PİRHA- 2024/’25 eğitim-öğretim yılının ilk yarısına dair açıklama yapan eğitim sendikaları, eğitim emekçilerinin yaşam koşulları giderek ağırlaştığına dikkat çekerek, “Türkiye’deki bütün eğitim kurumları, iktidarın ırkçı, mezhepçi, ayrımcı ve otoriter uygulamaları nedeniyle gerçek işlevlerinden hızla uzaklaştırılmıştır. Herkesin eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanabilmesi için eğitim herkesi kapsamalı, yeterli sürede verilmeli, yaşam boyu ulaşılabilmeli, kamusal bir anlayışla parasız olmalı, içeriğinin çağdaş, bilimsel ve laik olmalı, resmi dil yanında diğer ana dillerde de yapılabilmelidir” dedi.
Eğitim-Sen Mersin Şubesi ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Mersin İl Temsilciliği 2024/’25 eğitim-öğretim yılının ilk yarısına dair basın açıklaması yaptı. Yenişehir Milli Eğitim Müdrülüğü önünde yapılan açıklamada, eğitimde yaşanan sıkıntılarıın arttığı vurgulandı.
Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, Türkiye’de yıllardır çok ağır çalışma koşulları altında ve özveriyle görev yapan eğitim emekçilerinin yaşam koşulları giderek ağırlaşırken, boş kadro olmasına rağmen, uzunca bir süredir eğitim kurumlarına genel idari hizmetler, teknik personel ve yardımcı hizmetler sınıfında memur alımı yapılmadığını söyledi.
“OKULLARDA HİJYENİN TAM ANLAMIYLA SAĞLANMASI ZORUNLUDUR”
Eğitim öğretim yılının başından itibaren haftada üç gün çalışan geçici temizlik personelinin, okul hijyeni için yetersiz olduğunu dile getiren Sümbül, “Bu durumun olumsuz sonuçlarını yaşayan eğitim emekçileri ve veliler okullarda salgın hastalıkların yayılma riskine dikkat çekerek acil çözüm talep etmektedir. Hükümetin tasarruf politikaları kapsamında temizlik personelinin çalışma günlerinin azaltılması, okullardaki hijyen koşullarını ciddi şekilde tehlikeye atmış ve öğrencilerin sağlığını riske sokmuştur. Eğitimin niteliğini korumak ve öğrencilerimizin sağlığını güvence altına almak için okullarda hijyenin tam anlamıyla sağlanması zorunludur” diye belirtti.
“DİNSELLEŞME YAYGINLAŞTI”
Sümbül, eğitim öğretim yılının ilk yarısında ÇEDES projesi kapsamında okullarda yapılan ve kamuoyuna yansıyan bazı etkinlikler şu şekilde açıkladı:
“Türkiye’nin dört bir yanında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde uygulamalı hac eğitimi verilmekte, sınıfın ortasına kurulan Kâbe maketi etrafında tavaf eden öğrenciler, ihram giyimini öğrenip şeytan taşlama pratiği gerçekleştirmektedir.
Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, 2 Aralık 2024 tarihinde okullara gönderdiği yazı ile ÇEDES Projesi kapsamında lise, ortaokul, ilkokul ve anaokullarından oluşan 99 okula cami imamlarını görevlendirmiştir. Görevlendirme listedeki din görevlilerin tamamı AKP İzmir İl Başkanı, MÜSİAD üyesi patron Bilal Saygılı’nın kendi adına yaptırdığı Ege Üniversitesi Kampüsü içerisindeki Bilal Saygılı Camisinden seçilmiştir.
18 Aralık 2024’te Konya’da düzenlenen “Arapça Günü Etkinlikleri” kapsamında bir öğrencinin IŞİD militanı gibi giydirilip eline oyuncak silah verilerek arkadaşlarına ateş ettirildiği bir gösteri gerçekleştirilmiştir. Bu etkinlik, kamuoyunda büyük tepki toplamıştır.
Manisa’nın Kula ilçesindeki Jeopark Ortaokulu’nda, ÇEDES projesi kapsamında düzenlenen “Filistin İçin Tek Yürek” adlı etkinlik, içerdiği sahneler nedeniyle kamuoyunda tepki çekmiştir. Gösteride, sahnede kanlı kefenler, kesik kol ve bacak maketleri sergilenmiş; ayrıca öğrencilere oyuncak silahlar verilmiştir. Etkinliğe Kula Kaymakamı, Kula Belediye Başkan Vekili, İlçe Milli Eğitim Müdürü ve diğer protokol üyeleri de katılmıştır.”
