Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), PEN Türkiye, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), DİSK Basın-İş, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Türkiye Yayıncılar Birliği, Haber-Sen ve ÇGD, “SETA’nın gazetecileri fişlemesi suçtur” pankartı altında ortak basın açıklaması düzenledi. Bu eylemiyle SETA’nın suç işlediğine dikkat çeken basın örgütleri yasal işlem başlatılması çağrısında bulundu.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” adlı raporla gazetecileri fişlemesine ve ifade özgürlüğünü yok saymasına basın örgütlerinden tepki geldi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, PEN Türkiye, Türkiye Gazeteciler Sendikası, DİSK Basın İş, Türkiye Yazarlar Sendikası, Türkiye Yayıncılar Birliği, Haber Sen ve Çağdaş Gazeteciler Derneği “SETA’nın gazetecileri fişlemesi suçtur” pankartı altında basın açıklaması gerçekleştirdi.
Cağaloğlu’ndaki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti binasında düzenlenen ortak basın açıklamasını TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş okudu. Rapora atıf yapan Güneş, gazetecilerin sistematik olarak baskı altında tutulduğunu vurgulayarak, “2019 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 157. sırada yer alan Türkiye, dünyada en fazla profesyonel gazetecinin hapiste olduğu ülkelerden biridir. 10 bini aşkın gazeteci işsiz bırakılmıştır” ifadelerini kullandı.
“HABER BAŞLIKLARI WHATSAPP’TAN BİLDİRİLİYOR”
Gazetecilerin sansür ve oto sansürün etkisi altına alındığını belirten Güneş, “Aktif çalışan gazeteciler, iktidar organları tarafından WhatsApp gruplarına eklenmekte, haberin hangi başlıklarla yapılacağı talimatlarla bildirilmektedir” dedi. İktidarın tek tip gazeteci, tek tip haber istediğine vurgu yapan Sibel Güneş, “SETA tarafından basın tarihi açısından kara bir leke olan bir çalışma yayınlamıştır” diye konuştu. Raporla 150 gazetecinin can güvenliğinin de tehlikeye atılmış olduğunu ifade eden Güneş, “Gazetecilerin fotoğrafları, özgeçmişleri ve daha önce çalıştıkları kurumları ile sosyal medya paylaşımları listelenmiştir” dedi.
“OLASI SALDIRILARDAN SETA SORUMLUDUR”
İsmail Çağlar, Kevser Hülya Akdemir ve Seca Toker imzalı raporda basın kuruluşlarına ‘gazetecileri denetleyin’ önerisi getirildiğini de hatırlatan Güneş, bu raporu hazırlayanların gazeteciliğin evrensel boyutunu anlamadıkları, çok seslilikten rahatsız olduklarını belirtti. Gazetecilerin görevinin iktidarın istediği yayını yapmak olmadığının da altını çizen Güneş, “Gazeteci ‘devleti şoke eden, inciten, rahatsızlık veren’ düşünceleri de kapsayan, halkın haber almasından ve gerçeklerden haberdar olmasından sorumludur” şeklinde konuştu.
Meslektaşlarına yönelik olası saldırılardan SETA’nın sorumlu olacağını vurgulayan Güneş, “SETA’nın ya da çok yüksek maaşlı uzmanlarının; yüksek mali ödeneklerini gazeteci fişlemeleri yerine ifade özgürlüğü üzerindeki baskıları araştırmaya ayırmasını tavsiye ediyoruz” diye konuştu.
