Alevi Haber Ajansi

Göçmen kadınlar ırkçılık, dil bariyeri ve cinsiyetçilikle boğuşuyor- VİDEO

PİRHA- Afgan ve Suriyeli göçmen kadınlar toplumsal hayatta ırkçılık, dil sorunu, cinsiyetçilik, güvencesiz çalışma gibi sorunlara maruz kalıyor. Göçmen kadınların sorunlarına ilişkin çalışmalar yürüten Mimoza Kadın Derneği’nden psikolog Beritan Onuk, dil sorununun problemler piramidinin en temelinde yer aldığını ve öncelikli olarak bu sorunun çözülmesi gerektiğini belirtti.

Dünyada artan savaşlar, şiddet, yoksulluk gibi nedenlerle göç etmek zorunda kalan kadınlar, yeni bir hayatın zorluğu içine sürükleniyor aynı zamanda.

Yaşanılır bir hayat için umuda yolculuk yapan kadınlar için sorunlar son bulmuyor. Öncelikli olarak yaşadıkları dil sorunu iş bulmakta, sosyalleşmekte, bulundukları ülkenin kültürüne adapte olmakta büyük bir bariyer olarak önlerinde duruyor. Öte yandan maruz kaldıkları ırkçılık ve cinsiyetçilik, toplumdan daha da soyutlanmalarına yol açıyor.

“GÖÇMEN KADINLARIN SORUNLARINA İLİŞKİN SOMUT ADIMLAR ATILMALI”

Mersin’de yaşayan göçmen kadınların yaşadığı sorunlara ilişkin çalışmalara yürüten Mimoza Kadın Derneği, bu sorunları gören bir yerden göçmen kadınların yerel yönetim hizmetlerine katılımının güçlendirilmesi projesi kapsamında iki günlük bir çalıştay düzenledi.

Yaptıkları çalışmalarda göçmen kadınların sorunlarına ilişkin PİRHA’ya konuşan psikolog Beritan Onuk, devletin ve yerel yönetimlerin gerekli adımları daha somut bir şekilde atmasının önemli olduğunu belirtti. Onuk, özellikle Afgan kadınların hiçbir sosyal hizmete erişimlerinin olmadığını ve hiçbir haktan yararlanamadıklarını söyledi.

“DİL BARİYERİ BİRÇOK SORUNU DOĞUYOR”

Dil sorununun problemler piramidinin en temelinde yer aldığını söyleyen Onuk, öncelikli olarak bu sorunun çözülmesi gerektiği görüşünde. Bu sebepten kaynaklı kadınların birçok hakka erişemediklerinin altını çizen Onuk, şunları ifade etti:

“Afgan ve Suriyeli kadınlar dil bariyerine takılıyor. Kendilerini ifade etmekte zorlanıyorlar. Danışan olarak anadilde terapi çok önemli bir konu. Anadilde kendilerini ifade etmedikleri zaman veya bir tercüman vasıtasıyla anlattıkları zaman asıl soruna ulaşılamıyor. Tüm bunlar da depresyon, travma sonrası stres bozukluğu ve yaygın anksiyete gibi ciddi psikolojik etkilere sebep oluyor. Bu etkiler de zincirleme bir şekilde aile içi şiddete, yalnızlaşmaya, çocuğa karşı şiddete alan açıyor. Bu anlamda dil kurslarını bu yönden oldukça önemsiyoruz. Özellikle yerel yönetimler bu konuda etkin bir çalışma yürütmeli.”

“IRKÇILIĞI YÜKSEK SESLE DİLE GETİREMİYORLAR”

Göçmen kadınların diğer sorunların yanında bir de yoğun bir ırkçılığa maruz kaldığını vurgulayan Beritan Onuk, “Türkiye’de uzun süredir Kürtlere karşı bir ırkçılık var ve şu anda aynısı Suriyelilere ve Afganlara da yapılıyor. Özellikle Suriyeli kadınlar, hamilelik ve doğum üzerinden çok fazla ırkçılığa maruz kalıyorlar. Ve bunu da geri gönderiliriz korkusuyla dile getirmekten çekiniyorlar” dedi.

Onuk, bütün ırklardan ve etnik kökenlerden bir araya gelen kadınların asıl probleminin cinsiyet eşitsizliği olduğunu, bütün sorunların kadın kimliğinde buluştuğunu da sözlerine ekledi.

Fatoş SARIKAYA- MERSİN

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak