PİRHA – 657. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri “Düzgün Tekin dosyasında cezasızlığa son, adalet istiyoruz!” diyerek adalet talebini yenilediler.
HABERİN VİDEOSU
Kayıplarının akıbetini sormak ve adalet aramak için her hafta Cumartesi günü Galatasaray Meydanı’nda toplanan Cumartesi Anneleri 657. haftada yine Galatasaray Meydanı’ndaydı. ‘Failler belli kayıplar nerede’ pankartının üzerine Düzgün Tekin fotoğrafı, kırmızı karanfiller ve barışı temsilen beyaz tülbent bırakıldı. Eyleme HDP Milletvekilleri Hüda Kaya ve Pervin Buldan destek verdi. Eylemde ayrıca Hüseyin Toraman da gözaltında kaybedilişinin 26.yılı olması sebebiyle anıldı.
“BİRÇOK ANNE VE BABAYI BU MEYDANDA KAYBETTİK”
Eylemde ilk konuşmayı Fehim Tosun’un eşi Hanım Tosun yaptı. Yine Galatasaray Meydanında olduklarını ifade eden Tosun, iki gün önce hayatını kaybeden Hüseyin Toraman’ın babası Ali Rıza Toraman’ı anarak, “Ali Rıza gibi bir çok anne ve babayı bu meydanda kaybettik”dedi.
“Bu ülkeyi yönetenler ne acıdan ne hukuktan nede yasadan anlıyorlar” diyerek hükümete seslenen Tosun, “Beş dakika kendinizi bizim yerinize koysanız bizi anlayacaksınız” dedi. Tosun, Galatasaray Meydanı’nda birçok kayıp yakının sesi olduklarını belirterek mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
“ADALET ARAYIŞIMIZ SÜRECEK”
22 Yıl önce gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın abisi Ali Ocak da Ali Rıza Toraman’ı anarak, 23 yıldır adalet aradıklarını belirtti. Ocak, Tekin Düzgün’ü Kırklareli’de kemiklerinin gömüldüğü yerde ararken ilkel yöntemlerle aradıklarını ve savcının ‘sizi arayacağız’ dediğini belirterek,”Tekin Düzgün için adalet arıyoruz. Neredeyse yirmi yıl geçmesine rağmen ne savcı geldi nede bir haber veren var” dedi. Ali Ocak, adalet arayışlarına devam edeceklerini de ifade etti.
“ANILARINA SAHİP ÇIKACAĞIZ”
HDP İstanbul Milletvekili ve Cumartesi İnsanlarında Hüda Kaya, Acılarını her geçen gün daha da derinleştiğini söyleyerek, “Cumartesi Annelerinin mücadelesi ise her geçen gün dahada artarak devam ediyor” dedi. Kaya, Cumartesi kayıplarının anılarına sahip çıkarak mücadeleye devam edeceklerini belirtti.
657. Haftanın basın açıklamasını Cumartesi İnsanlarından Leyla Kaya okudu. Kaya, gözaltında kaybetmenin 22 yıldır suç sayılmadığı Düzgün Tekin dosyasını paylaşmak için bir araya geldiklerini belirtti. Kaya, Düzgün Tekin’in sosyalist kimliğiyle bilindiğini ve 21 yaşında da sendikal mücadelenin içerisinde olduğunu da vurguladı.
“TEKİN TAKİP EDİLDİĞİNİ SÖYLEDİ”
21 Ekim 1995’de akrabasının evinden işe gitmek için çıktığını ve bir daha haber alınmadığını ifade eden Leyla Kaya, süreci şöyle anlattı:
“Ailesine bir haftadır polis tarafından takip edildiğini söyleyerek, kendisini takip eden araçlardan birinin plakasının 34 F 6676 olduğunu kağıda yazarak eve bıraktı. Evdekiler de içinde sivil giyimli şahısların bulunduğu bir otomobilin günlerdir evlerinin önünde beklediğini gördü. Düzgün Tekin 21 Ekim 1995 tarihinde, İstanbul Güneşli Evren Mahallesi’ndeki akrabasının evinden Bayrampaşa’daki işyerine gitmek için çıktı. Bir daha kendisinden haber alınamadı.O günden sonra evin önünde bekleyen otomobil de bir daha gelmedi. Düzgün Tekin’in Ailesi avukatlarıyla birlikte tüm resmi kurumlara başvurdu. İnsan Hakları Derneği yasal girişimlerde bulundu, Af Örgütü devreye girdi. Ancak Düzgün Tekin’i günlerce takip eden güvenlik birimleri onun nerede olduğunu bilmediğini söyledi
Olaydan 18 ay kadar sonra, JİTEM’le bağlantılı itirafçı Kasım Açık, Düzgün Tekin ile ilgili açıklamalarda bulundu. Basına da yansıyan itiraflarda Açık, Düzgün Tekin’in kendisinin de içinde bulunduğu itirafçılar, polis memurları ve askerlerden oluşan JİTEM birimi tarafından sorgulanarak öldürüldüğünü söyledi. Düzgün Tekin’in bedeninin de Edirne yakınlarındaki askeri alan içinde bulunan Çadırkent çöplüğüne gömdüklerini anlattı. Düzgün’ün eşkal bilgilerini ve üzerindeki giysilerini tarif eden Kasım Açık, olay yeri ile ilgili bir kroki de çizdi.
“HUKUK İŞLETİLMEDİ”
Bu gelişme üzerine 27 Mayıs 1997 tarihinde arama faaliyetinde bulunmak için Düzgün’ün ailesi, arkadaşları ve insan hakları savunucuları Çadırkent’e gitti. Ailenin ve avukatların tüm ısrarlı taleplerine rağmen yetkililer göstermelik bir arama çalışması yaptı ve sonuç alınamadı.
Kasım Açık’ın itirafları kendi el yazısı ve imzası ile savcılığa verilse de etkin bir soruşturma yürütülmedi. Bugüne kadar yetkili makamlardan Düzgün Tekin’in akıbetine yönelik hiçbir açıklama yapılmadı, hukuk işletilmedi ve dosya cezasızlık zincirinin bir halkasına dönüştürüldü.
Çadırkent’teki çöplükte elleriyle oğlunun kemiklerini bulmaya çalışan baba Veli Tekin, oğluna kavuşamadan aramızdan ayrıldı. Annesi Elif Tekin hala oğluna kavuşmayı bekliyor. Onun “dağlar, taşlar, kuşlar bana yön verin, ben oğluma kavuşayım” haykırışını unutmayacağız.” (HABER MERKEZİ”
Yoruma kapalı.