PİRHA- HBVAKV Antalya Şube Başkanı Nurettin Erdoğan, geçen aylarda İstanbul’da Koç Üniversitesi öğrencisinin Kürt ve Alevi kimliği nedeniyle saldırıya uğramasına tepki gösterdi. Alevilere yönelik bu tür girişimlerin her zaman cezasızlıkla sonuçlanmasının saldırganları cesaretlendirdiğini vurgulayan Erdoğan, “Ne olursa olsun sonunda mutlaka hüsrana uğrayacaklardır” dedi.
TÜBİTAK birincilik ödülü sahibi üniversite öğrencisi F.B., iki öğrenci ile birlikte kaldığı Koç Üniversitesi yurdunda işkence gördü. Irkçı sözlerle saldırdıkları öğrencinin odadan ayrılmasını isteyen Hasan Ege K., F.B.’ye kemerle şiddet uyguladı, kızgın ütüyü yüzüne yapıştırmak istedi. Hasan Ege K.’nin yönlendirmesiyle Arda D. isimli aynı odada kalan diğer saldırgan ise kesici aletle F.B.’nin yüzünü ve karnını kesti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmaya göre saldırı 15 Kasım 2023 gecesi yaşandı. Yaşanan işkenceye ilişkin daha sonra soruşturma başlatıldı.
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) ve Türkiye’deki Alevi örgütlerinin yöneticileri basın açıklamalarıyla saldırıya tepki gösterdiler.
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Antalya Şube Başkanı Nurettin Erdoğan, Kürt-Alevi üniversite öğrencisi F.B.’ye yurt odasında yapılan işkenceye tepki gösterdi.
“BİRGÜN OLMUYOR Kİ ALEVİLERE DÖNÜK KÖTÜ MUAMELE YAŞANMASIN”
Her gün Alevilere dönük saldırı, ayrıştırma gibi yeni bir haber ile karşılaştıklarını belirten Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Antalya Şube Başkanı Nurettin Erdoğan, “En son almış olduğumuz haber doğrultusunda Alevi toplumu olarak gerçekten çok vahim bir olayla karşılaştık. Koç Üniversitesi yurdunda yaşanan olay ve yetkililerden almış olduğumuz bilgilere göre, yurt yönetiminin hiçbir şekilde duruma müdahil olmaması ve Kasım ayında yaşanan olayın Ocak ayında açığa çıkması oldukça ilginçtir” dedi.
“YURT YÖNETİMİNİN RAPORA RAĞMEN GİRİŞİMDE BULUNMAMASI KABUL EDİLEMEZ”
Aynı odada kalan öğrenciler arasında kimlik ve inanç üzerinden yapılan tartışmalar sonucunda, Alevi öğrencinin darp edilmesinin asla kabul edilemeyeceğini belirten Erdoğan, “Arkadaşları tarafından darp edilen Alevi öğrencinin rapor alması ve bu raporun da üniversite yurdundaki yönetime intikal edilmesine rağmen yurt yönetiminin herhangi bir müdahalede bulunmaması ve olayı adli bir vaka olarak görüp harekete geçmemesi bizi gerçekten derinden üzmüştür” diye belirtti.
“ALEVİLERE YÖNELİK SALDIRILARIN CEZASIZLIKLA SONUÇLANMASI SALDIRGANLARI CESARETLENDİRİYOR”
Alevi toplumu ve Alevi örgütleri olarak bu tür saldırıları her zaman dile getirdiklerini ve sonuç alamadıklarını vurgulayan Erdoğan, “Bu tür girişimler hep karşılıksız kaldı, faalleri ceza almadılar ve bu cezasızlıktan almış oldukları güvenle yenisini tekrarlamaktalar” diye tepki gösterdi.
İnsanlar arasında ayrım yapan her kim olursa olsun, bir gün mutlaka hüsrana uğrayacağını belirten Erdoğan, “Bizler dünya coğrafyasının her yerinde varlığımızı ve süreğimizi devam ettirmekteyiz. Her şey insanlık çerçevesinde yapılmaktadır. İnsanlara zulmedenler, insanlar üzerinden iktidarlarını sağlama almaya çalışan kesimler her zaman er veya geç bedelini ödemişlerdir ve ödeyeceklerdir. Bizler herkesin kardeşçe ve eşit haklar çerçevesinde bir arada yaşamaya hakkı olduğunun mücadelesini vermeye çalışırken birileri kendi çıkarları için bir yerlerden bir şeyler çıkarmaya çalışıyorlar” dedi.
“ALEVİLERİN DİNİ SEVGİDİR, SEVGİ TOHUMLARIMIZI HER YERE SERPECEĞİZ”
Alevilere yapılan bu tür saldırılarda her zaman kendilerine çıkar sağlamaya çalışan kesimlerin olduğunun altını çizen Hacı Bektaş Veli Antalya Şube Başkanı Nurettin Erdoğan, konuşmasının devamında şunları belirtti:
“Bu yaşanan olaydan dolayı gerçekten çok üzüntü duymaktayız ve bu yaşanan olayın takipçisi olacağız. Biz Alevi toplumu olarak diyoruz ki; İster kutuplarda bir Eskimo genci, ister Afrika’ bir Zenci. Fark etmez dili, dini, rengi, inancı, madem ki insandır saygımız vardır, yaratılana yaradandan ötürü, sevgimiz vardır. Sevgi bizim dinimizdir. Sevgi olmayan yerde ne din, ne inanç, ne insanlar arasında saygı, ne birliktelik ne de birlikte yaşam olur. Sevgi tohumları ekilmeyen yerlerde yaşayan insanlar toplumsal olarak yok olmaya ve birileri tarafından her zaman yönetilmeye mahkum olurlar.”
Cebrail ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.