PİRHA-Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, Sivas Madımak katliamı davasının zamanaşımı kararı ile düşürülmesine ilişkin araştırma önergesi verdi. Fırat, sunduğu önergede davanın neden “insanlığa karşı işlenmiş suçlar” kapsamında sayılmadığının bütün yönleriyle incelenmesi ve gerçek sorumlularının yargı önüne çıkartılması gerektiğini vurguladı.
Sivas Madımak Oteli’nde 33 sanatçı, yazar ve aydının katledilmesine ilişkin yürütülen davanın 30. yılında, dava zamanaşımı gerekçe gösterilerek düşürüldü.
Yeşil Sol Parti Milletvekili Celal Fırat, firari sanıkların yabancı makamlardan yurda iade talebinin neden bu güne kadar gereğince yapılmadığı, mahkeme kararında “kaçak” sayılmalarına rağmen neden zamanaşımı kapsamına alındığı, Alevilere yönelik düşmanca hislerle yapılan bu saldırının neden “insanlığa karşı işlenmiş suçlar” kapsamında sayılmadığının bütün yönleriyle incelenmesi ve gerçek sorumlularının yargı önüne çıkartılması amacıyla araştırma sürecinin başlatılmasını talep etti.
“DAVADA İKTİDARLAR DEĞİŞSE BİLE ADALET SAĞLANAMADI”
Celal Fırat, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunduğu araştırma önergesinde 33 kişinin yakılarak öldürüldüğü Sivas Katliamı’na ilişkin açılan davaların, hukukçular ve hak savunucuları tarafından “skandal” diye nitelendirilen gelişmeler silsilesi olduğunu belirterek şunları ifade etti:
“Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in ‘Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir’ dediği katliam davasında, iktidarlar değişse bile adaletin sağlanması bir türlü mümkün olmamıştır. Sivas’taki Madımak Oteli’nde 33 yazar, ozan ve düşünürün, yakılarak katledilmesinin üzerinden 30 yıl geçmiş, 2 Temmuz 1993’teki katliama ilişkin yargı süreci ise hiçbir mahkemenin katliamı ‘insanlığa karşı suç’ kabul etmemesinden dolayı faillerin bir türlü bulunmadığı, bulunanların cezalandırılmadığı, firari sanıkların bolluğunun gölge düşürdüğü bir yılan hikayesine dönüşmüştür.
O gün, oteli yakan ve alkışlayan 15 bin kişiden sadece 190’ı gözaltına alınmış; 190 kişiden de 124’ü hakkında dava açılmış, seneler içerisinde Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nden (DGM), Ağır Ceza Mahkemeleri’ne taşınan davalarda, ilk karar 1994’te çıkmış, Mahkeme, 87 sanığı 2 ila 15 yıl arasında değişen hapis cezalarına mahkûm etmiştir. Mahkeme, cezalarda ‘haksız tahrik indirimi’ uygulamış, Yargıtay 9. Ceza Dairesi, bu kararı bozmuş, bozma kararı üzerine bu sefer 1997’de Mahkeme saldırının ‘anayasal düzene karşı yapıldığını’ belirterek 38 sanığın idamına karar vermiştir. 2000’deki kararda idam cezasının kaldırılması sebebiyle cezalar müebbete dönüştürülmüştür.
2001’de Yargıtay bu kararı onaylamış, ancak firari sanıkların çokluğu, ayrılan dosyalar ve itirafçıların ortaya çıkmasıyla yargı süreci yeni bir evreye geçmiştir. İtirafçılar Hizbullah, İslami Hareket Teşkilatı, Kaplancılar gibi örgütlerden bahsetse de mahkeme heyetleri bir türlü bu örgütleri görmek istememiştir.
Davadaki üç firari sanık olan Murat Sonkur, Murat Karataş ve Eren Ceylan’ın yargılaması ise 14 Eylül 2023 tarihinde Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülmüş, Mahkemenin firari sanıkların iadesini talep ederken yazdığı talepnamede zaman aşımı süresine atıf yapmasının ihsas-ı rey anlamına geldiğini savunan avukatlar, firari sanıklar hakkında çıkartılan kırmızı bülten talebinin yenilenmesini istemiştir. Cumhuriyet savcısı ise 30 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın düşürülmesini talep etmiş, Mahkeme heyeti de savcının mütalaasını kabul ederek, davanın zaman aşımı yönünden düştüğüne karar vermiştir”
“SİYASİ AMAÇLI BİR SALDIRIDIR”
“İnsanlığa karşı suçun tam bir tanımı varsa o da Madımak katliamıdır” diyen Fırat, araştırma önergesinde şu ifadelere yer verdi:
“Madımak Katliamı, Maraş, Çorum katliamları gibi Alevi toplumuna ve sol görüşlü aydınlara yönelik siyasi amaçlı, sistemli, belli bir inancı ve düşünceyi hedef alan, düşmanca hislerle işlenen planlı bir saldırıdır. “Madımak’ta ‘Şeriat isteriz’, ‘Laik Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak’, ‘Laiklik gidecek, şeriat gelecek’ sloganlarıyla yapılan bu katliam, açıkça insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.
30 yıl önce yaşanan, Alevilere ve aydınlara karşı işlenmiş en karanlık katliamlardan biri olan 2 Temmuz Sivas Madımak katliamının, 14 Eylül 2023 tarihli son duruşmasında, faillerinden firari üç sanığın “kaçak” sayılmalarına rağmen, neden zamanaşımı gerekçe gösterilerek yargılanmadığı, kaçak sanıkların yabancı makamlardan yurda iade talebinin neden bu güne kadar gereğince yapılmadığı, Alevilere yönelik düşmanca hislerle yapılan bu saldırının neden “insanlığa karşı işlenmiş suçlar” kapsamına alınmayıp zaman aşımına uğramasının bütün yönleriyle incelenmesi amacıyla bir Meclis Araştırma Komisyonunun kurulmasını çok önemli ve gerekli görmekteyim.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.