PİRHA- Pir Zeynel Kete, Koronavirüs hakkında kaleme aldığı yazısında Rızasız toplum olarak tanımladığı kapitalist modernist zihniyetin, salgını ortaya çıkardığını ve bununla da toplumları rızaları dışında bir yaşama mahkum ettiğine dikkat çekti. Kete, Rıza toplumunun kriz yaratmadığını belirtip “Cümle can vardan doğuşunu gerçekleştirdiği andan itibaren birbirleri ile ikrar ve rızalık ilişkisi içerisinde bugüne kadar gelmediler mi? Doğanın, evrenin bir aklı yok muydu? Evren her zaman barış ve özgürlük üzerine çark-ı pervaz hâlinde değil miydi? Kâinatta herkese yetecek kadar hava, su, güneş, toprak varken; Çar Anasır ile vücut bulan yaşam Heq aşkı ve Xızır gayreti herkese yaşama hakkı tanırken, ne oldu da doğum yasası ile doyum yasası arasındaki ikrarlık ve rızalık ilişkisi bozuldu?” diye sordu.
Alevinet.com internet sitesindeki köşesinde tüm dünyayı etkisi altına alan ve binlerce insanın yaşamını yitirmesine yol açan koronavirüs ile ilgili yazı kaleme alan Şeyh Çoban Ocağı evladı Pir Zeynel Kete, “Rızasız toplum, halkı korkutarak, tedirgin ederek kendi varlığını, ebet ve ezel olduğunu hissettirerek, itaatkar bir toplum yaratmanın imkanlarını en kaotik ortamlarda bile var ediyor” tespitinde bulunarak, “Bunun için de bütün toplumsal alanlarda sürekli kriz ve kaoslar yaratarak, yeniden yapılandırmaya giderek ömrünü uzatıyor” dedi.
“NEHAK ZİHNİYET SALGINI AVANTAJA ÇEVİRMEYE ÇALIŞIYOR”
Kriz, kaos, olağanüstü hal, seferberlik durumlarında yurttaşların tercih hakkı elinden alındığını ve Nahak zihniyet sahiplerinin de koronavirüsünü bir avantaja çevirmeye çalıştığını vurgulayan Kete, yazısına şöyle devam etti;
“Bundan hareketle, toplumsal, ekonomik, sosyal yaşamı yeniden biçimlendiren, birey, toplum ve doğa dengesinin ikrarlı ilişkisinden ziyade, birçok zor ve ideolojik yaptırımlarla toplumsal ilişkiler yeniden tanımlanarak, tek güç olduğunu, onsuz olunmayacağı algısı inşa ediliyor. Coronavirüsünün yaygın olduğu bütün ülkelerde birey, toplum, doğa dengesinin yerle bir edildiği, zengin fakir ayrımının güçlü bir şekilde görünür olduğu, parası olanın steril alanlara rahatlıkla ulaştığı, hatta çok zengin ailelerin özel hekimleri ile yeraltında inşa ettikleri evlere yerleştikleri, mağazalarda yağma kültürünün televizyonlarda canlı verildiği, komşu hakkının unutulduğu, dinlerde ve inançlardaki toplumsal dayanışma çağrıların çoğu zaman rafa kaldırıldığı, “biz” duygusunun yerini “ben” duygusunun egemen olduğu, bilgi kirliliğinin hat safhaya geldiği, ahlaki erdemlerin ayaklar altına alındığı, paranın en büyük güç olduğunun gösterildiği, bilim kurulu üyelerinin önerilerinin hayat kurtaracağı, bireyin ve düşüncelerinin hiçleştirildiği, her hanenin yarı kapalı cezaevi hâline getirildiği, hareket etmeyen, sürekli tüketen ve geleceği ile ilgili bir günlük öngörüsü bile olmayan bireyler haline getirildiği bir durumla karşı karşıyayız.”
Kete, yazısında Rıza toplumunun süreklerinin cümle canla ikrarlı ve rızalık ilişkisi içerisinde olduğunu, bundan kaynaklı da kriz yaratmayacağını vurgulayarak, “Nahak zihniyetin insanlık için bir felâket olduğu, bütün kötülüklerin sebebi olduğu rıza toplumu sürekleri tarafından biliniyor ve bunun için Hakikat ve özgürlük mücadelesi veriyor. Bu hak ve hakikat mücadelesine karşı 3. Dünya Savaşı’nın biyolojik alandaki silahın ismidir Coronavirüsü” dedi.
“HEQ AŞKI VE XIZIR GAYRETİ HERKESE YAŞAMA HAKKI TANIRKEN, NE OLDU DA İKRARLIK VE RIZALIK İLİŞKİSİ BOZULDU?”
“Savaşlarda, yetersiz beslenmede, kuraklıkta, çalışma koşullarında, bulaşıcı hastalıklardan, bilimsel ve ulaşılabilir sağlık hizmeti alamamaktan her gün yüz binlerce insan ölürken, yüzlerce virüs çeşidi varken, öldürme oranı yüzde 2-3 olan Coronavirüsü bir anda dünyada tanınır duruma gelmesi hayli düşündürücüdür” diyen Kete, şu sorularla yazısını tamamlıyor:
“Binlerce yıldır doğum yasası ile doyum yasası arasında bir rızalık ilişkisi varken, doğmanın ve doymanın bir hak yasası olduğu bilinirken, bu zincir ikrarlık üzerinde sorunsuz varlığını devam ettirirken, her canlının doğduğu mekânda doyuma ulaşırken ne oldu da bu hakikat ters yüz edildi?
Neden doğum kapısı olan Hak kapısında vücut bulan canlılar tehlikeli olmaya başlandı?
Helikopterlerle öldürülür duruma gelindi? Ne oldu da hayvanları öldürmek için avcılar ihalelere katılır duruma geldi? Niye bunlara izin verildi? Bir çok canlının soyu tükenir duruma geldi? Cümle Can vardan doğuşunu gerçekleştirdiği andan itibaren birbirleri ile ikrar ve rızalık ilişkisi içerisinde bugüne kadar gelmediler mi?
Doğanın, evrenin bir aklı yok muydu? Evren her zaman barış ve özgürlük üzerine çark ı pervaz hâlinde değil miydi? Kâinatta herkese yetecek kadar hava, su, güneş, toprak varken; Çar Anasır ile vücut bulan yaşam Heq aşkı ve Xızır gayreti herkese yaşama hakkı tanırken, ne oldu da doğum yasası ile doyum yasası arasındaki ikrarlık ve rızalık ilişkisi bozuldu?”
Yazının tamamı; https://alevinet.com/2020/03/18/korona-virusu-ve-toplumsal-kusatma-1/
PİRHA/ADANA
Yoruma kapalı.