“EĞİTİME ERİŞİM HAKKI SAĞLANMALI”
Eğitim Sen olarak, sorunların yalnızca günübirlik tedbirlerle değil, köklü ve kamusal eğitim politikalarının benimsenmesiyle çözülebileceğini savunduklarının altını çizen Sümbül, şunları aktardı:
“Kamusal eğitim politikalarının odağında, bilimin ışığında, eşitlik ve laiklik temelinde bir eğitim sistemi inşa etmek yer almalıdır. Kamusal eğitim, siyasal iktidarın ve bir bütün olarak devletin ekonomik ve demokratik talepleri karşılaması için zorlandığı, eğitim hizmetinin herkes için eşit, parasız, nitelikli ve ulaşılabilir olmasını ifade eden bir kavramdır. Bir ülkede herkesin eşit koşullarda yararlanabileceği bir eğitim hakkından bahsedebilmek için eğitimin fiziksel ve ekonomik yönden de erişilebilir olması gerekir. Eğitime erişim hakkını düzenleyen her türlü ulusal/uluslararası yasa/sözleşme, devletlere bu hakkın ayrım yapılmaksızın sağlanması yükümlülüğünü getirmektedir.
Türkiye’deki bütün eğitim kurumları, iktidarın ırkçı, mezhepçi, ayrımcı ve otoriter uygulamaları nedeniyle gerçek işlevlerinden hızla uzaklaştırılmıştır. Herkesin eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanabilmesi için eğitim herkesi kapsamalı, yeterli sürede verilmeli, yaşam boyu ulaşılabilmeli, kamusal bir anlayışla parasız olmalı, içeriğinin çağdaş, bilimsel ve laik olmalı, resmi dil yanında diğer ana dillerde de yapılabilmelidir. Okullarda verilen eğitimin içerik bakımından dini esaslara göre değil, bilimsel esaslara dayalı olması, eğitimin gerçek anlamda laik ve demokratik bir yapıda örgütlenmesi yönündeki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimiz bilinmelidir.”
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Mersin İl Temsilcisi Nebil Birtek de, özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim emekçilerinin, asgari ücrete hatta birçok kurumda asgari ücretin de altındaki ücretlere mahkûm edilmek istendiğini belirterek, “Özel sektör eğitim emekçisi, bizzat Millî Eğitim Bakanlığı tarafından soluksuz bırakılmak isteniyor. Boğazımıza yapışan ve bizi iliğimize kadar sömürmek isteyen sermayenin türlü hukuksuzluklarına karşı, en sorumlu kurum olarak kılı kıpırdamayan Millî Eğitim Bakanlığıdır.
“TABAN MAAŞ HAKKIMIZI GERİ ALACAĞIZ”
Ataması yapılmayan yüz binlerce eğitim emekçisi tabanda yığılarak özel öğretim kurumu sahiplerinin ücretli köleleri haline getirildiğini vurgulayan Birtek, şunları dile getirdi:
“Kolejlerde, kurslarda, rehabilitasyon merkezlerinde, anaokullarında, kreşlerde, vakıf üniversitelerinde çalışan bütün eğitim emekçilerinin bugün tarihsel bir fırsatı vardır. Bu fırsat, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının tüm dar alanları zorlaya zorlaya açtığı yoldadır. Bu yolun tıkanmaması, çıkmaz bir yol haline gelmemesi de tüm özel sektör öğretmenlerinin sorumluluğundadır.
Bugün insanca yaşamak için burada, bir aradayız! Bugün bizi görmezden gelip yalnızca patronların çıkarlarını gözetenlere başta taban maaş ve eşit işe eşit ücret hakklarımızı almadan asla vazgeçmeyeceğimizi haykırmak buradayız! Eğitimi tüccarların, müteahhitlerin, mafyanın elinden çekip almak için buradayız!
Bugün asgari yaşama, ücretli köleliğe ve Velilerden 100 binlerce lira para alıp öğretmenlere sefalet ücretini reva görenlere isyan etmek için buradayız! Yaşasın Sendikamız! Yaşasın öğretmen dayanışmamız! Mücadele dersini öğretmenler verecek! Taban maaş hakkımızı geri alacağız!”
PİRHA/MERSİN
Yoruma kapalı.