PİRHA- İzmir Bergama’ya Bağlı Kapukaya köyünde yaşayan Cennet Üstündağ (66), Tahtacı Alevilerin toplumsal huzur ve barışı sağladığı dar meydanlarının yerini artık mahkemelerin almasına yakınıyor. Cennet Üstündağ, bu durumun kendilerini incittiğini söyleyerek, “Eskiden mahkemelere gitmezdik. Eskiden dede gelir haklıyı haksızı ayırırdı. Şimdilerde sen-ben kavgası var. Yol, erkan zayıflıyor. Böyle köreliyoruz işte” diye konuşuyor.
Geçmişten günümüze Alevi toplumu kendi aralarında yaşadıkları dargınlıkları devlet hukuku ve yasası ile değil de kendi cemlerinde, erkanlarında dara durarak çözümlemiş toplumsal huzur ve barışı sağlamışlardır. Alevi inancının önemli bir rütüeli olan, aynı zamanda kendi iç mahkemeleri olan dar ritüelinin zayıfladığına işaret eden Tahtacı Alevi Cennet Üstündağ, bu durumun kendilerini incittiğini söylüyor.
Cennet Üstündağ ayrıca, oğlunun dışarıdan biri ile evlenmesi ile yaşanan ‘müşküllük’ sonrası dede tarafından 16 sene ceme alınmadığını gözleri dolarak anlatarak, 16 yılın sonunda kurban keserek ceme girebildiğini yutkunarak ifade ediyor. Üstündağ, oğlunun yaşadığı durumdan kaynaklı 16 yıl ceme girememesinin, komşularından geri kalmasının büyük üzüntüler yaşattığını sözlerine ekliyor.
Bilindiği üzere tüm Alevi süreklerinde cana kıymak, çalmak, birden fazla evlenmek ve benzeri ağır suçlar‚ ‘düşkünlük’ sebebidir. Yalan söylemek, kavga etmek gibi hafif suçlar‚ ‘müşkül hal’ sayılır. Müşkül olanlar, Alevi yol kurallarına uygun olarak verilen cezayı yerine getirdikten ve bozdukları toplumsal barışı yeniden tesis ettikten sonra ceme girebilir. Düşkün olan kimsenin sosyal hayata verdiği zarar onarılamaz boyutlarda olmasından kaynaklı bir bütün toplumsallığın her alanından soyutlanır, eksikliği kavratılmak istenir. Bu nedenle Alevi erkanında düşkün “yolu, yolumuzdan, malı malımızdan, davarı davarımızdan ayrı olsun” denilerek, belli bir zaman Alevi toplumsallığının dışında tutulur. Alevi terminolojisi içinde bu durum ’Müşkül hallolur, düşkün hallolmaz’ cümlesi ile karşılığını bulur.
“ESKİDEN MAHKEMELERE GİTMEZDİK, DEDELERİMİZ GELİRDİ”
Alevi toplumsallığının iç denetim mekanizmalarından olan dar ritüelinin zayıflaması ile insanların artık mahkeme kapılarına gitmelerine hayıflanan Üstündağ, “Eskiden mahkemelere gitmezdik. Biri ile tartıştın, kendini savunamayacak kadar güçsüz isen meseleyi dedenin önüne oturarak meydana atarsın. Orada dede karanını verir, haklı haksızı ayırırdı. Haksız ise dede cezayı keser, o ceza tekrar cem meydanında ödenirdi. Lokma cezası verirdi dedemiz. Günümüzde ise mahkemelere giden çok oluyor. Artık herkes üstün körü geçiyor bu meseleyi. Bu duruma gerçekten üzülüyorum” diye konuştu.
“BENLİK KAVGASI VAR; YOL, ERKAN ZAYIFLIYOR”
Yol, erkanın zayıfladığını sözlerine ekleyen Üstündağ, Alevi toplumunun böylece köreldiğine vurgu yaparak, şöyle devam etti:
“Herkes ağzına fermuar çekiyor. Herkes birbiri ile dargın. Mesele ise küçük bir ceviz; kır içerisinde hiç bir şey yok. Sen ben kavgası var. Yol erkan zayıflıyor. Böyle köreliyoruz işte. Kızın yabancıya gidince düşkün oluyorsun. Düşkünlük denen şeyi ayıramıyoruz. Bu ağır bir suçtur. Hırsızlık, yuva yıkma, ocağına kan düşme gibi suçlar düşkünlüktür. Diğerleri ise müşküllüktür. Müşküllükte dede gelip komşunla sana ceza veriyor, bu cezayı beraber bir lokma ile ödüyorsun. Kızın yabancıya giderse, oğlun yabancı alır ise bu müşküllüktür” dedi.
“16 SENE CEME GİREMEDİM”
Cennet Üstündağ, oğlunun dışarıdan biri ile evlenmesi ile yaşanan ‘müşküllük’ sonrası dede tarafından 16 sene ceme alınmadığını hüzünlü gözlerle anlatıyor. 16 yılın sonunda kurban keserek ceme girebildiğini yutkunarak ifade eden Üstündağ, Düşkün ceme giremez, dede almaz. Düşkünlüğün kalkmasının bir müddeti vardır. Cem olmadan gelir dedeye derdini anlatır. Eskiden dedenin düşkün ettiğini ne çaya ne de çorbaya çağırırlarmış. Şimdi oda yok. Cezanı biliyorsun sadece ceme gidemiyorsun. Oğlum yabancı biri ile evlendi diye 16 sene ceme giremedim. Demek ki onu görüp, yaşayacaktım. Herkes ceme gidiyor, sen gidemiyorsun; çok üzülüyordum. 16 sene sonra kurbanımı keserek ceme girdim” şeklinde konuştu.
Rohat EMEKÇİ – Ersin ÖZGÜL/İZMİR
Yoruma kapalı.