Gözaltında kaybetmeler, faili belli cinayet ve katliamlar bu ülkede neredeyse olağanlaştırılarak mağdurların ve halkın tepki vermesi istenmemektedir. En temel hak olan yaşam hakkı dahi devletin sorumluluğundan çıkartılarak neredeyse sürekli kendisi tehdit eder hale gelmiştir” denildi.
Haberin Videosu
“TECRİT EN AĞIR İŞKENCELERDEN BİRİDİR”
Yıllarca birlikte, kol kola yürüyen iktidar ve güç sahibi ortakların çıkar çatışmalarının vebali, bedeli maalesef yoksul ve emekçi kesimler başta olmak üzere demokrasi ve insan hakları noktasında bir talep, duruş sergileyen sosyalist, devrimci, demokrat ve aydınlara ödetilmektedir denilen açıklamada “Bu ülkede yaşayan hiç kimsenin bir anlam veremediği gerekçelerle yaratılan Olağan üstü Hal (OHAL) nedeniyle bu toplumun hemen her kesimi tırpandan geçirilirken, asıl muhalefet eden güçler; kurgulanmış, hayali suçlarla hapse atılmışlardır. Demokrasi denilerek bir kişinin iradesine teslim edilmek istenen bu ülkenin asıl aydınlık yüzleri hapishanelerde tecrit ve işkence altındadır ve tecrit en ağır işkencelerden biri konumundadır” vurgusu yapıldı.
“YAŞAM HAKKINI ENGELLEMEK İNSANLIK SUÇUDUR!”
2012 yılından bu yana her hafta F Tipi Hapishaneler başta olmak üzere, Türkiye hapishanelerinde yaşanan tecrit politikaları ve bu politikaların yansımalarını aktarmaya çalıştıklarını, bunun için öncelikli olarak hasta mahpusların durumlarını, sağlığa erişimde karşılaştıkları engel ya da keyfi uygulamaları aktarmaya çalıştıklarını ve bu hafta Murat Aktaş’ın durumunun paylaşılacağı belirtildi.
“MURAT AKTAŞ SERBEST BIRAKILSIN!”
Murat Aktaş’ın öyküsü şöyle aktarıldı: 1974 doğumlu Murat Aktaş, 2004 yılında gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak Metris Hapishanesi’ne götürülür. Şuan Edirne F Tipi Hapishanesi’nde tutulan Murat Aktaş’ın sağlık sorunlarının başlaması yaklaşık beş yıl önce bacak bileğinde yaşadığı yoğun ağrılarla olmuştur. Hapishane koşullarında revir, hastane, muayene, doktor olaylarına bu alanda bulunan herkes çok iyi bildiği için tanı ve tedavi için uzun yıllar geçtiğini belirtmemizin abartı olmayacağını düşünüyoruz. Yapılan ameliyatla biyopsi için ayak bileğinden alınan parça aylarca hapishane revirinde tutularak tahlil için gönderilmez. Murat Aktaş’ın onlarca dilekçe ve suç duyurusunda bulunmasıyla ve 6 ay sonra hastaneye gönderilen parçanın sonucunu almak daha zor olmuştur.
İki yıl önce kanser şüphesi ile alınan biyopsiden sonra herhangi bir tedavi yapılmayan M.Aktaş, fazla ayakta kalamıyor, yürümekte zorluk çekiyor ve yoğun ağrı çekiyor. .Ayrıca mide ve bağırsak hastalıkları nedeniyle endoskopi ve kolonoskopi yapılmış, bağırsakta nodül olduğu belirtilmiş olmasına karşın herhangi bir tedavi uygulanmamıştır.. Murat Aktaş verilen yemekleri yiyemediği için kilo ve güç kaybı yaşamaktadır.”
“YAŞAM HAKKI EVRENSELDİR”
Basın metninde son olarak şunlar belirtildi. “Biz insan hakları savunucuları olarak diyoruz ki; İnsan nerede ve hangi koşullarda olursa olsun temel hak ve özgürlüklerinden mahrum edilemez. Yaşam hakkı evrenseldir ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Bu nedenle Murat Aktaş ve tüm hasta mahpusların tedavileri sağlanmalıdır. Tedavi koşulu olmayan veya tedavi edilemeyen hastalıkları olan mahpuslar çok geç olmadan serbest bırakılmalıdır.”
HABER MERKEZİ
Yoruma kapalı.