PİRHA-Abdal Musa Dergâhı civarında mevsimlik işçi olarak çalışan işçiler, yaşadıkları sorunları ve taleplerini dile getirdi. İnsanca koşullarda yaşamadıklarını kaydeden işçiler, “Devlet hiçbir destek de bulunmuyor. Alevi canlar, lokmalarını bizlerle paylaşıyorlar. İnsanca yaşamak istiyoruz” dedi.
Mevsimlik işçiler, ülkenin dört bir yanında ağır çalışma koşulları, kazançlardaki adaletsizlik ve kimliksel dışlanmalar gibi birçok sorun ile karşı karşıya.
Mevsimlik işçi olarak çalışmak üzere Adıyaman’dan Antalya Elmalı’daki Abdal Musa Dergâhı’nın bulunduğu yere gelen tarım işçileri yaşadıklarını PİRHA‘ya anlattı.
“İNSAN YERİNE KONULMUYORUZ”
1200 km’lik bir yoldan geldiklerini belirten işçi Müjdat Konaç, yaşadıkları yerde karşılaştıkları sorunları dile getirdi. “Bizi insan yerine koyup da iyi bir yer vermiyorlar” diyen Konaç, konakladıkları alandan duydukları şikayetten bahsetti.
Konaç, şöyle konuştu:
“Eğer ki biz buraya 1200 km yoldan geldiysek; bizi sevgiyle, saygıyla karşılayın. Bize güzel bir yer verin ki biz de gelelim, oralara konalım. Suyumuz, banyomuz olsun ki biz de rahatımıza bakalım. İyi, kötü çadırda rahat olmaz ama yine de idare ederiz. Herkes kendi çıkarına bakıyor. Çıkarları oldu mu hemen gelip bize yapışıyorlar. Çıkarları olmadı mı bizi tanımıyorlar.
15 senedir Ankara’da kalıyorum. Orada geri dönüşüm işini yapıyorum. Bu geri dönüşüm işi eskiden serbestti. Ama şimdi ona da el koydular. Bize çok gördüler. Şu an belediye kendi arabalarıyla topluyor. Eskiden karton topluyorduk fakat şimdi onu da alamıyoruz.”
“ALEVİ CANLAR, LOKMALARINI BİZLERLE PAYLAŞIYOR”
“Ne yapalım gidecek bir yerimiz, aylığımız, varlığımız yok. Evlerimizden başka hiçbir şeyimiz yok” diyen Konaç, emeklerinin karşılığını alamadıklarını kaydetti.
Konaç, yaşadıkları yerde 160-170 TL’ye yaptıkları işi Antalya’da 100 TL’ye yaptıklarını vurgulayarak; “Boş kaldığımız günler Abdal Musa Türbesi’nde Alevi can dostlarımız yemek yapıyorlar, lokma dağıtıyorlar. Sağ olsunlar bizlerle beraber paylaşıyorlar. Boş kalmadığımız günlerde zaten işteyiz. Onun için ben devlete tekrar söylüyorum bize güzel bir işyeri veya bize şans tanısalar olmaz mı? Olur her türlü olur. Başkasının yaptığı işi biz de yaparız. Elin yapamadığı işi biz yapıyoruz ama yine de kimseye yaranamıyoruz.
Bu çevrede en ufak bir hırsızlık olsa bir şey olsa bizi sorumlu tutarlar. Abdal Musa Türbesi’nin orada boş bir kesim alanı var. 8-10 senedir gelip orada çadırımı kuruyordum. Bu sene başka bir yerde kurduk” ifadelerini kullandı.
“DEVLET HİÇBİR ŞEKİLDE DESTEK VERMİYOR”
İşçilerden İsmail Konaç ise günlük yevmiyelerin düşük olmasından duyduğu rahatsızlığı ifade etti. “Ne iş olursa yapıyoruz” diyen Konaç, “Çadırımızı Abdal Musa Türbesi’nin üzerine kurmuşuz. Geceleri çadırlar çok soğuk oluyor. Düzgün bir işimiz yok. Devlet bize destek vermiyor. Burada bir kamp olsaydı. Ev başı bir salon olsaydı yine yeterdi bize ama o da yok.
Sabahtan akşama kadar çocuklar titriyorlar. Biz devletten destek bekliyoruz. Burada 35 kişiyiz. 400’e yakın burada çalışan var. Devlet bize yardım etsin. Bize bir yer göstersin, bir iş yeri versin. Biz de evimizden çıkmayalım, memleketimizden ayrılmayalım” şeklinde konuştu.
“ÇALIŞMAK DEĞİL, OKUMAK İSTİYORUM”
Mevsimlik işçi olarak çalışan çocuklar da var. Onlardan biri de Mehmet Ali Tokmak. Okumak istediğini söyleyen Tokmak, şunları dile getirdi:
“Çalışmaya geldim fakat emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Dağlık alanda çadırlarda duruyoruz. Biz çalışmak istemiyoruz okumak istiyoruz. Sabah 05.00’de kalkıyoruz. Okulumu açsınlar. Ben okula gitmek istiyorum. Roman olduğum için beni okuldan dışladılar. “Sen Roman çocuğusun, burada okuyamazsın” diyerek, hep kağıtlarımı, defterlerimi yırtıyorlardı. İstanbul’da Fatih’te okulum. Okulumda okumak istiyorum. “Okulumu değiştireyim” dedim. Müdür muavini, “Senin babanın malı mı burası?” dedi. Burada benim gibi üç, dört tane çocuk daha var.”
Cebrail ARSLAN/Tekke Köyü-ANTALYA
Yoruma kapalı.