PİRHA- 10 Ekim Ankara (Gar) Katliamı’nda oğlu Güney’i yitiren Baba Mustafa Doğan, artan ırkçı eylemlere karşılık “Dileğimiz barışın bu ülkede egemen kılınması ve artık katliamların yaşanmamasıdır. Kerbela Katliamından sonra Aleviler, hep Muharrem yasını tutmuşlardır. Muharrem, barışa, kardeşliğe vesiledir” dedi.
Güney Doğan, 10 Ekim 2015’te Ankara’daki Barış Mitingi’ne IŞİD tarafından düzenlenen bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Dersimli Doğan ailesinin çocuğu olan Güney, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde inşaat mühendisliği öğrencisiydi.
Güney Doğan, 10 Ekim 2015’te henüz 23 yaşındayken, başkentin ortasında, 102 kişi ile birlikte yaşamını yitirdi. Baba Mustafa Doğan da katliamın yaşandığı gün oğluna “Nefes aldığım sürece bu alana geleceğim” sözünü verdi.
“ELBET BİR GÜN DEVRAN DÖNER”
Her ayın 10. gününde yapılan anma için Ankara’ya gelen Mustafa Doğan ile patlamanın yaşandığı alanda buluştuk. Muharrem ayı sebebiyle Alevi katliamlarına değinen Doğan, “Ülke tarihine bakacak olursak, birçok katliamın yaşandığını görürüz. Bu ülkede Alevilerin fırınlarda diri diri katledildiğini biliriz. Bunlar ülkenin kara tarihidir” diyerek söze başladı. Mustafa Doğan, Cumhuriyet tarihi boyunca Türk ve Sünni olmayan kesimlere dönük daimi saldırıların yapıldığını anlatarak şunları söyledi:
“Devleti eline geçiren erk, ne yazık ki sürekli farklı gruplara, etnik kökenlere, mazlumlara yönelik öldürme planları yapmıştır. Amaçları hep saltanatlarını var edebilmek olmuştur. Ama ezilen kesim, tüm yoksulları düşünerek, herkesin eşit paydada faydalanabilmesi için mücadele vermiştir. Ve bu mücadelenin karşısında hep katliamlara, sürgünlere tanıklık etmişlerdir. Ama ne yaparlarsa yapsınlar o tarihi yok edemezler. Gün gelecek ve bu zulümkarlar hesap verecek. Elbet bir gün devran döner ve hesap sorulur.
10 Ekim’de oğlumu defnederken ona bir söz verdim, ‘Senin kanının döküldüğü yeri bırakmayacağım. Nefes aldığım sürece bu alana geleceğim’ dedim.
“BARIŞ BAYRAĞI YERDE KALMAYACAK”
Peki katledilenler ne istediler? ‘Ülkede barış, eşitlik, özgürlük olsun; analar ağlamasın, çocuklar ölmesin; çocuklar, babasız kalmasın, babalar çocuklarını genç yaşta toprağa vermesin’ diyerek Ankara’nın göbeğine gelip barışı haykırdılar. Ama onlara sözümüz sözdür. O barış bayrağı yerde kalmayacak.”
“SARAYLARDA SALTANATLARINI SÜRERKEN ORMANLAR YANIYOR”
Mustafa Doğan, 10 Ekim Katliamı’nın 6. Yılında bir çok acı olayla karşılaştıklarını da dile getirerek “Bu ülke, her güne değişik gündemlerle uyanıyor. Orman yangınları, katliamlar… Siyasi erkin o kötü, şoven dili sebebiyle ülkede gitgide insanlar tetikleniyor” dedi. Doğan, orman yangınlarının da bir tür “canlı katliamı” olduğunun altını çizerek şöyle devam etti:
“Doğa tahrip ediliyor, ormanlar yakılıyor. Cayır cayır yanan o börtü böceklerin hesabı mutlaka sorulur. Doğa, bu yapılanlara bir anlamda cevap da veriyor. Ama olan yine yoksullara oluyor. Sel baskınları yine yoksul insanları vuruyor, Zulümkarlara yine bir şey olmuyor. Çünkü onlar, saraylarında saltanatlarını sürüyor. Ama yoksul, emekçi halk, ekmeğe muhtaç kalmış durumda.”
“EĞER GERÇEKTEN DEMOKRASİYİ SAVUNUYOR İSE ANITI YAPMALI”
Baba Mustafa Doğan, bu yıl oğlu Güney’in doğum gününde onun bir talebini yerine getirdiğini de sözlerine ekledi. Baba Doğan, oğlu Güney’in “Okulu bitirdiğim zaman, yoksul, emekçi çocuklarını okutmak ve kazandığımın hepsini onlara harcamak istiyorum” dediğini belirterek “Biz de bu seneki doğum gününde onun anısına iki çocuğu giydirip, sevinirdik. O çocukların gülüşü bizlere dünyaları verdi” dedi.
Mustafa Doğan, şimdi ise 103 kişi anısına anıt mücadelesi verdiklerini söyleyerek Melih Gökçek dönemindeki Belediye Meclis kararının uygulanması gerektiğini söyledi. Doğan, “Belediye Meclisi tarafından bir karar alınıyor ve resmileştiriliyor. Ondan sonra sözüm ona demokrasiyi savunan Mansur Yavaş, buraya o anıtı yaptırmıyor. Artık barış şehitlerine yakışır bir anıt istiyoruz. Mansur Yavaş mutlaka bu konunun üzerinde durmalı. Eğer gerçekten demokrasiyi savunuyor ise barış için, burada şehit düşenler için mutlaka bir anıtın dikilmesini sağlamalı” dedi.
“MUHARREM, BARIŞA, KARDEŞLİĞE VESİLEDİR”
Mustafa Doğan, Konya’da Dedeoğlu ailesinden 7 kişi ile İzmir HDP İl binasında katledilen Deniz Poyraz’a işaret ederek ırkçı eylemlerin arttığını söyledi. “İktidarı elinde tutan güçler, insanları ötekileştiriyor” diyen Doğan, şöyle devam etti:
“Bunun sonucunda gericiler, diğer bir toplumdan olanlara saldırıyor. Devletin gücünü arkasına alarak polisin gözü önünde HDP binasının içerisine girip bir kadını acımasızca katlediyor. Bu kötü dilin kullanımı sonucu Konya’da da ırkçılık körüklendi ve 7 insanımızı katlettiler. Dileğimiz barışın bu ülkede egemen kılınması ve artık bu katliamların yaşanmamasıdır. Ortak paydada, eşit vatandaşlık düzeyinde bu ülkede yaşamak istiyoruz. Artık yeter, ‘Barış gelsin ve bu ülke barış ülkesi olsun’ diyoruz.
Kerbela Katliamı’nın üzerinden geçen sürede Aleviler hep Muharrem yasını tutmuşlardır. Muharrem, barışa, kardeşliğe vesiledir. Her Muharrem ayı geldiğinde mutlaka herkesin bu süre zarfında bütünleştirici ve ortak paydada bir dil kullanmalarını talep ediyorum.”
Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.