11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’ne ilişkin açıklama yapan Eğitim-Sen, pandemiyle birlikte eşitsizliğin daha da derinleştiğini ve kız çocuklarının daha fazla dezavantajlı duruma düştüğünü kaydetti.
Eğitim-Sen, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’ne ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Bugün bakılan her verinin kız çocuklarının sistematik olarak ayrımcılığa uğradığını, insan olmaktan kaynaklanan haklara erişemediğini gösterdiğini kaydedilen açıklamada, 15-19 yaşları arasında bulunan her dört kız çocuğundan birinin ne okula ne de işte bulunmakta olduğu belirtildi. Bu oranın erkek çocuklar arasında onda bir olduğu ifade edilen açıklamada, bu rakamların dahi kız çocuklarının maruz kaldığı ayrımcılığı gözler önüne serdiği belirtildi.
Açıklamada, “Pandemi ile birlikte zaten var olan ekonomik kriz derinleşmektedir. Bu krizden en fazla etkilenen kesimlerden birini de kadınlar ve kız çocukları oluşturmaktadır. Dünya genelinde 435 milyon kadın ve kız çocuğu, 2021’de günlük 1,90 ABD dolarından daha az gelire sahip olacak ve ayrıca salgın nedeniyle 47 milyon kadın ve kız çocuğunun daha dünya genelinde yoksulluğa itileceği tahmin edilmektedir” denildi.
Pandemi sürecinde eşitsizliğin daha da derinleştiği ve kız çocuklarının daha fazla dezavantajlı duruma düştüğü kaydedilen açıklama, şöyle devam etti:
“Küresel salgın kız çocuklarının eğitim hakkını ciddi şekilde tehdit etmektedir. UNESCO verilerine göre, dünyada 743 milyon kız çocuğu okula gidemiyor; okula gidemeyen bu çocukları ailelerinin işlerine yardım ediyor, kardeşlerine bakıyor, tarlada çalışıyor. Bu durum okulların tekrar açılacağı dönemde ise kız çocuklarının okula dönüş oranlarının düşeceğine de işaret etmektedir. Birleşmiş Milletler, pandemi sonrasında 11 milyon kız çocuğunun okula dönememe riski ile karşı karşıya olduğunu ifade etmekte ve bununla ilgili mutlaka önlem alınması çağrıları yapmaktadır.
Dünyanın her yerinde yaşanan savaşlar nedeniyle yerinden yurdundan edilen okul çağındaki çocuklar çalışmak zorunda bırakılmakta, çalışma ortamlarında tacize, istismara maruz bırakılmakta ve çocuk yaşta evlendirilmektedir. Çocukların korunması ve güçlendirilmesi sorumluluğu tüm toplumundur. Devletler kamusal sorumlulukları gereği yoksullukla ve çocuk işçiliği ile etkin mücadele etmelidir. Eşitliğin sağlandığı, cinsiyet ayrımının olmadığı bir toplum ancak bilimsel ve eşitlikçi bir eğitim sistemiyle mümkündür. Çocukların ayrımcılık ve istismarın ne olduğunun dahi bilinmediği bir dünyada büyüdüğü bütün haklardan eşit yararlandığı bir gelecek mümkün. Eğitim-Sen olarak çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakmak için mücadele ediyoruz. Toplumsal cinsiyet kalıplarına karşı yaşasın eşitlik ve özgürlük.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.