÖTÜYE GİTMEKTEDİR”

Sevmiş’in gönderdiği mektubu okuyan Çiçek şöyle konuştu;

“Evvela sevgi ve saygılarımla siz değerli ve erdemli çalışanlara, gönül vermiş ve mücadeleyi aralıksız sürdüren yüreklere sunuyor. Bu yolda devrimci duygularımla başarılar diliyorum. Ben uzun zaman defalarca size yazıp göndermişim. Ancak malum olan sistemin zihnine takılarak tüm yazdıklarıma el konulmakla sonuçlanmış oldu. Şimdi bu yazımla sizlere sağlık durumum hakkında, sizleri yeniden bilgilendirmeyi düşünüyorum. Evet, insanlık hakkının ve yaşam hakkının ihlalleri arttığı bu süreçte biliyorum ki, sizlerin mücadele koşulları da kat be kat artmış durumda. Bu nedenle de hem kolaylıklar dilemek ve sizleri taktir etmekteyim. Bu süreçte bir hasta tutuklu olarak içeride olmak hem psikolojik hem de patolojik rahatsızlıklardan dolayı gün geçtikçe durumum kötüye gitmektedir.

“YARI İNSAN HALİ BİR YAŞAM…”

2007’den bu yana kimi temelsiz iddialarla tutuklanıp ağır cezayla sonuçlanarak cezaevinde siyasi nedenlerle tutuklandım. Belki özgürlüğe tutkum olduğundan esaret gün geçtikçe bedenimi çürüttü. Dışarıda iken hiçbir hastalığım yokken şimdi ise birçok rahatsızlıklarım var. Bu denli ağır sağlık sorunlarım ölümcül ve kronik hastalıklardır. Zindan koşullarının elverişsizliği ve imkânsızlığı da bu hastalıklara eklenince günlerim adeta ıstıraplara maruz kalıyor. Yarı insan hali bir yaşam sürdürmekteyim ve gittikçe vücudum iflas edip tek tek iç organlarım çürüyor. Bu kötü gidişin durdurulması için tam teşekküllü bir sağlık tedavisi görmem gerektiğini her doktora gidişimde duyuyorum. Fakat malum olan resmi kurumların ilgisizliği ve işlevsizliği tedavi hakkımı dolaylı ve direkt engellemiş oluyor. Şimdi 3 ayda bir hastalığım kontrol olması gerekirken tahlil ve tetkikler açıdan 13-14 aydan sonra ancak kontrol olabiliyorum. Ayrıca 2014 yılında cezaevinde kalamaz raporum olmasına rağmen halen cezaevinde yüzlerce hasta tutuklular gibi tutulmaktayım.

“BEYİNDE KÜÇÜLME HASTALIĞI MEVCUT”

Şimdi kısaca kimi ağır ve raporlu olan ağır hastalıklarımı belirtecek olursam; temelde ölümcül Wilson hastalığı; karaciğer sirozu; cilt sirozu; beyinde damar tıkanıklığı ve beyinde lekelerin oluşması, ayrıca beyinde küçülme hastalıkları mevcut. Bu temel hastalıklara direkt kalbe etkisi olduğundan dolayı 06 Mayıs 2017 tarihinde bir kalp ameliyatı ile kalbime pil takılmak zorunda kalınmıştır. Gözlerde görme zayiatı gelişiyor. Ayrıca Hepatit B sarılık hastalığı, midede reflü ve gittikçe şeker hastalığı da vücudumda ağırlaşıp yaygınlaşmakta. Yine böbreklerde de belirli hastalıklar mevcut. Eğer ki şimdi tam teşekküllü bir sağlık kuruluşunda tedavi altına alınmazsam yavaş yavaş ölümüm kaçınılmaz olacaktır. En azından ölmeden önce son bir kez ailem ve tüm sevenlerimle özgür bir zaman geçirmek ve toprağa canlı iken ayak basabilmek en büyük isteğimdir. Bundan öte insani ve vicdani bir hak olabilir mi? Çalışmalarınızda tekrardan başarılar dilerim. Özgür yarınların gelmesi umuduyla…”

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak