PİRHA- Sanatçı Erhan Toprak; sesini toprağında ödünç almış bir sanatçı. Dinlerken Munzur’un sesini, ziyaretlerin fısıltısını, kuşun ötüşünü duyacaksınız. Her Dersimli gibi gözlerini bağlamayla açmış, kavramış ve yaşamını onunla bütünleştirmiş.
HABERİN VİDEOSU
1988 yılında Mersin’de doğan Sanatçı Erhan Toprak, doğduğu günden itibaren ailesinden duyduğu ezgilerin kulağına fısıldanmasıyla müzik yolculuğuna başlamış. Kendi ifadesiyle ‘ 5-6 yaşından itibaren’ babasının duvarda asılı sazını elini almış ve hiç bırakmamış.
Arif Sağ ve Erdal Erzincan Müzik okullarında dersler alarak ‘profesyonel’ yaşama adım atmış. 2012 yılında sanatçı arkadaşlarıyla beraber çıkardığı Lâl-ü Gevher Türküler ve 2015 yılında ilk solo albümü Herdem ile çalışmalarına Mersin’de Dört Mevsim Sanat Merkezi’nde devam ediyor.
PİRHA olarak sanat merkezine konuk olup Sanatçı Erhan Toprak ile Dersim’i ve projelerini konuştuk.
Dersim ilham veren bir coğrafya. Aynı zamanda Alevi inancının ana damarının olduğu yer ve inancın da olmazsa olmazı bağlama. Dersimle, sözle, bağlamayla buluşmanı bize biraz anlatır mısın?
Kendini ait hissettiğin bir coğrafya Dersim. Köklerinle buluşmak, onu hissetmek başka bir duygu. Geçmişten kalan izlerin üzerinde yürümek, inanılmaz bir mutluluk. Sözlü kültürün hakim olduğu bir alan. Bu kültürün taşıyıcıları da sağlam olunca, nesilden nesile kaybolmadan geliyor. Harabi’den Pir Sultan Abdal’a, Mahsuni’ye bir çok değer kaybolmuyor, aramızda dolaşıyorlar. Her dile geldiklerinde yeniden var oluyorlar.
10 yaşından bu yana bağlama çalıyorum. 2012 yılında 10 arkadaşımla beraber, Lâl-ü Gevher Türküler adıyla ilk karma albümümüzü yaptık. Kıymetli türküler anlamında. Aşığın dediği gibi; dostum kıymetimi biç benim, yüz bin altın sarf etsem yine denk gelmez saçının bir tek teline. Türkülerin bizdeki değeri de öyle, paha biçilemez.
2015 yılında ise kendi solo albümüm olan “HERDEM” çıktı.
Nasıl tepkiler aldın?
Tepkiler güzel. Bir an önce yap diye çok söyledi. Ama ben daha zamanı gelmedi diyerek erteliyordum. Çalışmalar tamamlanınca albüm çıkarmaya karar verdim. 2 yıl boyunca üzerinde çalıştık ve “Herdem” dinleyiciyle buluşturduk. Tabi günümüz teknoloji dünyasında satışlar pek olmuyor, ancak bir çok derneğin etkinliklerinde çıkarak albümü buluşturuyorum.
Şunu da belirtmek isterim ki sanatçıya değer verilmeli ve sanatçıyla daha doğru bir ilişki kurulması gerekiyor. Özellikle köy köy dolaşan, derleme yapan sanatçı arkadaşlar var. Kültürel erozyona uğratmadan uğraşanların bir şekilde desteklenmesi gerekiyor.
Tam da buradan bakacak olursak popüler kültüre hizmet eden zihniyete karşı Dört Mevsim Sanat Merkezi gibi sanat merkezleri neyi ifade ediyor? Ne anlama geliyor?
Birçok sanat merkezi var. Ancak içine bakmak gerekiyor; gerçekten sanat yapıyorlar mı? diye. Böyle bakınca da yok denecek kadar az sanat merkezi var. İyi örnekler üzerinde, onlara bakarak yürümeye başladık. Bunların başında Arif Sağ Sanat Merkezi geliyor.
Alevi inancının sen de bıraktığı etki nedir?
İnanç çok derin yaşanıyor. Nereye baksanız kutsal bir yer görürsünüz. Sabah güneşe, akşam aya niyaz olunur. Yaşamda var olan her bir şeye değer verilir. Taşa, toprağa, havaya, hayvana. İnançsal bir değeri ve dengesi vardır her şeyin. Suyun önünü kestiğinde, suyun canı vardır denilir ve kurdun, kuşun susuz kalıp öleceğini düşünür bizim insanımız. İnancımızın özünde komünalite vardır. Her bir canlının hakkı korunarak yaşam devam ettirilmeye çalışılır.
Yeni bir albüm çalışması var mı?
Yaşamımız da bir çok değer var ve bu değerler yeteri kadar ilgilenilmediği için kendisiyle gidiyor. Ben de bunu gören bir yerden çalışmalarıma devam ediyorum. Ovacık’ta yaşayan aynı zamanda akrabam olan Gülizar ananın hikâyelerini, deyişlerini, türkülerini kaydettim. Yaklaşık bir yıldır da bu kayıtlar üzerine çalışıyorum. Yakın zamanda tamamlamak için çaba içersindeyim.
Kolay gelsin. Xızır yardımcın olsun.
Diren Keser/MERSİN
Yoruma kapalı.