PİRHA – Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, “Demokrasi İçin Buluşuyoruz” çağrısı ile 19 Ekim’de yapacağı mitinge dair basın toplantısı yaparak “İnsanların ölümüne, yerinden edilmesine karşı çıkan herkesedir çağrımız” dedi.
Haberin videosu
Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, 19 Ekim Cumartesi günü saat 16.00’da Tandoğan Meydanı’nda yapacağı miting için Mülkiyeliler Birliğinde basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu’nun yanı sıra birçok meslek ve sivil toplum örgütünün temsilcisi de katıldı.
Basın metnini okuyan HDP Ankara İl Eş Başkanı Hüseyin Gevher, AKP iktidarının dış politikada yanlışlar yapmaya devam ettiğini ifade ederek “Bu iktidar Türkiye’yi savaşa sürüklemektedir. Diplomasi yerine iç iktidar hesapları ile dışarıda savaşa giren bu zihniyet adeta ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ yerine ‘Yurtta savaş cihanda savaş’ demektedir” sözlerini kullandı.
Gevher, Türkiye’nin Suriye operasyonu ile birlikte bütün dünya ülkelerinin AKP iktidarına karşı tutum aldığını da söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“SURİYE SURİYE’DE YAŞAYAN HALKLARINDIR”
“Dünya ülkeleri bu yapılanı ‘istila, işgal veya zorla girme’ olarak tanımlamaktadır. ‘Savaş, fetih’ sözleri aslında iktidarın kendisine ait sözlerdir. Her gün gazete ve televizyonlarda ‘Şurayı ele geçirdik, burayı ele geçirdik’ manşetleri atılmaktadır.
Suriye Suriye’de yaşayan halklarındır. Savaş ve işgal politikalarının derinleşmesi, yıkım politikalarının devreye girmesi yılları bulacak insanlık trajedilerinin sürmesi demektir. Bu anlamda en başından beri söylediğimiz gibi egemen devlet ve iktidarının izni ve talebi dışında Suriye topraklarında bulunan güçler buralardan çıkmalıdır. Barış ve müzakere tek geçerli yoldur.”
“BİZLER BU SUÇA ORTAK OLMAYACAĞIZ”
“Halkların iradesini hiçe sayan her girişim, her saldırı haksız ve hukuksuzdur. İktidar kendi işlediği suçlara bütün toplumun ortaklık etmesini bekliyor. Bizler bu suça ortak olmayacağız. Barış’ı değil savaşı savunmak suçtur. Bizler bu savaşın ülke ve toplum yararına olmayacağını bildiğimiz için karşı çıkıyoruz.
İktidar, Suriye’nin dört bir yanından evlerini terk ederek Türkiye’ye gelen mültecileri yerleştireceğini söylemektedir. Birleşmiş Milletler kürsüsünde elinde haritalarla anlattığı güvenli bölge kemerinin Selefi bir kemer olacağı çok açıktır. Hafız Esad’ın Arap kemeri anlayışı ile birebir örtüşmektedir. İktidar, Kürtleri tehcir etmeyi hedeflemektedir. Aynı zamanda ülkemizdeki muhalefet ve demokrasi güçlerinin bir araya gelmesini engellemek ve var olan ve giderek derinleşen ekonomik krizi örtbas etmek için de bu saldırıyı gerçekleştirmiştir.
IŞİD yalnızca Suriye’de değildir. Irak’ta değildir. İçimizdedir. İnsanlık düşmanı El Kaide ve El Nusra türevi çetelerle birlikte hareket etmek IŞİD’i yeniden ayağa kaldırma ve aktif hale getirme sonucu da asla kabul edilemez. Bu konuda atılacak her adım sadece Irak ve Suriye için değil başta Türkiye ve diğer ülkeler için de büyük bir suçtur ve tehlikedir.”
“KAVGAYA DEĞİL DİYALOG VE MÜZAKEREYE İHTİYAÇ VARDIR”
“Diğer bir nokta Kürtlerin varlığına, Kürt halkının Siyasi ve İdari haklarını kullanmasına düşmanca yaklaşmak çözüm değil bir çözümsüzlük politikasıdır. Halkların iradesini gasp etmek ya da varlığını tanımamak sadece savaş ve işgallerle olmuyor. Biz bunu en temel yurttaşlık hakkımızın gasp edildiği kayyum atamaları, seçim iptalleri ile de gördük. Barış, eşitlik içinde ortak vatanda ve demokratik cumhuriyette yaşamanın yolu barıştan geçmektedir. Kendi sınırlarında ve komşu sınırlarda yaşayan Kürtlerle barışmayan ve tüm muhalefete saldıran bir zihniyet çözümsüzlük üretir. Bu topraklar, bu bölge hepimize yeter. Kavgaya değil diyalog ve müzakereye ihtiyaç vardır.”
“GELECEĞİMİZİ KARANLIĞA BIRAKMAMAK İÇİN”
“İnsanların ölümüne, yerinden edilmesine karşı çıkan herkesedir çağrımız. Savaşa ve irade gaspına karşı buluşalım. İrade ve geleceğimize sahip çıkmak, demokrasi ve adalet talebini yükseltmek, baskıya, talana, ranta, sömürüye ‘hayır’ demek için savaşa ve ölüme karşı barışı ve yaşamı savunmak için geleceğimizi karanlığa bırakmamak için ekmeğimize, emeğimize göz koyanlardan hesap sormak için düşünce ve ifade özgürlüğümüze sahip çıkmak için halkın iradesini gasp edenlere ‘yeter’ demek için kadın cinayetlerine ‘dur’ demek için insanların ölümüne, yerinden edilmesine karşı çıkan, savaş karşı olan herkesedir çağrımız. 19 Ekim’de Tandoğan Meydanında demokrasi için buluşalım”
PİRHA / ANKARA
Yoruma kapalı.