PİRHA – 10 Yıldır çalıştığı İŞKUR’dan KHK ile işine son verilen engelli yurttaş Mithat Tokur’a OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’ndan cevap geldi. Terör örgütleriyle bağlantılı olduğu iddia edilen Tokur, “Bana emeklilik ikramiyem olan 100 bin civarında paramı ödemediler. Bizi ezmek, süründürmek amaçlı çıkardıkları bu kararları boynumda bir tür ‘Onur Madalyası’ olarak taşıyorum. Bunlar, bize sıkıyönetimi arattılar” dedi.
İŞKUR Genel Merkezi’nde memur olarak çalışırken 6 Ocak 2017’de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işinden edilen Mithat Tokur’a OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu Kararı ulaştı. Tokur’un neden işine son verildiğine dair yapılan açıklamada “… başvurucunun, PKK/KCK terör örgütü ile bağlantısı-ilişkisi olduğu yönünde kurum dosyasında yer alan bilgilerin bulunması söz konusu örgütle irtibatını ortaya koymaktadır” denildi.
İşine son verildiği dönemde aynı zamanda Türkiye Sakatlar Derneği Ankara Şube Başkanlığı görevini de yürüten Tokur, “İhraç sonrası yapılan muamele ve sosyal dışlama birçok insanın yaşamını yok etti. Binden fazla engelli işten atıldı.” dedi.
“BUNLAR, BİZE SIKIYÖNETİMİ ARATTILAR”
57 Yaşında olup çocukluktan yürüme engeli olan Mithat Tokur, 12 Eylül döneminden de öte hukuksuzlukla karşı karşıya kaldığını ifade ederek şunları söyledi:
“679 sayılı (KHK) ile sorgusuz sualsiz ihraç edildik. Davalar açtık yalnız ilgili mahkemeler, dosyalar hiç görülmeden OHAL Komisyonu’nu adres gösterdi. Mecburen yasal süreç içerisinde komisyona başvurduk. Çünkü bizlere neden ihraç olduğumuza dair en küçük bilgi verilmedi. İdam mahkumlarına bile hangi maddeden ceza verildiğini boynuna asıyorlar kaldı ki 12 Eylül dönemini birebir yaşadık. O dönemin bile kendine has bir hukuku vardı. Bunlar, bize sıkıyönetimi arattılar.”
“BU ZİHNİYETTEN ARTIK HER ŞEYİ BEKLİYORUM”
Komisyona başvurduktan anca 2 yıl sonra kendisine cevap geldiğini söyleyen Mithat Tokur sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çok şaşırtan, hiç beklemediğim bir cevap aldım. Aslında pek de beklemediğim demeyeyim çünkü bu zihniyetten artık her şeyi bekliyorum. Bu zamana kadar herhangi bir soruşturmam ya da ceza durumum yok. Hiçbir şekilde ne idari ne de adli ceza almışlığım yok. Tamamen birtakım insanların hazırladığı hasmane bir rapor. Uzaktan yakından hiçbir şekilde ilişkili olmadığım örgütlerle beni ilişkilendirdiler. PKK ve KCK ile irtibatlandırdılar. Sağolsunlar ki gelen resmi yazıda KCK’nin açılımını da öğrenmiş oldum.”
“100 BİN LİRALIK İKRAMİYEME EL KOYDULAR”
Tokur, ihraç olduktan sonra kendi talebiyle emekli olduğunu fakat 100 bin liralık ikramiyenin kendisine verilmediğini de anlattı. Yaşadıkları sonrasında büyük bir kırılmanın içerisine girdiğini de söyleyen Mithat Tokur’un aktarımları şu şekilde:
“İhraç sonrası emekliliğe başvurdum ve kabul edildi. Fakat emeklilik ikramiyem ödenmedi. Şöyle ilginç bir durum var ki engellilerin erken emeklilik hakkı bulunuyor. 15 yıl üzerinden emekliliği hak etmişim fakat 36 yıl çalışmış ve prim ödemişim. Bunun üzerine bana emeklilik ikramiyem olan 100 bin civarında paramı ödemediler.”
“SÜRESİ DOLDUĞU HALDE EMEKLİ YAPILMAYAN ENGELLİLER VAR”
“Eskiden kıyısından köşesinden hukuk denen bir şey vardı. Bu dönem hukukun kırıntısını dahi bırakmadılar. Ben emekli oldum ve en azından belli bir süreden sonra da olsa eve bir maaş girmeye başladı. Öylesine engelli arkadaşlarımız var ki süresini doldurdukları halde emekli yapılmadılar. Konuyu meclise de götürdük. Engellilere anayasada ‘pozitif ayrımcılık’ denmesine rağmen tam tersi yasa ve yönetmelikler uygulandı. Süresini doldurduğu halde hala bekleyen engelli arkadaşlarımız var. Hiçbir engeli olmayan, örneğin kahvede çaycılık yapan, inşaatlarda çalışan, hakim, savcı pozisyonundan atılıp taksicilik yapanları biliyorum. Fakat engellinin herhangi bir yerde çalışma şansı da yok. İnsanları açlığa, yoksulluğa mahkum ettikleri gibi engelliler açısından bizleri resmen ölüme mahkum ettiler. Yani bunun ne vicdanla ne yasayla bağdaşır yanı yok. Ben artık bunların vicdan ve insanlıklarından şüphe ediyorum.”
“KHK’YI ONUR MADALYASI OLARAK TAŞIYORUM”
Tokur, tüm yaşadıklarına rağmen ruhen gayet iyi olduğunu ifade ederek “12 Eylül’den 1402’likleri biliyoruz. Bunlar yıllar sonra görevlerine iade edildiler. Geçmişe dönük tazminatları faizi ile birlikte ödendi. Yani resmen özür dilendi. Ben bu dönem sözüm ona bizi ezmek, süründürmek amaçlı çıkardıkları bu kararları boynumda bir tür Onur madalyası olarak taşıyorum, taşıyacağım. Yani yarın bir gün insanların gözlerinin içerisine bakabilmek çok önemli” yorumunu yaptı.
Eren GÜVEN – Cebrail ARSLAN / ANKARA
Yoruma kapalı.