PİRHA-Dersim’de son yıllarda yapılan barajlar ile birlikte iklim yapısında çok ciddi tahribatlar ortaya çıktı. İklim krizinin de derinden hissedildiği Dersim’de ekolojik dengede sarsılmalar yaşanıyor. Bunun sonucu olarak Dersim’de ayılar bahçeleri tahrip ederken, arılara da zarar veriyor. Yaşananlar köylülerde korku ve endişeye yol açarken, bilim insanları çözümün hayvanların yaşadığı bölgede beslemesini sağlamak olduğunu vurguladı.
İklim krizi tüm canlıları etkilemeye devam ediyor. Derelerin kuruduğu, tatlı su kaynaklarının bir bir yok olduğu, vahşi madencilikle ormanların talan edildiği, fabrikaların atıklarını derelere saçtığı, herşeyin bir küçük grubun kâr hırsına kurban edildiği bir dönemden geçiliyor. Bilim insanları ve ekoloji mücadelesi verenler bu durum karşısında mücadeleyi büyütme çağrısında bulunurken, maden şirketleri doğanın dengesini bozmaya devam ediyor.
Dersim’de son yıllarda yapılan barajlar ile birlikte iklim yapısında çok ciddi tahribatlar ortaya çıktı. İklim krizinin de derinden hissedildiği Dersim’de ekolojik dengede sarsılmalar yaşanıyor.
Bu yıl meyvenin don nedeniyle olmadığı Dersim’de yaban hayvanları açlıkla karşı karşıya. Yetkililerin önlem almadığı bu durum hayvanların yurttaşların yaşadığı alanlara gitmesine neden oluyor. Bu bir taraftan köyde geçimini tarım ve balcılık yaparak sağlayan yurttaşları zor durumda bırakırken, ölümlü ve yaralanmalı vakalarda yaşanıyor.
Bu sorunların yaşandığı köylerden biri de Dersim’in merkez ilçesine bağlı Körtan (Meşeyolu) köyü. Ayıların köyün içindeki ve çevresindeki bahçelere girdiği ve arılara saldırdığı için köylüler endişe içerisinde.
Körtan köyündeki yurttaşlar, yaşadıklarını PİRHA’ya anlattı.
“HERKES KORKU İÇERİSİNDE”
Bahçelerine ayının saldırması nedeniyle mağdur olduklarını dile getiren yurttaşlar, Azime Coşkun, “Bu sene don vurmasıyla köyümüzde meyve yok ama biraz sebze ektik ama ayıların 3-4 defa bahçemize gelmesiyle sıkıntı yaşıyoruz. Geçen sene de bizim köye yakın bir yerde ayı saldırısı nedeniyle bir genç hayatını kaybetmişti. Herkes korku içerisinde ve akşamları dışarı çıkamıyoruz” dedi.
Ayının arılarına saldırdığını ve bu sene korkudan dışarı çıkmadıklarını söyleyen Hüseyin Oktay, “Ayılar yavrularıyla birlikte köye geliyorlar, ektiğimiz bahçeye saldırıyorlar etrafta hiç meyve olmadığı için. Arıcılık yapıyorum ekonomik olarak bize biraz katkısı olsun diye ama arılarımıza da ayılar saldırıyor. Biz akşamları bahçemizi sulamamız lazım ama korkudan dışarı çıkamıyoruz. Hayatımız tehlikede devletten yardım talep ediyoruz, bir an önce bu duruma bir çare bulunsun” diye belirtti.
Merivan Çağlar, ise şunları ifade etti:
“Ayı dün akşam yine geldi. Ben bu odada yatıyorum. Benim ödüm koptu. Deprem oldu sandım. Xızır’a dua ettim. Sadece sesini duydum birde geldiğini görmüş olsam korkudan ölürdüm. Ayak izlerini görüyorsunuz buradan da çıkıp gitmiş. Buradaki malzemeleri de devirmiş. Ben yatıyordum ayak seslerinden irkildim. Ne olacak bizim bu halimiz. Benim yanımda kimse de yok çok korkuyorum.”
“YABAN HAYVANLARININ, İNSANLARIN YAŞAM ALANLARINA GELMESİNİN SEBEPLERİ VAR”
Son zamanlarda yaban hayvanlarının yaşam alanlarını terk edip insanların yaşam alanlarına gelmesi sonucunda oluşan problemlerin olduğunu vurgulayan veteriner ve Dersim Araştırmaları Merkezi Yöneticisi Orhan Budak, şunları söyledi:
“Tabii hayvanların kendi yaşam alanlarını bırakıp insanların yaşam alanlarına gelmesinin bazı sebepleri vardır. Özellikle habitat dediğimiz hayvanların yaşam alanlarının kısıtlanması. Ormanlık alanlarının azalması, maden ocaklarının dağlarda işlenmesi, inşaatların yapılması, dağ başlarına yolların yapılması gibi. Aynı zamanda gıda ile ilgili problemler oluşuyor, yaşadığı bölgede gıda ihtiyacını karşılayamıyorsa tabii ki ihtiyacını karşılamak için başka bir bölgeye geçiyor.
Küresel ısınmanın neden olduğu ekosistemin bozulması sonucunda oluşan kuraklık ve susuzluk hayvanların göç etmesine sebep oluyor. Geçmişte insanlarla hayvanların sınırları belliydi ve hayvanlar insanların yaşam alanlarına girmiyordu. Şu an burada birazcık değişiklik var. İnsanlar yaban hayvanlarını kendi yaşam alanlarında beslenmeye çalışıyor. Yapılması gereken o hayvanın yaşadığı bölgede beslemek veya su ihtiyacını karşılamak. Bu şekilde yapılabilirse belki doğal olarak biraz önlenmiş olabilir.”
Nuray ATMACA/DERSİM
Yoruma kapalı.