PİRHA – Gezi Direnişi’nde gaz fişeğiyle yaralanan Aydın Aydoğan’ın soruşturmasında 7 yıldır ilerleme kaydedilemedi. Aydoğan’ın dosyası üçüncü kez Faili Meçhul Suçlar Bürosu’na gönderildi.
Gezi protestolarında gaz fişeğiyle yaralanan Aydın Aydoğan’ın dosyası 3. kez Faili Meçhul Suçlar Bürosu’na gönderildi.
7 yıldır sonuç alınamayan dosyası hakkında konuşan Aydoğan, “Savcılığın bu kararı ile dosyaya devletin müdahil olduğu resmen tespit edilmiştir” dedi.
soL’a konuşan Aydoğan, “En son 2018’de dosyayı 2 defa faili meçhula gönderdiklerinde itirazda bulunmuştuk. Bölge İdare Mahkemesi dosyanın ‘Faili Meçhul Suçlar Bürosu’ndan alınıp, soruşturmanın ivedilikle devamı’ kararı vermesine rağmen, savcılık bu karara uymamıştır. Dosya daha sonra Başsavcılık tarafından tekrar memur suçlarına gönderilmiştir. Dosya burada 1,5 yıl hiç bir işlem yapılmadan tutulmuştur. Dosya yeni öğrendiğim kadarı ile hiç bir gerekçe dahi sunulmadan tekrar Faili Meçhul Suçlar Bürosu’na gönderilmiş bulunmaktadır” dedi.
“AYNI ŞEYLERİ TEKRAR YAŞIYORUM”
Aydoğan’ın açıklamaları şöyle:
“Dosyamdaki hukusuzluklar yeni degil daha önce ilk şikayetimizde 2013 yılında daha sonra 17/25 Aralık operasyonundan hemen sonra gözaltına alınan Savcı Adnan Çimen, ilk şikayetimizde polis görev listelerinden 16 tane polisi tespit etmişti. Sonra onun yerine gelen Adalet Sarayı’nda öldürülen Mehmet Selim Kiraz’ın ifadelerini aldığı 16 polis hakkında da aynısı yapılmıştı. Dosya o zaman İstanbul Valisi olan Vasip Şahin, görevli kolluk güçleri hakkında soruşturma izni vermemişti ve dosya faili meçhule gönderilmişti. Sene 2016 yılıydı, ona da itiraz yapıp dosyayı Memur Suçları Bürosu’na İdare Mahkemesi kararı ile getirtmiştik. Aynı şeyi tekrar tekrar yaşamaktayım. Dosyaya valilik Başsavcılık müdahil oluyor yani kısacası devlet eli ile dosya işletilmesi bir kadük bir hâle dönüştürülmektedir.
Bunlar sadece dosyayı zaman aşımına uğratıp ortadan kaldırmak istiyorlar. Ülke adaletsizlikten boğulmak üzere. Savcılar hiç bir sorumuza cevap vermiyorlar. Savcının odasına gidince yanımda iki tane sivil polis eşlik ediyor. Anlaşılmaz ve açıklanamaz günler yaşamaktayız. Sordugumuz soruya, ‘İsteğinizi yazılı olarak bildirin’ deyip işin içinden çıkmaya çalışıyorlar. Dosyanın 2 sefer memur suçlarına geldiği vakit Deniz Arslanoğlu isimli savcı beyin en son 07/10/2019 tarihinde yanına gittiğimde, fiziki dosya ile beraber EGM 17/02/2019 tarihli ön inceleme raporunda yazıda görüntülerden tespit edilen kask numaralarının emniyetin kayıtlarında olmadığı yazısı var bende.”
“DEVLET KENDİ MAHKEMESİNİ HİÇE SAYIYOR”
“Fiziki dosyayı incelediğimde daha önce gönderilen EGM 01/02/2017 tarihki cevap yazısında üç tane A-012 A-90 A-91nolu kolluk kuvveti kaskının çevik şube müdürlügü kayıtlarda olduğu dikkatimi çekti. Dilekçe ile beraber savcı beyin yanına tekrar gittiğimde dosyada daha önceki emniyetin 2017’deki cevap yazısını gösterdim ve dilekçemde de belirtip üç kişinin kayıtlarının bulunduğunu, bu kişiler ile ilgili ne yapacaklarını sordum. ‘Emniyete bu konu ile ilgili yazı yazacağım’ demişti. Fakat savcı bey benden hemen sonra dosyayı acele bir şekilde, tekrar faili meçhul suçlar bürosuna göndermiş bulunmaktadır. Yani devlet kendi mahkemesinin kararını nasıl hiçe sayabilir, inanılmaz gerçekten.
Bunca yıl adalet için uğraşıyoruz, dosya 3 büyük klasör olmuş fakat içinde adalet yok bol bol yazışmalar ve cevaplar karmaşık bir hâle getiriliyor ki, işin içinden çıkamayalım. Devlet fiilen dosyaya müdahil olmuştur artık. Koca koca adalet sarayları yapmışlar ama içinde adalet yok maalesef yok. Yalnızca adalet istiyoruz. Gezi döneminde güzel günler hayali ile sokaklara çıkmıştık bugün ne kadar doğru bir şey yaptığımızı daha iyi anlıyorum.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.