“SETA MİT’İN VE POLİSİN GÖREVİNİ ÜSTLENDİ”
TGC Başkanı Turgay Olcayto, SETA’nın bu araştırma ile ödül beklediği vurgulayarak, “SETA ciddi bir araştırma yapmamıştır, Dünya’nın sayılı ajanslarında görev yapan Türkiyeli gazetecileri hedefe koyup suçlamalarda bulunmuştur. Gazetecilerin bir ayağının adliyede olduğu bir ortamda SETA, MİT’in ya da polisin görevini üstlenmiştir” dedi. PEN Türkiye Başkanı Zeynep Oral ise, “Bu rapora göre kadın sorunlarıyla bile ilgilenmek suç sayılıyor. Meclisteki yasal bir parti olan HDP ile ilişki kurmak raporda suçmuş gibi gösteriliyor. Rapora göre hükümeti eleştirmek, yolsuzluk var, ülke ekonomik krizde demek, her ay 30 kadının öldürüldüğü gerçeğini dillendirmek suç” ifadelerini kullandı.
TGS Genel Merkez Yöneticisi Can Uğur da yaptığı konuşmada, gazetecilerin hedef gösterilmesi döneminin kapanmasını isteyerek “Ülkede bir uzantı arayacaksak bu SETA’dır” dedi. DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren de “Bu araştırma bir muhbirlik metnidir. Tarihe bu cahiller değil, onurlu meslektaşlarımız geçecek” diye konuştu.
“HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA SEVK EDİYOR”
TYS Genel Başkanı Adnan Özyalcıner, SETA’nın açıkça suç işlediğini belirterek raporda halkın kin ve düşmanlığa sevk edildiğine vurgu yaptı. Özyalçıner, “İfade özgürlüğü yoksa, insan hak özgürlüğünden de bahsedilemez” dedi.
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk ise, “Dünya yayıncılığı iki temel üzerinde yükselir; biri düşünce ve ifade özgürlüğünü yaymak, diğeri telif hakkı. SETA’nın raporuyla düşünce ve ifade özgürlüğü doğrudan ihlal edilmiştir. Bu rapor hakkında herhangi bir yasal işlem yapılmazsa, ne yazık ki gazeteci ve yazarların yaşam hakkı ve düşüncesini ifade etme hakkı zarar görür” diye konuştu.
Çağdaş Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Şener de yaptığı konuşmada, “Geçtiğimiz ayda gazeteciler sokak ortasında dövüldüler. Bu saldırıların iktidar tarafından desteklendiğinde ise can güvenliğini yok sayan saldırılarla karşılaşıyoruz” ifadesinde bulundu.
Haber Sen MYK Üyesi Ayşe Noyan Koluman da darbe girişimi sonrası yaşanan hak ihlallerine dikkat çekerek, “15 temmuzdan sonra SETA gibi kurumlar gazetecileri fişlemeyi görev bildiler” dedi.
“TRT İLE SETA’NIN YAYIN ANLAYIŞI ORTAK”
TRT Haber Sen 5 Nolu Şube Sekreteri Deniz Salman da SETA raporuna şu sözlerle tepki gösterdi: “TRT’nin ne muhabirini ne kamerasını görüyoruz, anlaşılan ajanstan alıp malum çevreler diye haberleştirecekler diye tahmin ediyoruz. Neler oluyor TRT’de diye bir bildiri yayınladık. Bütün iktidarlar TRT’de yayın içeriğinden personel alımına kadar müdahalelerde bulunuyor. Bugün bu doruk noktasına ulaşmıştır.” SETA’dan TRT’ye yüzlerce personel alımı sağlandığını da hatırlatan Salman, “Son kararname ile 1800 deneyimli yayıncı TRT’den emekli edilmişti. Siyasi bir kadrolaşma ile karşılaştık” diye konuştu.
SETA kurucusu İbrahim Kalın ile birlikte Taha Özkan, Hatem Ete, Burhanettin Duran SETA’nın bilinen isimlerinin TRT programlarında yer aldıklarını da vurgulayan Salman, “TRT ile SETA ortak bir yayın anlayışına girmiştir. Sunucu ve konukların aldıkları ücretleri de merak etmekteyiz, Sayıştay raporlarında açıklanmadığı için bilemiyoruz” şeklinde konuştu. Salman ayrıca TRT World programlarında da SETA’nın bilinen isimlerinin yer aldığını belirtti. (EVRENSEL)
Yoruma kapalı.