PİRHA – Göleli kadınlar, Koza Altın İşletmeleri A.Ş. tarafından 4 köy arazisini kapsayan alan içerisinde yapılmak istenen maden projesine tepki gösterdi. Hayvancılık ve çiftçilikle geçimini sağlayan kadınlar, “Yurdumuzda maden faaliyeti istemiyoruz. Koza Holding, toprağıma, suyuma dokunma. Ekmeğimizi, suyumuzu zehirlemeye kimsenin hakkı yoktur” diyerek tepkilerini dile getirdiler.
Ülke genelinde artan maden faaliyetleri, çevresel felaketin yanı sıra iş cinayetleriyle de sık sık anılıyor. Erzincan’ın İliç ilçesinde 13 Şubat’ta yaşanan ve 9 insana mezar olan maden faciası da sermayedarların kar hırsını engellemedi.
İnsan ve çevre yaşamını olumsuz etkileyen maden faaliyetlerine son olarak Ardahan’ın Göle ilçesinde yaşayan yurttaşlardan tepki geldi. Hayata geçirilmek istenen altın madeni projesi için itirazlarını dile getiren kadın yurttaşlar, “Toprağımıza, suyumuza dokunmayın. Maden faaliyeti istemiyoruz” dedi.
“BİZİ DOĞAMIZLA BAŞ BAŞA BIRAKSINLAR”
Koza Altın İşletmeleri A.Ş. tarafından yapılmak istenen maden faaliyeti Göle ilçesinin Büyük Altunbulak, Koyunlu (Gundik), Kuytuca (Şeki) ve Durucasu (Gırdamal) köylerini kapsıyor. İlgili şirketin, maden çıkarmak için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) başvurusunu da yaptığı ifade ediliyor.
Karara tepki gösteren yöre halkı, PİRHA’ya ulaştırdığı videolar ile tepkilerini dile getirdi.
Şeki Köyü‘nden Sevda Karataş, “Köyümüzün yok olmasına izin vermeyelim” diyerek şöyle devam etti:
“Doğup büyüdüğüm, çocukluğumu geçirdiğim köyüme maden ocağı kurulacağını öğrendim. Bu ocaklar doğamızı, arazilerimizi zehirleyeceği için kesinlikle istemiyorum. Maden ocaklarının kurulması demek, köyümüzün doğası, arazilerimizin verimliliği, yaban yaşamını ve bizlerin yaşamını olumsuz yönde etkileyecek. Bu şirketlerin kesinlikle memleketimize girmesini istemiyorum. Bizi doğamızla baş başa bıraksınlar. Buradan bir kez daha sesleniyorum; köyümüz ve ilçemizin mahvolmasına izin vermeyelim. Çünkü biz Göle’mizi yeşil seviyoruz. Koza Holding’i burada istemiyoruz. Hemû jiwera silav û rez, spas dikim.”
“GÖLE DE İLİÇ OLMASIN!”
Büyük Atınbudak köyünden Kudret Irmak “Köyümüz yok olmasın” dedi. Maden faaliyetlerine karşı olduklarını belirten Irmak, “Bu yapılacakları istemiyoruz. Göle de İliç gibi olmasın. Siyanür buradaki dereye de karışacaktır ve bütün hayvanlar da o suyu içecektir. O derenin suyu ile hepimizi zehirleyip öldürür” diye konuştu.
“YENİ FİDANLAR DİKİLMİŞTİ”
Birgül Irmak ise “Köyümüz mahvolmasın. Hayvancılık bitmesin ki başka ülkelere muhtaç olmayalım” uyarısını yaptı. Irmak, “Koza Holding’e hayır diyoruz. Dağlarımıza dokunmayın! Buralara daha yeni fidanlar dikilmişti. Bu durumda hepsi sökülecek, bunu istemiyoruz. Su kaynaklarımız da tehlike altında. Ayrıca bölgeden fay hattı da geçmekte” diye belirtti.
“ÇÖLLEŞMEYE HAYIR!”
Bilgi Irmak da, “Koza madenciliği ilimizde istemiyoruz. Çölleşmeye hayır diyoruz. Köylerimiz yok olmasın. Bizim peynirimiz, sütümüz; yani hayvancılığımız geçim kaynağımızdır. Koza şirketini kesinlikle burada istemiyoruz. Kazılacak alan köyüme 150 metre mesafede. Yapılacak dinamit çalışmalarıyla bütün binaların hasar alması çok olası bir durum. Söz konusu alanın hemen yanında mezarlığımız bulunmakta, bunlar için ne düşünürsünüz bilemiyoruz ama biz köyümüzden çıkmak istemiyoruz” diyerek tepkilerini dile getirdi.
“SADECE KENDİ ÇIKARLARINIZ İÇİN…”
Ailesinin hayvancılıkla geçimini sağladığını dile getiren Keziban Irmak, “Babam işini yapamazsa ne olacak? Maden faaliyetlerinin zararlarına hep değiniliyor. Örneğin ozon tabakasının gördüğü zarara hep değiniliyor ama umursayan olmuyor. Bu nedenle bizler Koza Holding’i burada istemiyoruz. Sadece kendi çıkarlarınız için bu faaliyette bulunmayın” ifadelerini kullandı.
“İZİN VERMİYORUZ!”
Gundik Köyü‘nden Sevda Kat da maden faaliyeti ile büyük bir çevresel talanın yaşanacağına vurgu yaparak şunları söyledi:
“Toprağımızın, suyumuzun, havamızın bu rantçı çeteler tarafından kirletilmesine izin vermiyoruz. Bu güzelim doğa atalarımızdan bizlere nasıl ki tertemiz kaldıysa bizler de bu çetelere karşı direnerek, çocuklarımıza bu toprakları temiz şekilde bırakmak istiyoruz. Buradan demokratik kitle örgütlerine ve çevreci dostlarımıza çağrı yapıyoruz ve bu duruma bir an önce müdahale etmelerini, sesimizi duyurmalarını istiyoruz.”
“EKMEĞİMİZİ, SUYUMUZU, HAYATIMIZI ZEHİRLEMEYE KİMSENİN HAKKI YOK”
Durucasu Köyü‘nden Simüzer Akgöz ise maden girişimine dair eleştirisini şu sözlerle dile getirdi:
“Altın kazı çalışmasına asla müsaade etmeyiz. Çünkü bizim yaşam alanlarımızı, yaşama sevincimizi, hayatımızı zehirlemeye kimsenin hakkı yok. Bütün duyarlı vatandaşların buna tepki göstermesini rica ediyorum. Çünkü bizden sonraki nesillerin temiz havaya, suya ihtiyacı var. Ekmeğimizi, suyumuzu zehirlemeye kimsenin hakkı yoktur. Yapılanlara her zaman tepkimizi göstereceğiz ve asla müsaade etmeyeceğiz.”
Eren GÜVEN/ARDAHAN
İLGİLİ HABERLER: Koza Altın İşletmeleri, Göle’deki Alevi ve Kürt köylerine göz dikti!
Yoruma kapalı.